‘’Kahrolsun, mahvolsun, batsın, karşıyız, istemiyoruz diyerek ve lanetler okumakla…’’ hiçbir fikri ve düşünceyi ortadan kaldıramazsınız. Karanlığa küfretmekle geceler aydınlanmaz. Putlara sövmekle putlar kırılmaz.
Kitap yakmakla, aykırı düşüncedeki öğretmen ve profösörü pataklamakla bir düşünce ve fikre karşı çıkamaz, onu tesirsiz hale getiremezsiniz.
Bir şeye karşı çıkmadan önce siz ne yapmak istiyor, ne yapmayı düşünüyorsanız onu ortaya koyun, tartışın! Kendi proje ve planlarınızı hazırlamadan, ortaya koymadan yapılan bir işe, fikir ve düşünceye ”falan, filan yaptı” diye karşı çıkmayın!
‘’Yaşasın Türk Milleti’’, ‘’Yaşasın Türkiye’’, ‘’Yaşasın Halkların kardeşliği’’ diye bağırıp sloganlar atmakla ne Türk milleti, ne Türkiye, ne de Halkların kardeşliği için bir iş yapmış, bir eser ortaya koymuş olursunuz.,Bu saydıklarınızın yaşaması için faydalı ve yararlı ne işler yaptığınızı, hangi eserleri ortaya koyduğunuzu veya koyacağınızı söyleyin! Boş laf ve palavra ile, slogan ve hamasi nutuklarla hak ve hakikat gemisi yürümez.
Kötünün karşısına iyiyi, çirkinin karşısına güzeli çıkarın! Karanlığın karşısına aydınlığı koyun! Batılın karşısında Hakkı dikin! Göreceksiniz ki,karanlıklar aydınlığın, yalan hakikatin karşısında yok olup gidecek. Gecelerin hükmü şafakların atması, güneşin doğmasıyla ortadan kalkacaktır.
Halk ve Millet edebiyatı yaparak, sloganları söyleyerek ortaya hiçbir eser koymadan, hiçbir iş üretmeden kuru sağcılık ve milliyetçilikle, slogan solculuğu ve sosyalistliğiyle, teoriler üzerinden kartondan şehirler kurarak devlete ve millete, halka ve ülkeye yararlı olamazsınız.
Biz; sözde milliyetçiler ve halkçılar gibi değil, Hak için halk’a ve millet’e hizmet eden Müslümanlar olmalıyız. Sözümüz özümüz gibi, özümüz sözümüz gibi olmalıdır.