Cumhurbaşkanımız
Bu yüzyılın Türkiye Yüzyılı olduğunu ilan etti.
Ben de
Neden bu yüzyılın “Türkiye Yüzyılı” olduğuna dair imkânlar dahilinde arz etmeye çalışacağım.
DİBİ ÇÜRÜK ÜLKELER
Geçen yazımda
“ABD’nin dibi çürük..” diyerek Trump’ın boş attığını.. yakında da ya balon gibi patlayacağını veya U dönüşleri yapacağını yazmıştım.
Tam o sırada
Fransızların ünlü dergisi Le Point bu görüşümü tasdik edercesine yeni dünya düzenini dört liderin şekillendireceğini ifade eden bir kapakla çıktı. Bu dört liderden biri Cumhurbaşkanımızdı.
Hâlbuki
Dünyada 200 civarında ülke var
Ve eskiden batı dünyasında ülkemizle ilgili haberler ya büyük trafik kazalarında ya deprem gibi felaketlerde veya askerlerin yaptığı darbelerle gündeme gelirdi
Ama şimdi
Deve dişi gibi devletler dururken aleme nizam verecek 4 liderden birisinin Cumhurbaşkanımızın olduğunu söylemeleri elbette gururlanacağımız önemli bir haberdir.
Ancak
Reis’in Türkiye’yi nereden alıp nerelere getirdiğini muhaliflere anlatmak o kadar kolay değil.
Gazeteci N. Şener’in dediği gibi;
“Daha onlara TOGG fabrikasının Türkiye’de olup olmadığını anlatamadık…”
Fransız dergisinin kapağındaki dört liderden biri de Çin lideri idi.
Neden bu yüzyılın Türkiye Yüzyılı olacağına geleceğim
Ama önce
Çin’in de aslında dibinin çürük olduğunu.. şimdilik yükselişte olsalar da yakın zamanda neden inişe geçeceklerini kısaca yazmak istiyorum
ÇİN = YASAK+BASKI+ÇILGIN ÜRETİM
Çin’in
Muazzam nüfusu ve rekabet edilemeyecek derecedeki üretimi, silahları ve etki alanı ile zirveye doğru hızlı adımlarla ilerliyor
Ama dibi çürük…
NEDEN?
Her şeyden önce
İnsan fıtratına aykırı despot bir rejimle yönetiliyor. Bu kadar totaliter baskıcı rejimlerin ömrü uzun olmaz. Çünkü hata yapma ihtimalleri çok yüksek oluyor.
Nitekim
Bu büyük nüfuslarına bakıp “Bize bir şey olmaz abi!” mantığı ile 1979 yılında ailelere tek çocuk yapma mecburiyeti getirdiler.
CAHİLİYE DÖNEMİ
İnsan fıtratına aykırı bu karar yüzünden çok canlar yandı ve çok masum kız çocuğu daha doğarken boğduruldu.
Erkek çocuk sahibi olmak isteyen aileler
Baskıcı komünist rejime karşı gelemedikleri için.. güçleri doğan masum kız çocuklarına yetti ve onları boğarak veya doğmadan kürtaj yaptırarak öldürdüler.
Aynen
Cahiliye Araplarının doğan kız çocuklarını kumlara gömdüğü gibi.
TANRICILIK OYNAMAK
Doğu Türkistan’a yaptıkları gibi bu sefer kendi milletine zulmeden Çin,
Baskı ile her şeyi düzene sokacağını sanıyordu.
Ancak Çin,
Allah Azze ve Celle’nin koyduğu ilahi kanunlara karşı gelerek kendi sonunu hazırladığının farkında değildi.
100 KADINA 120 ERKEK
2000’li yıllara gelindiğinde erkek nüfusunun aşırı arttığını.. buna karşı kadın nüfusunun yetersiz kaldığı ve Çin nüfusunun artmayıp durağan hale geldiğini gördüler
Ama despot bir yönetime bunu anlatmak kolay değil.. bunu dile getirmek cesaret ister.
Nihayet 2015 yılında akılları başlarına gelip tek çocuk politikasından vaz geçtiler
Ama
Artık erkek-kadın arasındaki denge bozulmuş.. evlilikler azalmış Çin’in o hızlı kalkınma ritmi bozulmuştu.
Nitekim
2020 yılında yılda 13 milyon çift evlenirken 2024 yılına gelindiğinde bu rakam sert bir düşüşle 6 milyona inmişti (Rakamlar yuvarlatılmıştır)
Diğer yandan Çin nüfusu 2022’de zirveyi gördükten sonra artık inişe geçmeye başladı
2023 yılında 2 milyon azalan Çin bu nüfus azalmasını 2024 yılında da sürdürmüştür. Önümüzdeki yıllarda bu nüfusun çok daha hızlı eksileceği görülmektedir. Demek ki, her şey baskı ve yasakla olmuyormuş
Ama
Asıl tehlike emekliler ve yaşlı nüfusta meydana gelen artıştan gelecek.
Hâlbuki
Çin hükumeti şöyle düşünüyordu:
Tek çocuk yasağını kaldırdıktan sonra
Ailelerin hasret kaldığı çocuk sevgisi ile birlikte bir “Baby Boomers – Çocuk patlaması” yaşanacak sanıyorlardı.
Bunun için de,
Çocuk maması fabrikaları..kreşler..puset ve çocuk oyuncakları üreten fabrikalar, okullar vs. açmaya başladılar
Ama düşündükleri gibi olmadı.
Geliri yükselip konfora alışan aileler yine tek çocuk yapmaya veya çocuksuz olarak evliliklerine devam ettiler.
Bu arada boşanma oranları da beklemedikleri oranda arttı.
ÇİN DİPTEN ÇÜRÜYOR
1- Tüm bunları üst üste koyduğumuzda şu manzara ortaya çıktı.
Çok çocuk bekleyip ona göre açılan fabrikaların çoğu kapandı veya başka bir üretime geçti.
2- Baskı unsuru olan Çin nüfusu dünyanın en kalabalık nüfusu idi ama şimdi değil. Hindistan onu geçti.
3- Nüfus önce durağan sonra 1-2 milyon eksilirken önümüzdeki yıllarda 5-6 milyon ve daha üste çıkarak yuvarlanan kar topu bu rakam büyüyecek.
4- Bundan daha büyük tehlike emekliler ve çalışan nüfus oranı.
2035 yılında şu anda çalışan nüfusun yarısı emekli oluyor ve yapılan hesaplara göre bu nüfus artışı ile (daha doğrusu eksilmesi ile) bunların yeri doldurulmayacağı gibi nüfusun yarısı bastonla gezen emekli ihtiyarlardan olacak.
GELELİM BİZE
Cumhurbaşkanımızın neden “Türkiye Yüzyılı başlıyor” dediğine gelecek olursak.
Bizim
Amerika Rusya ve Çin’e göre çok daha büyük avantajlarımız var. Onları anlatmak kısa bir yazıya sığmaz.
Ancak
Tarihi mirasımız ve gönül coğrafyamızı göz önüne alarak bir-iki hususu arz ederek bitirmek istiyorum:
Bizim gövdemiz Anadolu
Ama
Bir ayağımız Türkistan’da diğeri Balkanlardadır.
Kanadımızın biri Kafkasya’yı sararken
Diğeri Ortadoğu’yu kucaklıyor.
ALLAH-VATAN-NAMUS
Ordumuz
Allah vatan namus bayrak için savaşırken
Amerikan ordusu maaş alamadığı ay kazan kaldırır. Çünkü paralı askerdir
Ve gittikleri yerlerde nefret edilendir.
Biz ise;
Gittiğimiz yerlerde Afrika olsun Bosna olsun, Kosova, Azerbaycan olsun hasretle bekleneniz.
KERİM MİLLET
Deprem gibi felaketlerde de millet olarak ayağa kalkar yaraları sararız.
Bundan dolayı
6 Şubat depreminde bu kadar geniş bir alan etkilendiği halde kısa sürede yaraları sararak önemli bir mesafe katettik
Ama
Amerikan halkı Los Angeles yangınını film seyreder gibi seyretti. Yağmacılar da cabası… Yani toplumunun nasıl çürüdüğünü göstermesi açısında önemli. Amerika’da yangın gibi felaketler olmadan da birkaç saatlik elektrik kesintisi bile yağmacıların ortaya çıkmasına yetiyor.
Dünyanın ‘süper gücü’ bu haldeyken artık gerisini siz düşünün.
Bunun için Türkiye Yüzyılı başladı diyoruz.
Artık
Dünyaya nizam vermek bizim hakkımız…
Bunu Fransızlar bile anladı da.. İçimizdeki Fransızlar hala anlamadı.
04.02.2025
Emin Batur