Cuma , 26 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

FITRATA YOLCULUK

FITRATA YOLCULUK
İnsanoğlu şu fani dünyada nerelere doğru yolculuk yapmadı ki? Ülke içerisinde ve dışarısında tarihi ve turistik değeri olan nice mekânlar gezildi, görüldü. Cenneti görmedik fakat gördüğümüz birçok yer ve mekân için cennet gibi ifadelerini kullandık. İnsanı, çevreyi ve eşyayı tanıma anlamında bu gezmeler elbette önemliydi. Özellikle ibret almak maksadıyla yapılan gezmeler, seyahatler ibadet kıvamındadır. İnsanı özünden, değerlerinden, fıtratından koparmayan, uzaklaştırmayan ve bu yüce değerleri zayıflatmayan seyahatler mutlaka yapılmalıdır. Hatta değer üreten, üretmeye devam eden seyahatler Rabbimizin tavsiyesidir. Zira yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır. “De ki: “Yeryüzünü dolaşın…”(29/Ankebut, 20) Bir başka ayette “O Yeryüzünü yaşanması kolay bir yer yapmıştır; öyle ise onun her tarafını dolaşın ve Allah’ın verdiği rızıktan pay almaya çalışın ama (hiçbir an aklınızdan çıkarmayın ki) yine O’na döneceksiniz.” (67/Mülk, 15)
Coğrafi yolculukları bu anlamda değerlendirmek mümkündür. Bu yolculukların dışında bir de zihinsel ve düşünsel yolculuklar vardır ki özünden koparıldığında çeşitli tehlikelere sebep olabilmektedir. Bu türden yolculuklar savrulmayı da beraberinde getirmektedir. Savrulmalar kendi içerisinde de farklı alanlara ayrılmaktadır. Hepsinin birbirinden beter tehlikeleri vardır. Ancak en tehlikeli olanı inanç alanındaki zihinsel ve düşünsel savrulmadır. Muhatabını iman erozyonuna tabi tutar ki sonu felaket olur.
İnsanoğlunun zihinsel ve düşünsel yolculukları kendisini, coğrafi yolculuklarından daha fazla yormakta ve yıpratmaktadır. Her türlü zihinsel ve düşünsel seyahatin merkezinde Kur’an ve Hz. Peygamber yok ise bu seyahatlerin sonu taassuba varmaktan kurtulamaz. Kutsama hastalığına yakalanma ise kaçınılmazdır. Doğruyu bulacağım diye okunan kitaplar, dinlenilen insanlar, gidilen mekânlar, eğitim alınan okullar, üye olunan dernekler, vakıflar yüceltme ve kutsamadan nasibini almaktadır. Müslüman olmak gibi muhteşem bir aidiyetin kıymeti bilinmeyince bir takım sıfatların peşine düşmek kaçınılmaz oluyor. Böyle olunca kendince başka bir Müslüman oluyor, kendi gibi düşünmeyenlere ise veryansın ediyor. Mevcut konumunu kuvvetlendirmek için ötekiler karalanıp duruluyor. Kendi doğrularını yaşamayı ve anlatmayı bırakıyor, karşı tarafı kötülüyor, karalıyor, buna da tebliğ diyor. Peygamberimizin tebliğ metodunun neresinde karşı tarafa giydirmek diye bir şey vardı?
Zavallı insanoğlu yücelttiklerinden ve kutsadıklarından bir türlü yakasını kurtaramıyor ki özüne, fıtratına dönüp kendine gelebilsin. Takıntıları kendisine dönmesine de fırsat vermiyor. Beşer ürünü tüm anlayışlar fıtratımıza dönmemizin önündeki en büyük engeller ve ayağımıza vurduğumuz prangalardır. Engellerimizden ve prangalarımızdan kurtulmak zor olduğu gibi aynı oranda da kolaydır. İşe algılarımızı değiştirmekle başlamalıyız. Algılarımızı din yapınca hak olan dini algılamamız da sorun oluyor. Kendimizi saf ve arı-duru Kur’an’a arzetmedikçe ve ona teslim olmadıkça prangaları kırmak mümkün olmamaktadır. Dayatmalardan, kutsallardan, prangalardan kurtulmanın yolu fıtrata dönmekle mümkündür. Bu dönüşle birlikte yeni bir inşa süreci başlayacaktır. Bu süreç kardelenler gibi bütün engelleri ortadan kaldıracak, zincirleri kıracak, prangaları söküp atacaktır.
Vahyin doğduğu mekânlara –hac ve umreye- doğru yapılacak olan bir kutlu yolculuk inşa sürecini, fıtrata dönüşü hızlandıracaktır. Fıtrata yaklaştığımız oranda dünyevi kaygılardan uzaklaşabilmekteyiz. Bu ise hayatın içinde, kaygıların dışında olmayı ve Allah’ın ipine sımsıkı sarılmayı beraberinde getirmektedir. “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın ve birbirinizden ayrılmayın.” (3/Al-i İmran, 103) Fıtrata dönüş yolculuğumuz hepimize hayırlı olsun.
 
Ömer Naci Yılmaz

Ö.Naci Yılmaz *

Tüm Yazıları →
Ö.Naci Yılmaz

Ayrıca Bakınız

GİYDİRİLMİŞ KERESTELER

Ömer Naci Yılmaz   Galatasaray ve Fenerbahçe takımları arasındaki Süper Kupa maçının, Suudi Arabistan’da oynatılmamasından dolayı …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir