Çarşamba , 27 Kasım 2024
Son Dakika Haberler
BİR “OLASILIK” DAHA VAR

BİR “OLASILIK” DAHA VAR

O DA ÖLMEK Mİ DERSİN

Emin Batur

Yeni icat edilmiş kelimelerden en çok ‘olanak’ ve ‘olasılık’ tan nefret ettim.

İstesem de

Bu iki kelimeyi söyleyemiyorum.

Söylerken,

Boğazına sarılmış, kendimi boğulacakmış gibi hissediyorum.

FARKI GÖRMEK İÇİN…

‘İmkân ve ihtimal’ yerine ihdas edilmiş bu kelimelerin bize ne kadar aykırı olduğunu görmek için bu şarkıyı dinlemek yeter.

“Bir ihtimal daha var…” şarkısında geçen ihtimal yerine “olasılık” koyun ve söylemeye çalışın. Boğazınıza bir yumruğun oturduğunu hissedersiniz.

Hâlbuki

‘İhtimal’ derken boğazdan yağ gibi akıp gidiyor.

ANAMIZIN AK SÜTÜ

Lisan

İnsana anasının ak sütü gibidir.

Atalarımız

Arapça ve Farsçadan aldıkları kelimelerle dünyanın en mükemmel lisanını meydana getirdiler.

İmparatorluk coğrafyasında yaşayan ekalliyetlerin (Ermeni Rum vs.) lisanlarından da bazı kelimeleri.. tabii seyri içinde hiçbir zorlamaya tâbi tutmadan içimize aldık.

Böylece

Yüzyılların birikimi ile muhteşem bir lisan ortaya çıkınca, aynı kalitede şiirler, edebi ve ilmi eserler ortaya çıkmış oldu.

Mesela…

MECELLE

Mesela Mecelle:

Özü itibari ile bir hukuk kitabı olan Mecelle incelendiğinde, bir şiir veya bir edebiyat kitabı okur gibi zevk alırsınız.

Mecelle

Hukuk sistemimizden yüz yıldan fazla bir zamandır kaldırıldığı halde, bugün bazı maddeleri hem bizde hem de birçok ülke tarafından kullanılmaktadır.

Çünkü

Kelimeleri zengin ve ifadeler çok güçlü olup didaktiktir.

Mecelle’de geçen

“Beraati zimmet asıldır” ı

Bu günkü zayıf Türkçe kelimelerle ifade etmeye kalksak bir sayfa dil dökmemiz icap eder.

BU MÜCADELEYİ KAYBETTİK

Genel kabul görenlerin dışında kalan ve lisanımızı zora sokup bozan kelimeleri bile bizim cenah sıkça kullanır oldu.

Eskiden

“olanak..olasılık..koşul” gibi kelimeleri siyasilerden en çok CHP (daha sonra DSP) genel başkanı Ecevit kullanırdı.

Mevkutelerden de en çok Cumhuriyet gazetesi ve diğer marjinal grupların yayınları kullanırlardı.

Sağ..muhafazakar ve dindar kesimin siyasetçi ve yayıncıları ise bu kelimelerden şeytandan kaçar gibi kaçarlardı.

“KOŞUL” DEMEK ŞART MIDIR?

Şimdi ise bakıyorum ki, bizim cenah ile karşı mahallenin hiçbir farkı kalmamış gibi.

Dün gazeteleri gözden geçirirken,

Milli Gazete’nin

Saadet Partisi olağan genel kongresini şu şekilde verdiğini gördüm.

“… tüm olumsuz hava koşullarına rağmen Türkiye’nin dört bin yanından gelen partililer…” diye haberi manşetten vermiş.

Milli Gazete bile artık “koşul” diyorsa demek ki, “olanak” ve “olasılığa” az kaldı.

SADECE YAZI DEĞİL

DİL DE KIYIMA UĞRUYOR

1928 yılında yapılan harf devrimi

Milli kültürümüz açısından büyük bir yıkım olduğu dile getiriliyor

Ama

1930’lu yıllarda yapılan Dil Kurultayları ile lisanımızın kıyıma uğratıldığı pek dile getirilmez. 1960-70-80’li yıllarda itirazlar vardı ama şimdi yok.

Hâlbuki

Dilde yapılan bu değişikliklerin verdiği zarar harf inkılabından daha az zararlı değildir.

KENDİNİ İFADE EDEMEYENLER

Bugün çocuklarımızın kullandığı Türkçe ile bizim lisede okurken kullandığımız Türkçe bile bir değildir.

İhdas edilen her yeni kelime,

Eşdeğer olan 10-15 kelimeyi boğup atıyor.

Dil bu şekilde zayıflayınca

Ve

Gençler kendilerini ifade edemeyince en ufak bir tartışma kavgaya dönüşüyor.

ÇARE

Bu iş başta Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’na düşüyor.

Eğer

Mütedeyyin-muhafazakâr basın yayın organları da buna destek verip, halkın anladığı temiz Türkçe ile basım-yayın yaparlarsa orta vadede bu dil kıyımı önlenebilir.

Emin Batur *

Tüm Yazıları →
Emin Batur

Ayrıca Bakınız

“ONU DA KANADINDAN YARALARLAR, GELSE BİR MERHAMET MELEĞİ”

“ONU DA KANADINDAN YARALARLAR, GELSE BİR MERHAMET MELEĞİ”

Emin Batur Bizim camiadan sevdiğim bir tarihçi Bir kanala röportaj veriyor. Konuştuğu kanal da bizim …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir