Bu noktada nacizane görüşümü beyan edeyim. Belki derin Türk Heyeti ile ilgili son zamanlarda çok kitap okuyuşumdan mıdır bilmiyorum, burada Erdoğan-Bahçeli-Gül’ün içerisinde yer aldığı bir oyun olduğu kanaatindeyim. Bu olaylara dışarıdan bakanlara çok ütopik gelebilir ancak geçmişte yaşadığımız tecrübelerin bugün de aynı şeyin yaşanması ile ilgisi olabilir…
O yüzden isimler üzerinden gitmek en kestirme yoldur, ancak o isimlerin farklı görevler içinde yer alması gibi bir durum da olabilir. Burada Abdullah Gül, derin Türk Heyeti’nin planı içerisinde yer alarak, seçim ittifakında kimlerin yan yana gelebileceğini görmek, bir beklenti içerisinde oluşturmak, belki de en önemlisi muhalefetin seçim stratejisini oluşturmada zaman kaybetmesini sağlamak için böyle bir strateji izlenmiş olabilir.
Doğrudur, sormakta haklısınız, burada Gül niye kendini harcatsın? Bu işler böyledir. Devlet yönetirken hedefiniz büyükse piyasada bazı adamlarınız harcanır. Bu tarihte de böyle olmuştur. Metehan, Çin ile savaşmıyor, iyi ilişkiler kurmaya çalışıyor diye babasına tuzak kurup öldürmedi mi? Fatih, nice ajanını Avrupa’nın içlerine kadar sokup papalık makamına getirip onları kendi adamlarıyla yönetmedi mi? Necmettin Erbakan, kendi öğrencisi, aynı zamanda dava kardeşi Recep Tayyip Erdoğan’ı medya önünde ağır eleştirilere maruz bırakıp da kendinden uzaklaştırdı ve onu güçlendirmedi mi?
İşte durum bu. Büyük düşünüyorsanız bazı adamlarınız harcanır. Niye? Heyet size o rolü vermiş olabilir, siz de bu role uymak zorundasınız. Şu da var tabiki, Türkiye şu an Recep Tayyip Erdoğan’ın etrafında kenetlenmek zorundadır. Öyle ki tüm dünya onu güçlü bir lider gördükleri için planlarını onun üzerinde oynamaktadır. Kim bilir, belki o da misyonunu tamamlayınca kenara çekilecek ve yeni Erdoğanlar, yeni güçlü devlet adamları onun yerini alacaktır. Bunu zaman gösterecek… Neyse biz devam edelim, yazı serimizin de sonuna yaklaşıyoruz aynı zamanda, çok uzadı biliyorum ama yapacak bir şey yok, yazacağımız çok şey var… Devam…
Abdullah Gül aday olmayacağını açıklayınca muhalefetin ikinci çatı aday hevesleri de kursaklarında kaldı. CHP kanadına bakalım kısaca. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi öyle bir sistem ki başarısız siyasiler anında piyasadan eleniyor. Bir diğer seçim dönemine kadar beklemeleri gerekiyor tekrardan aday olabilmek için.
CHP lideri Kılıçdaroğlu da bunu çok iyi biliyor. Onun hesaplarına göre Cumhurbaşkanı adayı olmaması gerekiyor. Önceki seçimlerdeki akıbete uğrayacağını biliyor öyle ki. Böyle bir durumda da hem başkanlık seçimini kaybedecek hem de CHP Genel Başkanlık koltuğunu. O zaman başka birini aday olarak göstermesi gerekiyordu, öyle de yaptı…
Devam edecek…
İBRAHİM YAVUZ