“HABİL MİSİN KABİL Mİ?”…

İslam dünyası bölük pörçük… Çoğu İslam ülkesi ABD’nin, İngiltere’nin, Fransa’nın kilometrelerce öteden getirdikleri kasırganın girdabında, kendi coğrafyalarında savrulup gidiyor…

Biraz derinlere inelim, inelim ki neyi yanlış yaptığımızı, İslam Âleminin neden bu halde olduğunu daha iyi anlayabilelim…

Hz. Ömer’in Allah’ın dinini dünyaya yaymak adına yaptığı seferlerin sonucunda Afrika’ya, Anadolu’nun içlerine kadar ulaşan İslam sancağı, Alparslan’ın Ertuğrul Gazi’nin Dirilişin fitilini ateşlemesi, Fatih’in Hz. Peygamber’in müjdelediği İstanbul’u İslam topraklarına katması, Sultan Süleyman’ın Avrupa’ya kadar gitmesiyle geniş bir alanda dalgalanmıştı.

Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönem yönetiminde devletin içerisindeki, kumaşı BATI’nın tezgâhlarında dokunmuş hain devlet adamları, devletin kadim medeniyetini, emperyalist anlayışlara, koltuk, makam mevki uğruna değişme cüretini göstermiş, sonunda da koca bir imparatorluk suyunu çeke çeke Anadolu’da kendine zar zor yer bulmuştu.

Osmanlı’nın adaleti, hoşgörüsü, dinini serbestçe yaşama özgürlüğü altında altı asır yaşayan Afrika, Orta Doğu, Balkanlar, devlet yıkılıp Anadolu’ya çekilince kurak bir araziye dönmüştü.

Sevr ile yirmiye yakın devlet kurularak parçalanan Orta Doğu’nun bugünkü hali ortada. ABD ve İngiltere, çizmiş oldukları haritalarla, kendi istedikleri kukla yöneticileri, kurmuş oldukları devletlerin başına getirerek sömürge valilikleri inşa etmişlerdi.

İslam Âleminin göz bebeği Kâbe ve Medine’nin bulunduğu Arabistan, İngilizlerin kurmuş olduğu Vehhabi anlayışla kontrol altına alındı.

İlk kıblemiz, Hz. Peygamber’in Mirac’a yükseldiği yer olan Mescid-i Aksa’nın bulunduğu Kudüs, Yahudilikle alakası olmayan, ikinci dünya savaşından sonra Avrupa’dan, Amerika’dan getirilen, Yahudilerle kurulmuş olan İsrail’in kıskacına bırakıldı. Bugün de Filistin halkı İsrail askerlerinin vahşeti karşılığında yok olmaya mahkûm ediliyor…

Buna hiç kimsenin ses çıkardığı yok… Son 15-20 seneden beri Türkiye’den başka ne Suriye ile ne Libya, Mısır, Yemen, Filistin ile ilgilenen bir başka ülke yok…

Dünya barışını sağlamak! için kurulan Birleşmiş Milletlerin katil İsrail yönetimine, 2011’den beri milletine zulmeden Esad’a karşı bir kınama cezası dahi verdiği nerede görüldü!!!

Hadi, bunlar elin yabancısı dersiniz, ya bu olan bitenlere sesini çıkarmayan, bırakın sesini çıkarmayı, EMPERYALİST BATI’ya yardım ve yataklık eden İslam ülkelerine ne demeli!!!

Türkiye’nin vermiş olduğu mücadelenin yanında olan ülkeler bir elin parmağını geçmez. Kaldı ki o ülkelerin çoğu Müslüman da değil!

Çıkar uğruna Türkiye’nin aleyhine bir pozisyonun içinde yer almıyorlar. Ama aynı şeyi ne yazık ki İslam ülkelerinden göremiyoruz.

Anlaşılan o ki; Körfez ülkeleri, ABD’nin güdümüne giren Suudi Arabistan gibi ülkeler, BATI’nın Libya’da Kaddafi’ye, Mısır’da Mursi’ye, Suriye’de kendi devlet başkanı eliyle halkına yaptırdıklarına, Yemen’e yaptıklarını unutmuş, İran’ı ve Irak’ı ve bölgenin son puzzle parçası olan Türkiye’yi parçalama girişimlerini ise görmezden geliyorlar olsa gerek… Hepsi de petrol için, gaz için, enerji için. Burada olmalarının başka hiçbir açıklaması yok.

Allah, milletler üzerinde, coğrafyayı bir kader olarak alın yazıları tayin etmiş. Coğrafyanın en zengin kaynaklarını da biz Müslümanlara bahşetmiş. Buna sahip olmayan BATI da ağzından salyalar akan kuduz köpekler gibi üstümüze gelerek bize ait olanları alıp gitmek istiyorlar…

Bize verilenlere bir süre sahip çıktık. Ancak son yüz yıl BATI, Müslüman coğrafyayı sömürdü de sömürdü. Hiç onlara kızmaya gerek yok. Onlar kendi genetik kodlarına uygun olan, yapmaları gereken yağmacı zihniyetlerini fiili olarak dışa vuruyorlar…

Ancak aynı şeyi biz Müslümanlar olarak yaptığımızı söyleyemeyiz. Bölük pörçük olmuş durumdayız. Türkiye yapması gerekeni yapıyor. Hem de tek başına. BATI ise güçlü, tek başına savaşan Türkiye’yi engelleyemiyor, engelleyemez de.

Diğer İslam ülkelerinin de kendilerine gelmesi, çeki düzen vermeleri lazım.

Galiba sözün en güzelini en kısasını Üstad Sezai Karakoç söylemiş:

“KARDEŞİZ DEMEK YETMEZ, HABİL MİSİN KABİL Mİ?”…

Selam ve dua ile…

İBRAHİM YAVUZ