Pazar , 30 Haziran 2024
Son Dakika Haberler

ABD ve Rusya gerilimi nereye

Arif Altunbaş

Rusların yayılmacı politikaları Abhazya ve Kırım işgalinden sonra peşinden Ukrayna krizini tetiklemiş, bu durum hem Avrupa’daki, hem de Rusya’daki iç ve dış dengeleri sarsarak devlet arası güvenlik politikalarının yeniden dizayn edilmesine sebep olmuştur.

Rusya’nın Suriye, Libya, Baltık ülkeleri ve Afrika’nın bazı bölgelerinde boy göstermesi Batı cephesini iyiden iyiye rahatsız ettiğinden onlar da Rus saldırganlığı ve işgalciliği karşısında kendilerini Amerika’nın eteği altına sığınmışlardır.

Ukrayna krizinin 1. Derece sorumlusu Ruslardan önce Amerika’nın hegemonyal despotizmi doğrultusunda faaliyet gösteren NATO kuşatmasının Rusya’ nın sınırlarına kadar genişleme politikalarıdır.  Eski Varşova Paktı ülkelerinin Baltık denizinden Gürcistan’ a kadar NATO’ ya alınması, NATO’ nun Rusya’ ya karşı olası bir savaşı bu devletler üzerinden yapacağı anlamına gelmektedir.

Böylece NATO savaşı eski Varşova Paktı, (yeni NATO üyesi) devletler üzerine kaydırmış durumdadır. Soğuk savaş döneminde ağır ve acı Sovyet işgalleri yaşayan bu ülkeler Rus saldırganlığından emin olmak için kendilerini güvende hissedecekleri ABD güdümlü NATO’ nun kucağında bulmuşlardır.

Ukraynanın bugünkü savaşa ABD ve İngilizler tarafından önceden hazırlanmasından elbette Rusya’ nın haberi vardı. O da bunlara karşı boş durmadı. Askeri ve lojistik güçlerini Ukrayna sınırına kaydırdı. Sınırlarını savunmak için ne yapması gerekiyorsa onları yaptı.

Her iki tarafta da savaş, yıkım ve ölümle gelen nefret ve düşmanlık ABD’ nin oyunu idi.  Batının Ukrayna’ya verdiği sınırsız destek bu oyunun bir parçası. Rusya’nın İran, Kuzey Kore, Çin, Küba, Vietnam gibi geniş bir coğrafyada kurduğu stratejik ortaklıklar ve bağlantılar NATO’ ya karşı yeni bir blok ve ortak cephenin habercisiydi.

Ardından dünya kamuoyunda kopan 3. Dünya savaşı söylentileri ile nükleer silahların gölgesindeki karşılıklı meydan okumaların toz dumanı içinde dünya stres nöbetlerine girdi.

Batı ittifakı Ukrayna’daki mağlubiyetini asla içine sindiremiyor. Ukrayna’ya durmaksızın destek çağrıları yapılması da Rusya için bir beka sorunu haline getiriyor. Karşı karşıya gelen ABD ve taraftarları ile Rusya Çin ve yandaşları olmak üzere dünya yine iki bloklu eski günlerine dönüyor.

Dağıstan’daki kilise ve sinagog baskını, Orta Asya ve Kuzey Kafkasya hattında dini hassasiyetlerin kaşınması, Abhazya ile sınır gerilimleri, Japonya Güney Kore ABD Avusturalya hattında batı ittifak ve dayanışmasının günden güne güçlenmesi, Baltık ülkeleri, Polonya, Romanya ve Bulgaristan’ ın Rus saldırganlığına karşı dayanışma içinde olması Rusya Amerika arasındaki gerginliği iyice geriyor.

ABD dünya kabadayılığını kimseye kaptırma niyetinde değil. Rusya’ nın da asla bu kabadayıya boyun eğme niyeti yok. Çin ise bu savaşta sessiz ve derinden ilerleyerek sinsice kendi planını oynamakta ısrarlı. Hindistan milyarları aşan nüfusunun karnını doyurmak için her telden oynamaya razı. ‘’Aç köpek fırın delir, aç insanlar devleti devirir ’’ gerçeğiyle yüzleşmeyi istemiyor. Dünya çaresizlik ve çözümsüzlükler içinde çıkmaz bir sokakta bir çıkış yolu arıyor.

Ukrayna’da istediği neticeyi alamayan Batı ittifakı şimdi Müslüman etnik gurupları kullanarak Rusya içinde bir kargaşa fırtınası oluşturarak Ukraynadaki gücünü kırmak istiyor.

Rusya için bu savaş bir ölüm kalım meselesi haline geldi. Rusya’ yı geri adım atmaya zorlayan Batı İttifakı bu arada en az Rusya kadar kendisi de zorlanacak. Aralarındaki gerilim azalmayacak, gittikçe yükselme ve genişleme riskini beraberinde taşıyacaktır.  

Gelecek veya gelmekte olan 3. Dünya savaşı mıdır? Yoksa (Doğu ve Batı ittifakının) fillerinin tepişmesi mi olacak onu gelecek zaman gösterecektir.  Ama her halükarda bu işten en zararlı çıkacak olanlar zavallı kuklalar, birilerinin piyonları olanlar ve suçsuz günahsız güzelim çimler olacaktır.

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

GAZZE VE HALKI NEDEN YOK EDİLİYOR?

Arif Altunbaş Bütün dünyanın gözü önünde bebek çocuk, genç yaşlı, asker sivil, kadın erkek, suçlu …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir