İki öğretmen aynı okulda meslek hayatına başlarlar. İkisi de farklı yeteneklere, geçmişlere ve kişiliklere sahiptir.
Zeynep Hoca, her sabah sınıfa büyük bir coşkuyla girer. Her öğrencisini birer dahi gibi görür, sınav sonuçları aksini söylese bile. “Bunu yapabilirsin, sana inanıyorum,” der. Sadece derslerde zorlanan bir öğrencine kararlı ve cesaret verici değil, her öğrencisine karşı sabırlıdır. Hatalara ve eksiklere hoşgörüyle yaklaşır Başarılarını ise takdir eder. Zamanla, öğrencileri rahat, daha dik oturmaya, daha sık parmak kaldırmaya ve hatta kendi beklentilerinin ötesinde gelişmeye başlar.
Başka bir sınıfta ise Aylin Hoca daha karamsardır. Bir öğle arasında, “Bu çocuklardan bir şey olmaz,” diye söylenir durur. Bazı öğrencilerine, kendilerini kanıtlama şansı bile vermedi. Öğrenciler matematik sorularında takıldığında, onun derin iç çekişleri duyulurdu; hayal kırıklığı yüzünden okunuyordu. Yavaş yavaş, öğrencileri çabalamaktan vazgeçmeye başladı. Öğretmenleri zaten başarısız olacaklarına inanmışken neden uğraşsınlardı ki?
Yılın sonunda, Zeynep Hoca’nın öğrencileri beklentilerin çok ötesine geçerken, Aylin Hoca’nın sınıfı geride kalmıştı. Ancak asıl fark, öğrencilerde değil, öğretmenlerinin onlara olan güveninde gizliydi.
Bu hikaye, iki güçlü psikolojik olguyu gözler önüne seriyor: Pygmalion Etkisi ve Golem Etkisi. Bu kavramlar, olumlu ya da olumsuz beklentilerin sonuçlarını nasıl derinden etklediğini açıklıyor.
Pygmalion etkisi, adını Yunan mitolojisindeki bir heykeltıraştan alır. Pygmalion, aşkla ve inançla şekillendirdiği heykellerine canlılık verirdi. Psikolojide bu etki, yüksek beklentilerin bireyleri daha iyi performans göstermeye teşvik etmesi anlamına gelir. 1968’de Rosenthal ve Jacobson tarafından yapılan ünlü bir deneyde, öğretmenlere rastgele seçilen bazı öğrencilerin “üstün yetenekli” olduğu söylendi. Öğretmenler, farkında olmadan bu öğrencilere daha fazla dikkat, cesaretlendirme ve fırsat sundular. Sonuç olarak, bu öğrenciler daha iyi performans sergiledi; çünkü öğretmenlerinin beklentileri davranışlarını etkiledi ve şekillendirdi!
Golem Etkisi ise Pygmalion etkisi’nin karanlık yüzüdür. Liderler, öğretmenler veya arkadaşlar, başarısızlık ya da sıradanlık beklediğinde, bu düşük beklentiler davranışlarına yansır ve bireylerin kötü performans göstermesine neden olur. Araştırmalar, olumsuz beklentilerin daha az ilgi, daha az fırsat ve yetersiz destek gibi mekanizmalar yoluyla performansı düşürdüğünü göstermektedir.
Her iki etki de genellikle farkında olmadığımız ince sosyal ipuçlarıyla işler: beden dili, ses tonu, enerji ve gösterilen emek. Bu ipuçları, bireylerin kendilerini olumlu algılamalarını ve motivasyonlarını değiştirerek davranışlarını şekillendirir. Nörobilim araştırmaları, bu tür etkileşimlerin beynin ödül ve stresle bağlantılı bölgelerini aktive ettiğini, böylece bireylerin zorluklara yaklaşımını etkilediğini ortaya koyar.
Sonuç olarak, bilinçli bir şekilde olumlu hareket ederek çevremizdekilerin potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olabiliriz. Çocuğunuzun potansiyeline inanmak ve bunu sözleriniz ve davranışlarınızla ifade etmek, onların özgüvenini artırabilir ve gelişimlerini teşvik edebilir. Bir arkadaşın size olan inancı, risk almanızı ve imkansız görünen şeyleri başarmanızı mümkün kılabilir. Bir lider olarak ise, rehberlik ettiğiniz kişilerin en iyi ya da en kötü yönlerini ortaya çıkarma gücüne sahipsiniz. Olumlu beklentiler yenilik, güven ve başarıyı teşvik ederken, olumsuz olanlar motivasyonu ve yaratıcılığı bastırır.
Hayatın her alanında, kilit nokta farkındalıktır. Sosyal varlıklar olarak, sözlerimiz, eylemlerimiz ve beklentilerimizle birbirimizi sürekli olarak etkileriz. Bu yüzden çevremizdekilere olan etkimizin bilincinde olmamız büyük önem taşır.
Son olarak, olumlu beklentiler büyümeyi teşvik edebilir, evet, ancak bunu abartmak, gerçekçi olmayan ya da aşırı yüksek standartlar koymak gereksiz stres ve baskıya yol açabilir. Bu nedenle, teşvik ve şefkat arasında bir denge kurmak önemlidir.
“Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır.” (Hucurât Sûresi (49) 12. Ayet). “Ve insanlara güzel söz söyleyin… ”Bakara Sûresi(2) 83. Ayet. “Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez.” Ra’d Sûresi(13) 11. Ayet