Vatan, bir kimsenin doğup büyüdüğü; bir milletin hâkim olarak üzerinde yaşadığı, barındığı, gerekirse uğrunda canını vereceği toprak. Bir kimsenin yerleştiği yere de vatan denir. Vatan ile yurt aynı manadadır. Vatanın geniş manada tarifi ise ülkedir. Vatan, yurt, ocak, ülke gibi yüce bir değer kısaca böyle tarif edilmektedir. Rahmetli Ruhi Özcan hocamız “Vahiy Kültürü” adlı eserinde Erzurumlu bir Mele’den/Molla’dan bahisle sormuş: Hocam vatan nedir? diye. Ağzından buram buram vahiy damlayan/ayet damlayan hocamızın cevabı çok kısa olmuş: “Vatan imanın ilkelerinin yaşandı yerdir; eğer imanın ilkeleri yaşanmıyorsa orası vatan kılınması gereken yerdir. Kim nasıl bakar bilemem; ancak bu kısa ve öz cevabın çok muhteşem olduğunu biliyorum. Vatan aynı zamanda anne gibi baba gibi kendisinden yetim kalınan bir değerdir. Bunu anlamak ve farkına varmak için 15 Temmuz darbesi yeni bir milat olmuştur.
Vatan sevgisinin insan üzerindeki etkisi normal zamanlarda pek de anlaşılmıyor. Bir tehlike ve yaşamaya dair bir zorluk ortaya çıktığında bu sevgi öne çıkıyor. Tıpkı Peygamber efendimizin hicret sırasında yaşadıklardı gibi. Medine’ye doğru yol almak için dördüncü günün sabahında Sevr Dağı’ndan inerken söylediği şu sözlerde olduğu gibi: “Vallahi sen, Allah katında beldelerin en hayırlı ve en sevgili olanısın. Çıkarılmış olmasaydım, senden çıkmazdım.” (Ahmed, IV, 305; Tirmizî, Menâkıb, 68/3925)
Yine bir defasında Mekkeʼye hitâben: “Ne güzel bir beldesin, bana ne kadar da sevimli geliyorsun. Şayet kavmim beni senden çıkarmasaydı senden başka bir yeri yurt tutmaz, yuva kurmazdım.” buyurmuştu. (Tirmizî, Menâkıb, 68/3926)
Bin yıldır Anadolu denilen bu mübarek toprakları vatan yapma mücadelesi veren aziz atalarımızı çok daha iyi anlıyoruz. Binli yıllarda başlayan vatan kılma mücadelemizin önündeki en büyük engelin içimizdeki hainler olduğu gerçeği gün gibi aşikârdır. Bu aziz millet ne zaman ki kendi ayakları üzerinde dik durmaya başlasa birilerinin uykusu kaçıyor ve hemen devşirdikleri hainler eliyle harekete geçiyorlar. Bu millet çok badireler atlattı, çok sıkıntılar çekti, çok hainlikler gördü; fakat 15 Temmuz ihaneti gibi bir ihanet ne görüldü, ne yazıldı, ne de okundu. Tarih bunu kaydedecektir, din kisvesi adı altında yapılan en büyük ihanettir. Hasan Sabbah’a bile rahmet okuttular. İlmek ilmek, nakış nakış ihaneti işlediler, her ilmek, her düğüm aynı zamanda bir aklın devre dışı bırakılmasıydı. Bunun için en büyük ihanetlerden ve darbelerden birisini de en büyük nimet olan akla yaptılar. Önce akılları devre dışı bıraktılar, ne yazık ki müntesipler ve sempatizanlar bu gidişi okuyamadılar. Aklı devre dışı bırakan her hareketin, her yapılanın varacağı sonuç 15 Temmuz Darbesi olacaktır. Allah’ım! Bize bahşettiğin akıl nimetini hakkıyla takdir edenlerden olmayı diliyoruz. Allah’ım! Aklımıza mukayyet olmak için irademize güç ver.
İnsanımız haftalardır meydanlarda nöbet tutuyor. Özgürlüğünün ve istikbalinin nöbetini tutuyor. Bu nöbetler vatan duygusuyla buluşunca anlam kazanıyor. Vatan olmadıktan sonra özgün olsan ne yazar. Öylesine özgür bir vatanda yaşıyoruz ki kıymetini, değerini bilmek için bu tehlikeyi yaşamamız gerekiyormuş. Vatan, yurt, ocak, ülke ve bu değerlerle içselleştirdiğimiz özgürlük ve istikbal inanın ki bu topraklarda anlam buluyor. Doğu’dan da ülkeler gördük, batıdan da ülkeler gördük; fakat bu güzel vatanda, Anadolu’muzda, Türkiye’mizde yaşadığımız özgürlük ortamını hiçbir yerde görmedik.
“Vatan çok tatlı.” Bu sözler seksen yaşında özgürlük ve istikbal nöbeti tutan Hatice Teyzemize aittir. O mübarek Anadolu kadını neler gördü, neler geçirdi ki ağlayarak ve gözyaşları içerisinde vatanınızın kıymetini bilin ve asla ihanet etmeyin dercesine “Vatan çok tatlı” diyordu. Seksen beş yaşındaki Ayşe Teyze ise bu meydana niye geldin diyen muhabire: “Vatan için, vatanı çok sevdiğim için geldim.” diyordu. Oysa bizler yakın zamanda Bulgaristan’da Todor Jirkov zulmünden kaçan kardeşlerimiz geldiğinde bunu anlamalıydık. Irak işgali sırasında ülkemize sığınan altı yüz binin üzerindeki Peşmergeler geldiğinde anlamalıydık. Son beş yıldan bu yana Suriye’den gelen kardeşlerimize baktığımızda bunu anlamalıydık. Ancak 15 Temmuz Darbe girişimi bize her şeyi anlattı. Anlamak için biraz akıl, biraz da insaf lazım. Hepsinden öte hain olmamak anlamak için yeter de artar bile.
Gerçekten de “Vatan çok tatlı.” Vatan namustur ve namussuzlar bunu anlayamaz.
Ömer Naci YILMAZ