Perşembe , 2 Mayıs 2024
Son Dakika Haberler

Aydın Aydın

Aydın Aydın

OLMADIK BİR YAZI

Aydın Aydın Efendim; bendeniz fetva veren bir kişi değilim. Olabilir miyim: Olamam. Neden olamam: Çünkü olmuş her işin fetvası verilmiş zaten. Çoğunu da âlimler: Yani ulema değil de halk vermiş. Fetva odur ki; olmadan önce işin olurunu söylemektir. Bende de o ehliyet yok. Bende o ehliyet yok ama kendisini ehliyetli gören nice bin adamın da benden daha ehliyetli olmadıklarını biliyorum. …

Devamı »

GELECEĞİN TEMELLERİ ATILDI

Seçimler geldi geçti işte… Öyle bir netice ortaya çıktı ki: Bu kadar belirleyici bir resmi hiçbir bilgisayar yapamazdı. Ama millet yaptı. Kimseyi ne göklere çıkardı: Ne de kimseyi yerin dibine soktu. TBMM mademki milletin toplandığı yerdir: O halde herkes Meclise denildi. Şimdi gelecek zamanı… Gelecek de bir gün gelecek. Bir zamanlar, bu günler gelmez denilirdi ama işte geldi. Gelecek de …

Devamı »

LİSTELER NEYİ ELER?

LİSTELER NEYİ ELER? Bu seçimlerin Akparti açısından bütün anlamı “Mecburi Seçim” olmaktadır. Bazı güç odakları için ise “Tuzak Seçim” diyebilirsiniz. Tuhaf ki, Akparti, hep tuzakları devire devire bugünkü gücüne ulaştı. Öyle görünüyor ki, Akparti, bu tuzak seçimden de en azından tuzağı kuranların hüsranı ile neticelenecek şekilde çıkacaktır. Yani, kazanan yine Akparti ve Recep Tayyip Erdoğan olacaktır. Böylece iki şey söylemiş …

Devamı »

SAADET’İN İTTİFAKI

Öncelikle şunu diyeyim: Türkiye’nin yeniden “Milliyetçi Cephe” günlerine dönmesinin gereği yoktur. Şu anda kullanılan “ittifak” kelimesi gayet güzel bir kelimedir. Milliyetçi Cephe ne demektir derseniz: Bu kelime 12 Eylül Seksen öncesine ait bir cepheleşme terimi. O günlerde, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Adalet Partisi (AP) ve benzeri sağ partiler ile Milli Selamet Partisi (MSP) güya bir cephe, CHP ve diğer …

Devamı »

SEÇİMİN YARIŞI VE SEÇİMDE ADALET

Seçim geliyor ya: Herkes adaletçi kesildi. İktidardaki partinin adının “Adalet” ile başladığını da kimse umursamıyor veya çok umursuyorlar ki, “adalet adalet” deyip duruyorlar. Adalet diye de neye diyorlar peki? Diyelim Muhammed Ali Clay ile unvan maçı yapacaklar. Muhammed Ali Clay’ın karşısına çıkabilmek için şimdiye kadar yıkmadık fırın bırakmamışlar: “Aman şu büyük şampiyon ile bir maç yapayım da ölümüm varsın onun …

Devamı »

NİÇİN ADAY DEĞİLİM

Herkes bizde bir şeyler görüyor: Görüyor da biz kendimiz bir iddia ortaya koymuyoruz. Kimisi bizi din adamı olarak görüyor: Kimisi öğretmen olarak görüyor. Kimisi bir gazeteci kimisi bir edebiyatçı kimisi de bir iş adamı olarak. Kimisi de bir siyasetçi olarak görüyor. Kimim ben, diye sorarsanız: Ben herkesim. Aynı zamanda da ben hiç kimseyim. Benim için kardeşlikten yüksek makam yoktur. Ben …

Devamı »

SEÇİM’İN ŞİFRESİ ESKİŞEHİR!

  SEÇİM’İN ŞİFRESİ ESKİŞEHİR! Görünüşe göre Türkiye bir darbe süreci yaşadı ve darbeden sonra da darbeciler ile mücadele ediliyor. İktidarın da resmi söylemin de de iddiası bu şekilde. Darbecilere göre ise her şey bir tiyatro. Darbe diye bir tiyatro oynandı ve bir tiyatro üzerinden karşı darbe yapılıyor. Bu söyleme Ana ve yavru tüm muhalefet de hem teşne oluyor hem de …

Devamı »

LAİKLİK TUTMADI, BİRAZ DEİZM VERELİM Mİ?

Şunu baştan söyleyelim: Her ideoloji bir karşı din hamlesidir. Deizm de bir ideolojidir. O da bir karşı dindir. Her karşı din gibi onun da inananları elbet olacaktır ancak Din olan İslam karşısında onun da akıbeti diğer ideolojilerden farklı olmayacaktır. Yani, dinimiz bakımından hiçbir korkumuz yok. Deist de gelir dersini alır gider; kapitalist de, komünist de… Olmadı laisizist de… Hümanist de… …

Devamı »

NEREDEN NEREYE

Seksenli yılların sonu veya doksanlı yılların başıydı. Rahmetli Özal başbakandı. Yunanistan ile kıta sahanlığı krizi vardı ve Amerika’nın Yunanistan tezlerine yakın bir duruşu vardı. Amerika’nın Rogers diye bir adamı vardı ve Türkiye’ye doğru geliyordu. Rogers Türkiye’ye gelmeden, Türkiye, Yunan görüşlerini kabul eden bir yola girdi. Muhalefet bunu tenkit etti. Özal’a “Sen bunu nasıl yaparsın?” deyip duruyordu. Özal rahmetli, kendisini şöyle …

Devamı »

TARİH İŞTE BÖYLE YAZILIYOR

Tarihçiler derler ki: Hiç kimsenin hiçbir tarih bilgisi, mesela İstanbul’da bir hafta yaşamış bir insanın İstanbul bilgisinden daha kesin ve daha doğru değildir. Gerçekten de öyledir. Tarih, tarihçinin olaylar içinden bir kişi veya birkaç kişinin o olaylara tanıklığını esas alarak, işin içine bir de kendi kanaatini ekleyerek yazdıklarıdır. Düşünün ki, taaa seksenlere kadar hiç gündeme gelmemiş “ermeni soykırımı” meselesi, seksenlerde …

Devamı »