Birinci yazıdan devam…
2. yazı…
7-. Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı 13 yıldır spor salonları, binalar yapmaktan başka fikir, düşünce ve ruh dünyamızı inşa edecek kayda değer neler yapmıştır?
Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığına bu bakanlıklarla alakası olmayan, Bakanlıkların sorunlarından habersiz, eğitimden ve gençlikten kopuk insanların getirilmesi AK Parti hükümetleri adına bir HİZMET değil, maalesef bir HEZİMETTİR.
Kredi Yurtlar Kurumu yurtlarının MHP, PKK ve sol örgütlerin Hotelleri, kampları ve örgüt yatakhaneleri haline getirme başarısı AK Parti hükümetlerince atanan kıymetli(!) Bürokratlarımızın üstün başarısıdır.
Liselerde, Üniversitelerde, Üniversite yurtlarında bütün guruplar mevcut. Peki, hani AK Partinin gençliği nerede? Bunca sokak olaylarından sonra hala aklımız başımıza gelmedi mi?
8- Ak Parti’ yi destekleyen kaç tane doğru dürüst, geniş bir gençlik tabanına sahip gençlik teşkilatlarımız vardır? Bunların Türkiye genelindeki sayılar nedir? Hangi Liselerde ve Üniversitelerde örgütlenmişlerdir? Buyursun yetkili birisi açıklasın!
Milyonları meydanlara toplayıp onlara özden ve ruhtan yoksun heyecan fırtınaları yaşatmakla, hamasi söylemlerle, suni deşarzlar yaşatmakla ideal bir gençlik yetişmeyeceği ve yetiştirilemeyeceği 50 yıldır hala anlaşılmadı mı?
9-AK Parti sivil Toplum örgütlerini geliştirmek ve desteklemek yerine zaman zaman onların görevlerini üslenmeyi bırakmalıdır. Onlara her türlü maddi ve manevi desteğini esirgememeli. Onların halk tabanında örgütlenmesi ve güçlenmesi için tıkanan tüm hukuk, ekonomik, sosyal, kültürel yolları açmalıdır. Her şeye el atmak, her meseleye müdahale etmekle her şey olmuyor ve yapılmıyor. Herkes kendi görev alanında en iyisini ve en mükemmelini birbiriyle koordineli bir şekilde yapmaya çalışmalıdır.
Ne yazık ki AK Partiyi destekleyen sivil toplum örgütlerinin bir çoğu;
1-Ya; siyasi ikballer peşinde koşan insanların sıçrama tahtası, ya; hele heleci yandaş, ya da, tabanda ciddi bir varlığı ve ağırlığı olmayan göstermelik dernek, vakıf, ve platformdan ibarettir. Maalesef ciddi hizmetler üretemeyen tabela teşkilatları olmaktan ileri gidemiyorlar.
2-Bunların bir kısmı da; Birikim ve donanım bakımından yetersiz, dinamik ve genç kadrolardan yoksun, ilkesiz ve disiplinsiz, plansız ve programsız, aralarında ciddi bağlar olmayan, kendi başlarına devlet! olan marjinal İslami kuruluşlardır.Türkiye genelinde öyle fazla etkileri de yoktur. Sınırlı, az ve mevzi alanlarda faaliyet gösteren dernek ve vakıflardır. Türkiye’yi kucaklamaktan ve kuşatmaktan çok çok uzaktır.
10- AK Parti taraftarı sendikalar. Öğretmenleri eğitmek, aktif hale getirmek, okullarda seviyeli gençler yetiştirmek, uzun vadeli ve köklü faaliyetler yapmak yerine daha çok iktidarın gücü ve rüzgarını arkalarına alarak bol bol niteliksiz üye kayıt etme yarışındadırlar. Şuursuz ve kalitesiz bir çoğunluk bu gün sizin yanınızda kalabalık olarak bulunabilir.Ama, birgün güç başka tarafa evrilince, o zaman onların çoğu güçlünün yanında yer alacaklardır. Böyle suni büyümeleri reel büyüme olarak görmek, göstermek ve bunlara bakarak ve güvenerek en güçlü sendika havalarına girmek gelecekte yanıltıcı ve hedef saptırıcı olacaktır.
11-Devlet Bürokrasisi ise; (İstisnalar hariç) statükonun makam, mevki ve rütbe değirmenlerinde öğütülmüş davasız, sevdasız, kaygısız, idealizm fakiri, sadece; lütfen 8 saatini doldurma zahmetinde bulunan, gazete kültüründen bile yoksun bir sürü diplomalı cahillerle dolu hantal bir yapıdan ibarettir. Bu Bürokratlar, bu Bürokrasi ve bu Bürokratik oligarşiyle ancak eski vesayet düzeni sürdürülebilir. Bunlar Türkiye’ye hem maddi, hem manevi, hem de iş güçü olarak ağır bir yüktür. Bu obez yapılanma, bu oligart Bürokratlarla bırakın yeni Türkiye’yi kurmayı, Yeni Türkiye yolunda, yeni Türkiye ufuklarına doğru birlikte bir adım bile atılamaz. Daha yolun başında yamulurlar. Sizden Bıldırçın eti ve Kudret helvası isterler. İstediklerini getirseniz bile peş peşe yağmur gibi gelen öteki istekleri bitmez…Daha sonra, ”Beni İsrail” gibi Arzuları dayatmalara dönüşür. Çöl ortasında, bulutsuz havada, kanterler içinde sırılsıklam ıslanır kalırsınız …
Ve sizin de Hz. Musa gibi sabır taşınız çatlar ve en sonunda; فَافْرُقْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ الْقَوْمِ الْفَاسِقِينَ …‘’Fefruk beynena ve beynel kavmil fasıkın’’ (Maide;25) der, Rabbinizden yardım dilersiniz.
3. yazı ile devam edecek…