Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Çok yazdık, çizdik CHP’yi (Bu partinin başındaki zat gidip de CHP’nin ilkelerine uygun hareket edecek bir lider gelene kadar Cumhuriyet Halk Partisi demeyeceğim. CHP diyeceğim…), başındaki zatı… Ama hala aynı çizgide devam ediyor. Sırf bugün için yazmayı düşündüğüm yazıyı sildim. Ne olur ne olmaz belki tepki gösterenler olur diye yazıyorum…
Bu parti Türkiye Cumhuriyeti devletinin ilk siyasi partisi. İyisiyle! kötüsüyle 27 yıl boyunca iktidarda kalmış. İktidarda kaldığı yıllar boyunca özellikle Mustafa Kemal öldükten sonra 1938 ile 1950’li yıllar arasında Mustafa Kemal’in adını dahi ağzına almamış bir parti. Ne zaman ki Demokrat Parti iktidara geldi, o zaman büstünü dahi tozlu odalara attıkları Mustafa Kemal’i ağızlarına almaya başladılar. Yani Atatürk’ü sopa olarak kullanmaya başladılar. Yani Kemalizm diye bir şey ürettiler…
O zamandan bu yana iktidara gelememiş bir parti. Millet ne zaman sandık başına geçti, bunlar iktidara hasret kaldılar. Anlıyorsunuz değil mi bu partinin milletin nezdindeki değerini. Eee yıllarca bu millete jandarma zoruyla, dipçikle oy kullandırırsanız, gün gelir devran döndüğünde iktidara hasret kalırsınız…
Bugün olduğu gibi %25’lere saplanır kalırsınız. Bir de çıkmış 16 Nisan seçim sonuçlarındaki %48’lik hayır oyunu dayanak göstererek, bu oyu bir arada tutmamız gerekiyor diyor CHP’nin başındaki Kılıçdaroğlu, tabi 2019 seçimlerine ithafen. Bir kere şunu unutuyor: %48 CHP’nin kendi oyu değil. Referandum ile yerel ve genel seçimler birbiri ile karıştırılamaz… Neyse bu taraftan çok gitmeyelim. Bunları değerlendirecek çok zamanımız olacak… Esas gelmek istediğimiz yere gelelim…
Alman Focus Dergisine verdiği röportaja değinelim. Röportajda Türkiye’ye gelmeyin, Türkiye güvenli bir ülke değil, turizm açısından da riskli bir ülke mihalinde demeçler verdi. Galiba Kılıçdaroğlu Alman Focus Dergisinin Genel Yayın Yönetmeninin Bodrum’da tatil yaptığını bilmiyor… Tüm bu kışkırtma girişimi eğilimli söylemlere rağmen Türkiye turist çekmeye devam ediyor…
Aslında çok da bir önemi yok milletimizin gözünde. Çünkü bu milletin asil evlatları artık kimin ne olduğunu biliyor. CHP’nin ve onun başındaki zatın ipi başkalarının -FETÖ- elinde. Orası söylüyor burası yapıyor. Siz kalkıp da Kılıçdaroğlu’nun 29 gün boyunca Ankara’dan İstanbul’a kadar yürüyeceğine inanıyor musunuz? Ben şahsen ihtimal dahi vermiyorum. Hem de ADALET için. Yürü dediler yürüdü. Onun da yapacak bir şeyi yok tabiki. Kendisine ne deniyorsa onu yapmak zorunda.
Siz değerli okuyucular neden bu kadar yükleniyorsunuz demeyin, bu yönde yazılar yazanların -benim de olduğu gibi- CHP’ye karşı bir karşıtlıkları yoktur. Karşı oldukları nokta başındaki yöneticileridir. Çünkü öyle bir dönemden geçiyoruz ki, iktidarı ile ana muhalefeti ile muhalefeti ile bir beraber olmak zorundayız. Türkiye’nin yıkıcı değil yapıcı ana muhalefete ihtiyacı var. Ayrıştırıcı değil birleştirici politik söylemlere ihtiyacı var. Siz kalkar da ülkenizi her fırsatta dış medyaya karşı kötülerseniz -CHP’nin yaptığı gibi- ülkenize değil onlara hizmet etmiş olursunuz.
CHP’nin de buna ihtiyacı var. 2019 seçimlerine kadar sürekli Erdoğan’ı devireceğiz diye gezeceğine gelsin milletinin devletinin yanında dursun. İçeride tartışalım, sen şöyle yapıyorsun, şunu düzeltmelisin desin amenna. Ama dışarıya karşı bir ve beraber olalım. İşte o zaman onların işi daha da zorlaşacaktır. Hem belki benden de Cumhuriyet Halk Partisi açılımını kapar. Olabilir…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ
