Ak Partideki istifaların yankıları son sürat devam ediyor. Öyle zannediyorum ki bu istifalar 2019’a giden süreçte Ak Partiye dinamizm, gençleşme katmak veyahut da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi metal yorgunluğunu atmak adı altında devam edecek.
2002’den bu yana kesintisiz girdiği bütün seçimleri (referandum dahil) kazanmış bir partiden söz ediyoruz. 2016 referandumu ile Türkiye artık Başkanlık sistemine geçmiş oldu. İlk seçimler de 2019’da yapılacak. Yerel seçimler, milletvekili seçimleri ve başkanlık seçimleri. Üç seçim birden yani.
Bilindiği gibi referandumda İstanbul ve Ankara’da hayır çıkmıştı. Bursa’da her ne kadar evet çıksa da istenen sonucu verememişti. Recep Tayyip Erdoğan da 2019’a giden süreçte hem partiye taze kan vermek, yenilemek hem de her ne kadar partide yıllarca hizmet etse de “bayrak değişimi” olarak tabir edilen süreci başlatmak için böyle bir adım atmış olsa gerek ki İstanbul, Bursa, Ankara’da değişikliğe gidildi…
Bunlar bir partide elbette olabilecektir. Sonuçta 15 yıldır iktidarda olan bir parti 2019’da çok kritik bir seçime gireceğini düşünerek seçime daha 18 ay gibi bir süre varken şimdiden işe koyulmuş durumda. Şimdi bu anlattıklarımızı bir kenara bırakalım. Başka bir açıdan bakalım olaya…
İstifaların açıkça lider Recep Tayyip Erdoğan tarafından istendiği başkanlar tarafından basın açıklamalarında söylendi. İsteyerek istifa etmediklerini, lider Recep Tayyip Erdoğan’ın isteğiyle görevlerini bıraktıklarını söylediler. Hatta öyle ki Melih Gökçek Benim davamda emir demiri keser diyerek istifa açıklamasını bu şekilde yaptı.
Tabi burada istifaları en çok tartışma konusu yapan muhalefet oldu. Hani leş başına akbabalar nasıl üşüşürler, aynı bu CHP denen güruh da istifa açıklamaları ile beraber başladılar istifa eden belediye başkanları üzerinde polemik yapmaya. Neymiş efendim “Türkiye’de demokrasinin dibe çöktüğü günleri yaşıyormuşuz, bu insanlar seçimle geldi, milletin oylarıyla geldi, ancak seçimle bırakabilirler görevini” minvalinden laflar üretmeye çalıştılar ve çalışmaya da devam edecekler…
CHP denen partide dava şuuru diye bir mevzu bahis olmadığı için bu tür aslı astarı olmayan polemik yaparlar. Zannediyorum bu konuda en güzel cevabı Murat Bardakçı köşesinde veriyordu. Kısaca şöyle diyordu Bardakçı: “Seçimle gelen seçimle gider gerçeği Batı toplumunda geçerlidir. Bizim gibi Doğu geleneğinden gelen toplumlarda böyle bir şey yoktur…” diye devam ediyor Bardakçı.
En güzel cevap bu diyeceğim ama karşı tarafın aklı ancak 1920’ye kadar gittiği için bu söylediğimizi idrak edemeyecekler. Sonuç olarak; Ak Partideki istifalara böyle bakmak lazım. İstifaların nedenleri net olarak açıklanmıyor da denebilir. Bunlar olabilir şeyler, devlette her şey açıklanacak diye bir şey yoktur. Aksi durumda bu partiyi yıpratır. 2019’a giden süreçte Erdoğan, seçmenin sesini dinleyerek adım atıyor. Kimse kusura bakmasın ama Lider ülkenin sesini dinliyorsa diğerlerinin de buna uyması gerekmektedir…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ