Balkan Savaşı öncesinde İstanbul’da her gün bir nümayiş olurdu.
Nümayişlerde “Biz otuz milyon osmanliyuk cümle aleme yeteruk” Ve *Ordu Sofya’ya, ordu Atina’ya ” Ve “Girit bizim canımız feda olsun kanımız” Ve benzeri naralar atılırdı.
Sonra balkan savaşı çıktı ve bu savaşta Balkanlar’da dört yüz senede aldığımız ne kadar yer varsa bütün toprakların hepsini kaybettik.
Bu savaşın sebepleri ve suçlularını tesbit için rapor yazan şeyhülislam Yahya Efendi… Diyor ki:
Savaştan önce dünyada ne kadar Millet varsa hepsi, matbuat yoluyla Osmanlı’ya düşman ilan edildi ve hepsi Osmanlı’ya böylece düşman oldular. Eğer bu savaşın suçluları cezalandırılacak olursa, cezaen öldürülecek insanları gömecek insan kalmaz.
Yani…
Balkan savasina kesin kazanacağız diye girdik. Hatta dünya da buna böyle inandığı için savaşın başında bütün ülkeler Osmanlı’ya bu savaşın sonuçlarını kesinlikle kabul etmeyeceklerini bildirdiler.
Osmanlı savaşta darmadağın olunca bu ülkeler savaşın başında verdikleri ültimatomlari geri çektiler ve sonunda Edirne’yi kurtarabilmekle mutlu olduk.
Savaşta üç milyona yakın insanımız öldü veya yurdunu terk etmek zorunda kaldı.
Yani…
Savaşa girmek kolay lakin hiçbir savaşın neticesi senin elinde değildir.
Yahya Efendi raporunda bir de şunu diyor:
Diyor ki, olan millete ve devlete oldu. Savaştan önce savaş için nümayiş yapan hiç kimseye hiçbir şey olmadı.
O nümayişçilerin şimdiki adı klavye kahramanları veya kürsü mücahitleri…
Atıyorlar ve tutuyorlar. Harita ellerinde ve aleme nizamat veriyorlar.
Savaşa dair hangi neticenin zafer hangi neticenin mağlubiyet sayılacağını dair bile en küçük bir karar ve izahatlari da yok.
Bütün mesele savaşa girmek. Savaşsız bir netice onlara göre mutlak bir yenilgi demek.
Her gün nümayiş yapıyorlar. Yirmi beş yıldır en kötü şekilde yönetilen ve bir bakıma her şeyi yok edilmiş Türkiye’nin o muazzam gücü ile bütün düşmanları yenecekler bu ahmaklar.
Sonra?
Turkiye haritadan silinse bayram edecek olanlar da bunlardır.