Pazar , 8 Eylül 2024
Son Dakika Haberler

Almanya örtülü bir Yahudi devleti midir

Arif Altunbaş

20. Asırda Yahudilerin kökünü kazımak için onları erkek kadın, çoluk çocuk, yaşlı genç, suçlu suçsuz ayırt etmeksizin gaz odalarında boğan, ölüm fırınlarında yakan, açlık susuzluk ve hastalıklar içinde telef eden Alman aklı şimdi de Gazze’de kendileri gibi soykırımı yapan 2. Dünya savaşındaki kurbanları Siyonistlere her türlü destek ve silah vererek örtülü bir Yahudi devleti olduğunu mu onaylıyor?

Avrupa’da Cermen ırkı tarih boyu Avrupa’nın hem kurucu hem de yıkıcısı unsuru olarak öne çıkmıştır. Cermen ruhunu en çok temsil eden millette Almanlardır. Avrupa Birliğinin kurucu lideri, onun ayakta durmasını sağlayan, zaman zaman onu uyaran, hatta tehdit eden de Almanlardır. Almanlar olmadan Avrupa Birliği düşünülemez. AB’ ın başşehri Brüksel olsa bile, esas merkezi Berlin’dir. Brüksel göstermeliktir.

Avrupa’yı var eden diyalektik güç onu yok edecek olan silahın da gücüdür. Batının çıkmaz sokağı onun çıkış yolu olarak ortaya koyduğu diyalektik düşünce, mantık, anlayışın metaforunu oluşturur. Doğruyu ve gerçeği karanlık çıkmaz sokaklarda arama döngüsünün paradoksal yanılgısının dinamiğidir o.

Dünya savaşlarını çıkaran Cermen ruhu ve aklıdır. Yakıp yıktıkları Avrupa’yı onarmak ve ayağa kaldırmayı da kendi görevleri bilen onlardır.  Cihan savaşlarını çıkaran bu ruh dünyayı onarma ve inşa etme işini de yüklenir. Kısa zamanda savaş yıkıntıları içinden bir mucize çıkarır. Tekrar düştüğü yerden alelacele kalkar. Sonra yine yakmanın, yıkmanın ve yok etmenin peşinde koşmaktan geri durmaz. Genetik bir özürlülük döngüsü böylece yuvarlanıp gider.

Avrupa cihanı kuşatan büyük savaşlar ve afetlerle yeniden buluşmak için adeta çılgına dönmüş, aklını yitirmiş ve yerinde duramayan vahşi bir at gibi şimdilerde de. Yeniden dünyayı kapsayan ve etkileyen savaşlar başlatmak, sonra yeniden derlenip toparlanmak için yerinde duramıyor, kaşınıyor adeta. Hiç tarihten ders aldıkları yok. Yeni bir meydan okuma, yeni bir kör döğüşü, yeni bir küresel yıkım savaşı onların dolap beygiri gibi yaptıkları en başarılı iş. Üçüncü dünya savaşını nasıl ve nerede çıkaralım derdinde silahlanıyorlar. Acaba Ukrayna mı, Tayvan mı?

Tanzimat’tan bu yana bizdeki aşağılık komplesi altında ezilen batı kuklası karanlık aydınlar ve devlet adamlarımızın model alıp örnek gösterdikleri, taklit ettikleri Avrupalı ve Batılılar soykırımcı emperyalist despotların kuklalığını yapıyor.  Bunun için millet ve devlet olarak batılılaşma adına yıllarca çıkmaz sokakların kör girdaplarında bir akıl tutulmasıyla aynı yerde dönüp dolaşan dolap beygirleri haline geldik/getirildik.

Vahiyden uzaklaşmanın ve aklın kölesi olmanın çıkmazı sokaklarında Hakkı ve hakikati arama yanılgısı içinde çırpınmanın, bir türlü uyanamamanın saplantısında boşa giden bir yüzyılımızın günahını taşıyan bir milletiz. Ne yaparsak yapalım batıyı taklit etmemizin, onun tarafından reddedilişimizin, düşman görülmemizin, sevilmeyişimizin hazin öyküsünün muhatabı ve aktörleri biziz.

Almanya’dan önce Avrupa’daki örtülü ilk Yahudi devleti İngiltere’ dir. Osmanlıyı yıkan, onun yerine kendi güdümünde bir devlet olarak Ortadoğu’da çıbanbaşı olarak İsrail’i kurduran İngiltere’dir.

Hangi akıllı Almanya’nın bağımsız bir devlet olduğunu, Alman ekonomisi, aklı ve siyasetinin Yahudilerin elinde ve kontrolünde olmadığını söyleyebilir? Alman devleti ve otoriteleri inandıkları dinden, iman ettikleri tanrıdan, kurdukları devletten önce İsrail’ den korktukları acaba neden?

Yahudiler Almanya’daki yatırımlarını geri çektikleri an Alman devinin bir ay içinde büyük bir balondan ibaret olduğu görülür. Cermen aklı, ruhu Siyonistlerin önünde diz çökmüş, onun gözünün içine bakarak ona yalvaran, dişleri sökülmüş, pençeleri çalışmayan zavallı bir aslandır. Almanlar her taraftan kendilerini saran ve esir alan bu Siyonist örümcek ağından kurtularak Avrupa’daki modern düşünceyi kuran Kant ve Hegel’ i yeniden okumak, anlamak ve bugünkü durum ve pozisyonlarını anlamlandırmak zorundadır.

İkinci dünya savaşından önce ve sonra Almanların yaşadıkları ya da Almanlara yaşatılan ve unutturulmak istenen trajedileri yok sayan, bir Almanya nasıl özgür ve bağımsız bir devlet ve millet olabilir? İyi veya kötü milletler kendi tarihleriyle birlikte yaşarlar.

Dünya hep Almanların Yahudileri yakıp yıkıp yok ettiklerinden bahseder. Bu işte ölenin, öldürülenin hiç mi hiç suçu, günahı, hatası, ihaneti ve bozgunculuğu yok?  Yahudi (Siyonist) inancı, aklı, mantığı, vahşeti, dehşeti ve itikadının Hitlerin Yahudi kırımından farklı bir yanı yönü tarafı var mı? Siyonist Yahudi faşizminin delillerinin Filistin ve Gazze’de hala kanı akmakta. Dünya da ahmak ve aptalca bu zulme ve soykırımına çaresizce bakmakta.

Dünyanın gözü önünde Gazze’de Hitleri taklit eden Netenyahu’ nun Hitlerden farklı bir yönü var mı?  Peki, ‘’özgür, bağımsız, çağdaş, modern dünya’’ denilen ruhsuz duygusuz batı ittifakı ve dünyası neden Filistin’deki soykırım karşısında susar?

Çünkü batı medeniyeti ve emperyalist güçler Siyonist derin dünya devletinin emri ve kontrolündedir. ‘’Evet’’ veya ‘’Hayır’’ demeleri için Siyonistlerin onayı gerekir. İsrail herhangi bir konuda NEİN derse neden Almanlar/Almanya hemen nezle, grip ve kabız olur ve sancılar içinde kıvranır.

Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde yükselen aşırı sağ hareketlerin baş nedeni Siyonist güçlerin kontrolündeki AB kuklası ile Amerikan kuşatması altındaki Avrupa’dır.

Başta Almanlar ve Avrupa’daki devletler bir güç veya devletin baskısı altında değil, özgür ve bağımsız olarak kendileri olmak istiyor. Batıdaki sağın yükseliş sebebinin özü özeti budur. Batıda yükselen sağ Amerikan emperyalizmi ve Siyonist kuşatmanın kölelik zincirlerini kırmak için yükseliyor.

Ne yazık ki bizdeki at gözlüklü ahmak batıcılar hala batıya, ABD ve Siyonist emperyalizmine kölelik ve uşaklık yapıp öykünmeyi çağdaşlık, medenilik ve ilerleme olarak pazarlamaya devam ediyor. Omurgasız, sürüngen ve dibe vurmuş bir Mankurtlaşma örneği olarak.

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

İki dost ve iki rakip

Arif Altunbaş İngiltere ve ABD çıkarları söz konusu olunca iki rakiptirler, ama hiçbir zaman iki …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir