Tek parti
Cumhuriyet döneminde yapılan
Göstermelik seçimlerin pek bir önemi yok.
En önemli seçim
14 Mayıs 1950’de yapılan ve CHP’nin ağır bir yenilgi aldığı seçimdir.
Ülke
Maddi ve manevi olarak rahat bir nefes almış,
Ezan aslına dönmüş, dini eğitim veren kurumlar tekrar açılmış, milletin cebi para görmüş kara sabandan kurtulup tarlasını sürecek traktöre kavuşmuştur.
1950 SEÇİMİNİN
ÖNEMİ NEDİR?
Aslında bu seçimi önemli kılan iki sebep vardır:
- Jandarma dipçiğinden kurtulmak
- CHP ve onun zalim bürokrasisinden kurtulmak
Bundan sonra
1960’a kadar yapılan seçimler rutin olup her seferinde Menderes CHP’nin sırtını mindere yapıştırmayı başarmıştı
Fakat…
Sermaye, medya, bürokrasi, üniversiteler, askeriye, adliye vs. alanlar CHP kadroları tarafından lebalep doldurulduğu için seçimi kazanmış olan Rahmetli Menderes’in hareket alanı hep sınırlı kalmıştır.
Nihayet
27 Mayıs 1960 darbesi ile devrilip idam edilince
Seçimler tekrar önemli hale gelmiş oldu.
Ancak
Geride idam edilmiş bir başbakanın gölgesinde yapılan seçim ne kadar sağlıklı olursa işte o kadar.
Binaenaleyh
1950’den sonra yapılan en önemli seçim 1973 seçimleridir.
Arada yapılan ve Demirel’in kazandığı seçimler ülkede radikal değişiklikler yapmadı.
Çünkü Demirel
Menderes’in başına gelenlerden dolayı dersini almış..suya sabuna dokunmadan ama muhafazakar seçmeni de kollayarak iktidarını sürdürmüştü.
1973 SEÇİMLERİ
27 Mayıs darbesi ve 12 Mart muhtırası ile ağır bir travma geçiren ülkemiz bu şartlar altında 73 seçimlerine girdi.
Bu arada
Uzun yıllar seçim kazanmamış CHP’nin başına Ecevit geçmiş ve CHP seçime büyük bir umutla girmişti.
MİLLİ NİZAM PARTİSİ (MNP)
MİLLİ SELAMET PARTİSİ (MSP)
Bizim cephede ise durum şöyleydi:
1950’ye kadar
Alabildiğine ezilmiş..örselenmiş olan milli ve manevi değerlere bağlı halk kitleleri Menderes liderliğindeki Demokrat Parti (DP) ile rahat bir nefes almış ama bu 10 yıl gibi kısa sürmüştü.
Binaenaleyh
Muhafazakâr kitle;
“Milli Selamet Partisi gibi dindar bir parti olursa iyi olur ama Demokrat Parti dönemi kadar hürriyetimiz olsun yeter..” düşüncesindeydiler.
Bundan dolayı muhafazakâr seçmen “Ya elimizdeki kazançlar da kaybolursa…” endişesiyle
CHP’ye karşı olan oyları bölmeyerek
Demokrat Parti’nin devamı olan Demirel’in partisine (AP) oy veriyordu.
Oy deposu olan
Cemaat ve tarikatların da bir kısmı hariç genellikle bu düşüncedeydi.
BİZİM AÇIMIZDAN DURUM
Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren
CHP elindeki kozları iyi kullanmış
Ve
Devlet kademelerinde mütedeyyin tek bir kişi bırakmamıştı dense yeridir.
Bürokrasi..medya..üniversite ve sermaye çevrelerinde ise neredeyse sıfırdık.
Halk olarak da;
Tek parti döneminde CHP’ye karşı olan direniş kırılmış
Darbe..idam ve muhtıra sürecini yaşayan halk
Bürokratik oligarşiye bir nevi teslim olmuştu.
Bir örnek vermek gerekirse;
1968 yılında başörtüsü ile üniversiteye giden Hatice Babacan başörtüsü taktığı için üniversiteden atılmıştı.
Yani üniversitede
Başörtülü tek bir öğrenci bile yoktu.
Bu şartlar altında
Milli ve manevi değerlere öncelik veren bir parti (MSP)
Dindar mütedeyyin ve münevver Erbakan Hoca liderliğinde
73 Seçimlerine katıldı.
EN ÖNEMLİ SEÇİM
Bu seçim için
Mütedeyyin büyüklerimiz birbirlerine
“Acaba kaç kişi kaldık?” diye merak ederlerdi.
SÜRPRİZ
Karşımızdakiler de;
“Bunlar artık belini doğrultamaz..işlerini bitirdik!” şeklinde düşünüyor
Ve
O günkü şartlarda
Ancak%2-3 oy civarında oy alacağımızı tahmin ediyorlardı
Ama
MSP büyük bir sürpriz yaparak
%12 civarında oy almış ve meclise 48 milletvekili ile 3 senatör göndermişti.
1973 SEÇİMLERİ İLE
NELER KAZANILDI?
Bu seçimle şeytanın bacağı kırılmış
Önemli bir eşik aşılmıştı.
MSP bu seçim sonucunda koalisyon ortağı olarak hükumette yer almış
Bu suretle
Dindar mütedeyyin insanlar görev almaya, devleti tanımaya çalışıyorbu aradabaşarılı hizmetler yapıyordu.
Diğer taraftan
Mütedeyyin halk 50 yıldır ilk defa namaz kılan bir müdür..genelmüdür..müsteşar..vali..bakan görüyor ve buna hayret ediyordu.
Bu hükumetin
Kıbrıs Barış Harekâtı’nıda yapması var ki, bu tek başına anlatılacak bir destandır.
OLİGARŞİK BÜROKRASI RAHATSIZ
Ancak
Bilmediğimiz bir şey vardı.
Bu ülke sadece meclisten yönetilmiyordu. Karşımızda kaya gibi duran bir bürokrasi ve 61 Anayasası’nın getirdiği anayasal kurumların ne demek olduğunu henüz bilmiyorduk.
Bunlarla tanışmamız 28 Şubat’ta olacak
Ve
Rahmetli Özal’ın 1983’ten itibaren
Canı pahasına bunlara karşı vermiş olduğu mücadelenin büyüklüğünü ancak o zaman anlayacaktık.
İnşallah
Gelecek yazıda
1983-1994-1995-2002-2023
Seçimlerine değineceğim.
28.03.2023
Emin Batur