Cuma , 26 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

MÜLTECİ OLMAK ZORDUR

Geçtiğimiz hafta sonu Uşak’ta idim. Afgan ve Suriyeli kardeşlerimizle tanışma, konuşma fırsatım oldu. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Suriyeli, Afgan veya diğer mültecilerle ilgili gerek halk arasında gerekse de sosyal medyada söylenenler, yapılan propagandalar görüldüğü gibi değil.

Baştan itibaren gelelim. Bu mesele bu dereceye varacak kadar nasıl dallanıp budaklandı anlamaya çalışalım.

2011’de Suriye’de başlayan olaylar haliyle Türkiye’yi de ilgilendiriyordu, öyle ki sınır komşusuydu. ABD, İngiltere gibi devletler Türkiye’yi savaşın içine çekmeye çalıştı.

Türkiye temkinli davrandı, fevri bir hareket her şeyi alt üst edebilirdi. Kaldı ki Türkiye de içeride sorunlar yaşıyordu.

Ancak Suriye yok olmak üzereydi. Her yer darma duman olmuştu. Savaşın o hengamesinde fırsat bulan insanlar Türkiye’nin sınırlarına akın akın geliyordu. Milyonlar kapıdaydı.

Bu milyonların bir kısmı sınırda kurulan konteyner kentlere yerleştiriliyor, bir kısmı da içeriye dağılıyordu. Sonuçta insandı bunlar, kontrol edilebilenler vardı, edilemeyenler vardı. Mülteci olarak sığınanlar sadece Suriyeliler de değildi. Bunların içinde Afganlar vardı, Kafkaslardan, Balkanlardan gelenler de vardı.

Çünkü burası ata topraklarıydı. Tarihten beri böyleydi. Anadolu toprakları herkese kucak açıyordu. Türkiye, Osmanlı İmparatorluğundan sonra buraları vatan  eyledi. Başka hiçbir yer bizleri kabul edemezdi. Biz buraları yeniden yeşertecek, mazlumlara kol kanat gerecektik…

Ne diyorduk, mülteci politikasında kalmıştık. Bir süre sonra özellikle muhalif partiler, bazı medya organları tarafından Suriyelilerle ilgili çokça iddia ortaya atıldı…

Maaşa bağlanıyorlar, vatandaşlık veriliyor, olaylara karışıyorlar vs. vs…

Suriye’den gelen mültecilere konteynerlerde ihtiyaçlarını karşılaması için gıda yardımı yapılıyordu. MAAŞ BAĞLANMIYORDU. Hala da öyle. Hangi devlet öncelikle kendi vatandaşlarını düşünmez ki. Ama dinimizin verdiği ve Peygamber Efendimizden aldığımız gelenek görenekle biz ensardık onlar da muhacirdi. İster zengin olalım ister fakir elimizdekileri paylaşmamız gerekiyordu.

Türkiye de bunu yaptı. Sorunlar olmadı mı, oldu. İnsanın olduğu her yerde sorun, problem vardır. 7 yıldır Türkiye’ye gelen Suriyeli mültecilerden de problemli olanlar oldu. Bu noktada oldukça hassas davranılmalı. Birkaç Suriyeli mültecinin yapmış olduğu suç veya hata nedeniyle 3,5 milyon Suriyeli insanı suçla damgalamak ne kadar doğru olur? Bunun muhasebesi iyi yapılmalı.

Hiç şüphesiz Suriyeli mültecilere çok önemli sorumluluk düşmekte. Herkes kendi milletinden sorumlu olur. Suriyeliler de Türkiye’de yaşaması nedeniyle bu ülkenin kanunlarına, kurallarına, hakkına hukukuna dikkat etmeli, davranışlarına çeki düzen vermelidir.

Bu konuda söylenecek son söz: Hiçkimse kendi evi varken gurbette gariban kalmak, boyun bükmek istemez. Elbette mülteciler de kendi evlerine dönmek isteyeceklerdir.

Konuştuğum Suriye Hamalı mülteci kardeşim de aynen şunu söyledi: Biz Türkiye’ye doğru gelirken başımızın üzerinden bombalar geçiyordu, evimiz yıkılmıştı. Şimdi bu insanlar neden kendi vatan topraklarını bırakıp geliyorlar? İşte bu yüzden. Her Suriyeli elbette ülkelerine dönmek ister…

Türkiye de bu konuda elinden geleni yapmakta. Hem güvenli bölgeyi temin ederek terörist oluşumları aşağıya doğru itmek istemekte hem de en azından bir kısım mülteciyi vatanlarına göndermeyi amaçlamakta…

Şunu da unutmamak lazım ki Türkiye bu konuda uluslararası arenada yalnız bırakılıyor. Bu sorunu tek başına çözmeye çalışıyor. AB, gönderdiği birkaç milyar euro ile bu işi Türkiye’ye yıkıyor.

Halbuki bu sorun dünyanın sorunu. Kendi çıkarmış oldukları savaşın bilançosunu başkasına yıkmak neyle açıklanabilir?

Çok şükür ki doğru-yanlış, tam-eksik yönleriyle Türkiye işi buraya kadar getirdi.

Bundan sonra da elinden geleni yapacaktır…

Bir başka konu da Suriyeli mültecilere vatandaşlık verilmesi… Hamalı kardeşim de söyledi böyle bir şey olmadığını. Sadece doktor, ilim adamı gibi Türkiye’ye katma değer sağlayacak olanların istihdam edilmesi konusunda vatandaşlık veriliyor.

Şimdi düşünün değerli okuyucular… Suriye’de savaş bitti, her yer süt liman oldu. Bu insanlar geri gitmek isteyecekler mi istemeyecekler mi? Elbette isteyecekler. Herkes doğduğu topraklara, yemeğini yediği, işini yaptığı, kazancını sağladığı yere gitmek ister…

Sonuç olarak bu iş o kadar sulandırıldı ki, sadece birkaç sorun çıkaran insanlar yüzünden bütün Suriyeliler suçlanır oldu. Bardağın dolu tarafını gören hiç olmadı. Türkiye’nin mazlum insanların duaları ile ayakta durduğunu kimse düşünemedi…

Ne yaparsın, mülteci olmak da zormuş be kardeşim… Biz bir yere gitmeyiz o ayrı da, onların buraya gelme nedenlerini bir türlü anlayamadık…

Selam ve dua ile…

İBRAHİM YAVUZ

İbrahim Yavuz *

Tüm Yazıları →
İbrahim Yavuz

Ayrıca Bakınız

KAYBOLAN GENÇLİK İDEALİZMİ -2-

3) BU MİLLETİN HAFIZASINI YOK ETTİLER  Bu milletin binlerce yıllık tarihi var. Bu tarih içerisinde 15 …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir