Yazarlar

  Tecrübe timsali büyüklerimiz anlatırlardı: “Biz eskiden çok büyük millettik, üç kıtada at koşturmuş, dünyaya nam salmış, şöyle millettik, böyle millettik, başı dara düşen herkes bizim kapımızı çalardı. Bu gâvurlar bizi mahvetti, bu hale düşürdü vs. vs.” Biz de dinlerdik. Peki, anlatılanlar yalan mıydı? Elbette hayır, bunlar zinhar doğruydu. Bir zamanlar öyle idik. İnsanlığın sığınağı idik, umut adasıydık. Canı yananlar, …

  •Niyeymiş o? •Çünkü biz çoğunluğuz. •Ama burası özgür üniversite değil miydi? •Özgür dediysek o kadar da değil. Hem siz kaç puanlık adamsınız ki? Buraya biz kaç puanla girdik biliyor musun? •Biliyorum.. ben de burada okuyorum. •Ay sen şu 266 lık kıytırık İnönü Üniversitesinden değil misin? •Aramızda İnönü’den de var Yıldızlı da var ne fark eder ki. •Olmaz!.. Önce bi …

İran’in yaptığını Türkiye yapsa yüzyıl boyunca tevbe etse bile mezhepçi yaftasını üstünden atamaz. İran ne yaptı ve ne yapıyor. Suud da 47 insan idam edildi ve bunlardan birisi Şİİ imiş. … İran bu şii idamının intikamı peşinde Yanı Ortada başka bir şey yok. Varsa yoksa o kişinin şiiligi var. Afganistan da sadece Şiiler uzerinden hareket geliştirdi. Irak da öyle Suriye …

Dünyanın neresine giderseniz gidin. Rusya’nın adı anılınca insanların yüzü ekşir, suratı buruşur, ruhu kararmaya ve gözleri ufkun derinliklerine dalar. Hitler, Stalin, Misolini, Pinochek, Mao, Enver Hoca gibi diktatörler anılınca da insanlığın dramatik serüvenleri gelir aklımıza. İşgaller, şiddet, öfke, kin, saldırganlık, toplu katliamlar, cinayetler, gasp, alkol, uyuşturucu ve devlet terörü” … Sovyetler Birliği zamanında, özellikle Lenin ve Stalin diktatörlüğü döneminde insanlık …

Uşak’ın kışı serttir. Rüzgarın savurduğu tipi kamçı gibi insanın suratına iner. Eldivenin için de bile elleriniz buz tutar. Ne kadar hohlarsanız hohlayın nafile. ‘’Soğuğa karşı yiğitlik olmaz’’ der atalar. En kabadayı, en bıçkın delikanlılar pes eder, en yiğit güreşçiler tuş olur bu soğuğun karşısında. Uşak’a 1966 yılında Turgutludan okumak için gelen öğrencilerdenim. Okula giderken kıtır kıtır buz tutmuş yollarda dikkatlice …

Televizyonların kar haberleri ve habercilik dili üst düzey yöneticisinden sokaktaki muhabirine kadar ne kadar cahil, ne kadar aymaz olduklarını gösteriyor. İstanbul’a kar yağmayacak olsa diğer yerlere yağan karlar bunları hiç ama hiç ilgilendirmiyor. Koskoca Türkiye’yi İstanbul’dan ibaret sayan bu anlayış yıkılmalıdır. Birilerinin Türkiyelileşmemesi gibi Televizyonlarda Türkiyelileşmediler. İstanbul’a kar yağınca televizyonların acar/çömez muhabirleri sokaklara dalıyorlar, arka arkaya giderek, konuşarak felaket varmış …

  Neden olmasın… Tapu işlemlerimizi yapmak üzere tapu dairesine gittiğimizde; kapımızı açan, aracımızı alıp otoparka götüren, işlemlerimiz bittikten sonra aracı aldığı yere getirip bahşişi eline sıkıştırdığımız bir VALE Tapu dairelerinin önünde neden olmasın? Çok mu zor? Bitmedi. İşlemlerimizi yapmak için sıra numarası almadan bizi beşuş çehresiyle karşılayan bir yetkili görmek hakkımız değil mi? Biz yetkili ile hasbıhal eşliğinde kahvemizi yudumlarken …

Her yılbaşı yaklaştığında insanlarımızın sapmasına ve kaymasına bir kez daha tanık oluyoruz. İsa peygamberimizin doğumu nasıl olmuşsa zevkin, sefahatin, ayyaşlığın ve ahlaksızlığın aleniyet kazandığı bir gün olmuş. Hıristiyanlar böyle yaparak sapmış ve kaymışlardı. Peki, bize ne oluyor? Onların sapmalarından ve kaymalarından biz niye nasiplenmeye çalışıyoruz ve çabalıyoruz? Biz neden kendi işimize bakamıyoruz. Bir peygamberin doğumu onu gönderenin muradına mugayir olarak …

İnternete düşen görüntüler desem, yazımın ne üzerine olduğunu çok iyi anlarsınız… İzlediğim günden beri bunun üzerine bir yazı yazsam mı, yazmasam mı diye oldukça ikilemde kaldım. O kadar çok yaralandım ki o günden sonra, çocukların bağrışları ve yalvarışları sürekli kulaklarımda yankılandı ve bu, yaramı her geçen gün daha da derinleştirdi… HEPİMİZİN BİR EVLADI VARDIR. Evlat sahibi olabilmek için illa bir …

 Paralel Devlet Yapılanması tartışmalarını ve yapıp ettiklerini hep birlikte izledik, gözledik, şahit olduk. Halen de izlemeye devam ediyoruz. Vay be diyenlerimiz olduğu gibi, hiç şaşırmayanlarımız da oldu. Öyle şeyler gördük ki “yok canım o kadar da değil, bunları da yapmazlar” diyebileceğimiz her ne varsa hepsini yaptılar, ettiler. Utanmadan, sıkılmadan biz ne yaptık ki demeye getiriyorlar. Devletin tüm birimlerinin en ince kılcal damarlarına …