Cuma , 26 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

KANAL ATATÜRK OLSUN…

kanal istanbul ile ilgili görsel sonucuGöreceksiniz! İş dönüp dolaşıp buraya gelecek. Kanal İstanbul CHP’nin tüm engellemelerine rağmen şöyle veya böyle yapılacak. Gerçekleşeceği zaman da şimdi karşı çıkan Laik-Kemalistler de bu sefer ‘Bari ismi Kanal Atatürk olsun’ diyecekler. Aynen İstanbul Havalimanına önce karşı çıkıp Gerçekleşince ‘Adı Atatürk Havalimanı olsun’ dedikleri gibi. – Peki, CHP arkasındaki bu kadar güce rağmen Kanal İstanbul projesine mani olamayacak mı? – Hayır olamayacak!

– Ama sadece CHP değil.. İngiliz ve Ruslar başta olmak üzere içerde ve dışarda bu projeye çok tepki var. Hatta Saadet lideri bir adım daha ileri giderek Kanal İstanbul için harcanacak paraya haram dedi… Partisi bunun için Jaws videosu hazırladı. – Olabilir… Herkes düşüncesinde hürdür. Ancak Kanal İstanbul bir parti projesi değil, bir devlet projesidir. Ve devletimizin böyle bir projeye ihtiyacı var.

– Neden? – Malum olduğu üzere Lozan antlaşmasına göre boğaz geçişlerini kontrol edemediğimiz gibi, boğaz kıyısında silah ve asker de bulunduramazdık. Boğazlar her iki yakadan 15 km geriye doğru silahsızlandırılacaktı ve öyle oldu. – Peki, ya Montrö?

– Montrö’ye göre asker ve silah bulundurabiliriz ama gemileri yine kontrol edemiyoruz. – İyi ya!.. Montrö ile haklarımızı geri aldık. O günkü siyasilerimiz ne güzel bir iş çıkarmışlar. – Sen öyle san! – Nasıl yani? – Bu o günkü hükumetin başarısı değil. Kaldı ki, ortada başarı falan da yok. Çünkü Gemileri kontrol yetkimiz olmadığı gibi geçişten dolayı herhangi bir ücret de alamıyoruz. Sadece Hin-i hacette (gerektiğinde) lazım olur diye boğazlarda asker ve silah bulundurabiliyoruz. Bu da en çok İngiliz ve Rusların işine geliyor.

– Neden? – Çünkü O sırada İtalya Habeşistan’ı (Etiyopya) işgal etmiş, Libya’yı ‘dördüncü sahilim’ diyerek oraya İtalyan göçmen yerleştirmeye başlamıştı. Binaenaleyh Doğu Akdeniz tehlikeye girmişti. – İngiltere nere Doğu Akdeniz nere… İngilizler bundan neden gocunsun ki? – Osmanlı yıkıldıktan sonra Osmanlı bakiyesi tüm Ortadoğu ülkelerine İngiliz ve Fransızlar çöktü. Bu iş Almanya ve İtalya’nın hoşuna gitmedi. Sömürgelerden pay almak istediler.

– İtalya o zaman o kadar güçlü müydü? İngilizlerle baş edebilir miydi? – Baş edemezdi ama yorardı. İngilizler yaklaşan dünya savaşını görüyor Binaenaleyh Almanların karşısına yorgun çıkmak istemiyordu. Hâlbuki şimdi Karşılarına Mussolini gibi faşist bir lider çıkmış planlarını bozuyor. Adam savaşmayı kutsal bir görev gördüğü için bulaşmak istemiyorlar. Nitekim İngilizlere dönüp ‘gerekirse sizinle savaşırız..’ diyor.

– Bütün bunların Montrö ve Boğazlarla ne ilgisi var? – O zaman basitçe anlatayım. 1930’lu yıllarda dünyanın durumu şöyleydi: İngilizler dünyanın süper gücü… Ve dünyanın yarısına sömürge ve müştaklarıyla hükmediyor. Rusya Türki Cumhuriyetleri başta olmak üzere işgal ettiği ülkelerle geniş bir coğrafyaya yayılmış ama silah sanayi ve teknoloji bakımından geri. İçi kof koca bir kütük gibi… Amerika henüz kabuğundan çıkmamış ama güçlü bir ülke. Almanya ise Ağır sanayi ve yüksek teknolojiyi kullanan kara ve hava ordusu güçlü bir ülke.

Nitekim savaş başladığında, Kısa bir sürede neredeyse tüm Avrupa’yı işgal etmesinden ne kadar güçlü olduğu anlaşılıyor. Ancak Bütün bu gücüne rağmen tüm sömürge alanları neredeyse İngiltere-Fransa ve Rusya arasında paylaşılmış. – Yani diyorsun ki savaş başladığında Almanya’nın hedefinde ilk bu 3 ülke olacak – Evet! – Boğazlar? – Sırayla gidelim. Almanlar İngiliz ve Fransızları kendi alanlarında savaşarak yeneceklerini biliyorlar. Nitekim Fransa Almanlara karşı 2 hafta dayanabildi Ancak Sovyet Rusya geniş bir alana yayıldığı için karadan ve denizden çatala alınması gerekiyordu. – Şimdi anladım. Boğazlarda asker ve silah olmayınca Almanlar elini kolunu sallayarak Karadeniz’e girerek Sovyet Rusya’yı ablukaya alacak. – Evet! – Yani Montrö İngiliz ve Rus menfaatlerini korumuştur – Evet! Nitekim iş Milletler Cemiyeti’ne geldiğinde bize en büyük desteği İngilizler.. sonra Rus ve Fransızlar vermiştir. Dikkat edilirse şu anda da en çok İngilizler CHP ve Ruslar kanal İstanbul’a karşı çıkıyor. – Peki, bizim İngiliz ve Ruslara bu kadar iyiliğimiz dokunmuşken, buna karşılık bir şeyler alamaz mıydık? Mesela ticari gemilerden ücret almak gibi… – Gemilerden ücret almak en basit olanı… İngiliz ve Ruslar Almanlar karşısında o kadar aciz kalmış ki, bunun çok ötesinde tavizler koparabilirdik. – Niye almadık?

– Basiretsizlik… Çünkü ‘’Yurtta sulh cihanda sulh’’ diyerek bütün iddialarımızdan vazgeçmiştik. Nitekim Savaş sırasında İngiliz ve Ruslar zor günler yaşadıklarında İnönü’ye müteaddit defalar (Kahire Konferansı, Moskova görüşmelerinde vs.) eski topraklarımızın bir kısmı teklif edildiği halde O ‘Ne bir çakıl taşı verir ne de alırız.. ‘ diyerek ret etmiştir. Hâlbuki böyle fırsatlar yüzyılda bir önümüze çıkar. – Netice?

– Netice olarak İngilizler savaşın seyrini değiştirecek hamlenin Alman gemilerinin boğazdan geçerek Sovyet Rusya’yı denizden ablukaya alması ve Rusları saf dışı bırakmaktan geçtiğini biliyordu. Nitekim Almanlar Moskova’nın önlerine kadar gitti. Kırım’ı karadan işgal etti ama deniz takviyesi olmadığı için, Stalingrad’taki direnişi kıramayıp geri çekildiler. Ki, bu savaşın dönüm noktası oldu. Bundan sonra Almanlar geri çekile çekile malum olan ağır yenilgiyi aldılar. – İngilizler boğazın bu kadar önem arz edeceğini nereden biliyorlardı? – Çünkü 1915 te yapılan Çanakkale Savaşı’nda İngilizlerin niyeti her ne kadar İstanbul’u işgal etmek ise de, diğer gayeleri boğazların kontrolüne ele geçirerek Çarlık Rusya’sına yardım etmekti. – Neden? – Çünkü Rusya’da kıtlık olmuş Bolşevikler de bunu kullanarak halkı ayaklanmaya çağırmıştı. İngilizler Komünizmin Rusya’ya hakim olmasını istemediğinden gıda yardımı yapmayı planlıyordu.

Çanakkale’deki kanlı savaşın bir sebebi de buydu. Orada İngilizler yenildi ama biz de bittik… – Neyse, konumuza gelelim. Yani diyorsun ki, Montrö’yü İngilizler istedi. – Evet. İngilizler istedi Ruslar balıklama atladı. Fransızlar destek verdi. Yoksa o günkü Türkiye’nin böyle bir derdi yok ki…

Adaları veriyorlar almıyoruz. Yunanistan’ın savaş tazminatı ödemesi hükme bağlanıyor İsmet İnönü ekonomik sıkıntıdalar diye bunu Yunanlara bağışlıyor. Sanki o yıllarda bizim durumumuz çok iyi. – Şimdi ne olacak? Kanal İstanbul’u yaparsak bu kadar devleti karşımıza alacağız demektir.

Bu arada ekonomik getirisi, çevre etkileşimi, tuzlu su az tuzlu su karışımı ne olacak bunları hiç konuşmadık. – Önce şu CHP’yi bir ikna edelim… Tek yürek tek yumruk olalım, gerisi Allah kerim… Çanakkale’de en zayıf zamanımızda yedi düvelle baş ettik de, şimdi mi onlara pabuç bır

Emin Batur *

Tüm Yazıları →
Emin Batur

Ayrıca Bakınız

ESKİ CUMHURBAŞKANI AHMET NECDET SEZER VE EMEKLİLER

Emin Batur Sadece  Bu fotoğraf karesini görmek için bile   Bir ömür boyu  Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a destek …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir