Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
– Sonra?
– Sonra kendimize güvenimizi kaybettik
– Sonra?
– Sonra mücadele azmimizi yitirdik
Sonra da farkında olmadan gavurun kılıcını sallamaya başladık
– Nasıl yani? Biraz açar mısın?
Şöyle ki,
Aramızda batı medeniyetinin üstün olduğunu kabul etmiş bir kitle var.
Bunların partileri, sivil toplum kuruluşları ve güçlü sermayeleri var. Bunlar gayet örgütlü saldırgan ve alabildiğine küstahtırlar.
Bu güruh
Bilhassa son yüz yılda iyice saldırgan hale gelmiş, milletimizi sindirmek için yoğun bir çalışma içine girmişlerdir.
– Örnek verebilir misin?
– Tabi. Şimdi bunlar batıyı üstün kabul edince, bizim onlara kayıtsız şartsız teslim olmamız gerektiğini yüz-yüzelli yıl önce o günkü medya organları vasıtası ile dile getirip halkın kafasını karıştırdılar.
Daha sonra
Devleti ele geçirince artık, halka sorma ihtiyacı duymadan batının kanunlarını, giyim kuşam örf adet yazı ne varsa hepsini alıp getirdiler.
Bu millet asîl ruhunu kaybetmediği için
1950’den itibaren aslına dönmek için tamirata başladı.
– Bugüne gelelim…
– Peki, uzatmayayım. Ondan sonrası malum… Millet özüne dönmek istedikçe darbelerle, sağ-sol çatışmaları ile önüne bariyerler kondu. 15 Temmuz’da nihayet bu işe son verip devletin, milletin emrinde olduğu düsturuyla esaslı onarım sürecine girildi.
Ancak
150 yıldır işgal edilen zihinler mevzuyu anlamakta zorlandılar.
– Nasıl?
– Yıllarca bir şeyler yapamamanın ezikliği ile yetişmiş nesiller yeni ürettiklerimizi bir türlü kabullenemediler
– Örnek verebilir misin?
– Mesela İHA – SİHA, tank, helikopter vs. mi üretiyoruz. Zihni bulanmışlar hemen saldırıya geçerek “motoru yerli mi motoru?..” diyerek yarı istihzalı sorularla işi mugalataya getirirler.
Çünkü
Onlara göre bizim böyle şeyler üretmemiz mümkün değil, biz ancak bu üretilenleri satın alabiliriz.
Veya
Yerli araba üretimine giriştiniz.
Karşı cenah hemen sesini yükseltir “kesin bu araba kopyadır..” diyerek memnuniyetsizliklerini izhar ederken, batıya da “takoz” görevlerini başarıyla yaptıklarını ispata çalışırlar.
– Bu karşı çıkışlar sadece sanayi ile mi ilgili?
– Hayır!
Her konuda aynı muhalefeti görürsünüz.
– Neden?
– Çünkü ezik bunlar. Kendi milletinin büyüyüp gelişeceğine dair inançları yoktur. Bir şeyler yapabileceğimize inanmıyorlar.
Geçenlerde
Beyaz eşya yüklü trenimiz Çin’e ihracat yapmak üzere yola çıktı.
Tren
Kesintisiz 8 bin küsur km kat ederek Çin’e ulaşacak.
Bu kadar uzun bir mesafede demiryolu ile ihracat belki de dünyada ilk.
Malum
Londra-Pekin arasında yapılacak olan
Ve Marmaray ile Manş denizinden deniz altından, Yavuz Sultan Selim köprüsü ile de deniz üstünden kıtalar arası geçiş yapacak ithalat-ihracatın deneme seferleridir bunlar…
Bu seferler bizi heyecanlandırırken, zihni bulanmış olanları ise fena halde üzüyor.
Çin’e gidecek olan tren
Gümrük işlemlerini tamamlamak ve ek siparişleri de almak üzere
Halkalı ’ya çekilince, malum kesimin borazanlığını yapan T24 sitesi haberi “Çin’e gidecek tren Halkalı’ya geri çekildi” şeklinde haberi sevinçle veriyor. SÖZCÜ gazetesi yazarı da görüntülü çekim yapıp aklınca dalgasını geçmeye çalışırken, sosyal medyada rezil oluyor.
Bunlar
İhracat baltalanıyor diye seviniyor havalara uçuyorlar.
Bunlar muhalif falan değil,
Bunlar
Batının içimizdeki Truva atlarıdır.
İşin garip tarafı
İşbu işgüzarlara bizimkiler de alet oluyor.
Kaldı ki,
Tren geri de çekilmiş olabilir. Anlaşmazlık olmuştur geri çekeriz. Bir vatan evladı olarak buna sevinilmez üzülünür.
Yine
Bu yılın son çeyreğinde ülkemiz 6.7 büyüyerek dünya lideri oldu. Bunu muhalifler değil de bizimkiler “yok öyle bir şey” diyerek gölgelemeye çalıştılar. Hâlbuki muhalif medya bile bu büyümeyi tasdik etti, bizimkilerin telaşı ne onu anlayamadım.
Benzer durumları korona meselesinden, aşıya kadar her mevzuda görmek mümkün.
– Yani?
– Yani, kafamıza boca edilen batının kirli düşüncelerinden kurtulmadan
Ve
Kendimize güvenmeden bu işin içinden çıkamayız.
09.12.2020
Emin Batur
