PKK kimin izinde?

Gerek Amerika, gerek Avrupa’nın ve gerekse Türkiye’deki PKK yandaşlarının ve taraftarlarının anlamadığı ve anlamak istemediği önemli bir nokta var. O da PKK’nın özgürlük ve barış savaşçısı olmadığı bilakis insanlık ve çağdışı, ırkçı bir terör örgüt olduğu gerçeğidir.

Kuruluşundan bu yana bu örgütün izlediği yol baskı, zulüm ve katliam yolu olduğunu bu ülkede yaşayan, vicdanı olan herkes bilir.

Hem kendi iç organizasyonunda pürüz çıkaranlara karşı, hem de dışarıda kendilerine rakip olan Marksist, sol örgütlere karşı uyguladığı yöntem tek kelime ile şiddet ve terördür.

İzlediği yol Cumhuriyetin kuruluşundan hemen sonra Kemalistlerin izlediği ırkçı, militarist, devletçi ve din karşıtıbir çizgidir.

Bugün PKK’nın ortaya koyduğu politikalar Kürt Kemalizmi olan Apoizmdir. Ki bu tıpa tıp aynı fabrikadan çıkmış gibi şovanist Kemalist  yapıyla aynen uyuşmaktadır.

Birisi Türk ırkçısı, diğeri Kürt ırkçısıdır. İkisi de, dinin kural ve kaidelerine karşı ve laik bir devlet anlayışına sahiptir.

Yönetim;tek adam despotizmi üzerinde inşa edilmiş nasyonalist bir yapılanmadır.

Milliyetçi, ulusalçı, ataist, kendinden olmayan başkalarını dışlayan, kendi yapılanmalarının dışında kimseye hayat hakkı tanımayan  despot bir örgütlenmedir.

Baskı ve terörle, komle teorileri ve provakosyanlarla muhaliflerini dışlamakta aynı usulü izlemekte, aynı ayak oyunlarını oynamaktadırlar.

İkisi de batı medeniyeti taraftarı, islam medeniyet ve kültürü karşıtı olup batının biricik yerli taşeronu konumundadırlar.

Her ikisi de batının yardım, destek, koruma ve kollamasıyla fikir ve düşüncelerini hayata geçirmişler ve bu onları göbeğinden batıya bağımlı bir hale getirmiştir.

Nasıl Kemalist ideoloji Türklerde dahil olmak üzere kendi halkına zulmetmiş, baskı ve devlet terörü uygulamışsa Apo hareketi de Kürt halkına v diğer halklara aynı zulüm ve işkenceleri yapmış ve yapmaktadır. Halka karşı olan halkçı bir hareket olmaları hareketlerinin tabii karekterleri haline gelmiştir.

Gerçekte Apoculuğun izlediği yol, İngilizlerin Ortadoğudaki halkları ve işgal ettikleri Osmanlı toprakları üzerinde kurulan yeni devletleri uzaktan yönetmek için hazırladıkları eski, demode olmuş bir konseptir.Nasırcılık, Baasçılık, Bumedyencilik, Burgibacılık, Kemalizm bu konseptin ürünüdür. Apoizm de aynen bunlar gibi müslüman bir halkın genlerine ve geleneğine uymayan bir batı oyunudur.

Ortadoğu uluslarına bu acı meyve gericilikten ve yobazlıktan kurtulmak için şifa diye yıllarca yedirilmiş, içirilmiş ve nihayet batılıların oyun ve ihanetleri anlaşılmıştır.

Başta Türkiye olmak üzere Ortadoğunun Müslüman milletleri Hıristiyan batılıların hazırladığı bu acı meyvenin kendilerini uyuşturduğunu ve  köleleştirdiğini görmüş, anlamışlar ve yeniden kendi öz değerlerine yönelmişlerdir.

Arapların, Kürtlerin, Türklerin ve öteki müslüman milletlerin islam düşmanlarının baskı ve boyunduruğundan kurtulmalarının tek yolunun kendi öz değerlerine yönelmek olduğunu nihayet anlamışlardır.

Türkiye kardeş tüm müslüman milletlere bu uyanışın önderliğini yapmaktadır.Yerli münafıklar ve batılılar bunun için Türkiyeye karşı düşmanca davranmakta, tavır almakta olduğunu milletimiz görmekte ve her gün biraz daha şuurlanmakta ve uyanmaktadır.

İslam düşmanları biliyor ki, Türkiye uyandıkça dünya Müslümanları uyanacak. Bir gün gelip çatacak, tüm islam toprakları yabancıların işgal ve istilasından kurtulacaktır.