Güncel

Roboski katliamında Müslümanı kafiri, ulusalcısı ümmetçisi, solcusu sağcısı,Türkü, Kürdü bu ülkede hepsi birden ayağa kalkarak bu olayı kınamış, lanetlemişlerdi. Masum insanların katledilmesine karşı durmak elbette bu milletin gösterdiği erdemli bir duruştu. Ekmek ve aş derdiyle dağlara, patikalara düşen, kaçakçı patronlara eli mahkum olan gencecik insanların yanlışlıkla da olsa vurulması elbette kabul edilemezdi. Bugün ise, Kobani ve Rojova’nın IŞİD tarafından kuşatılmasını …

“(…..)Yabancı gizli servis planlamacılarının bütün operasyonları bizim bu cehaletimiz ve Şeriatimize olan saygısızlığımız esas alınarak yapılıyor. Yaptığımız ve yapacağımız iişlerde bir “Mihenk”imiz yok. Cehaletimize uygun her “mantık” bize “meşru” geliyor ve bir başka “mihenk” aramadan “hareket”in içine çekinmeden dalıyoruz.” (Bu parağrafı  Ajandanma 3 yıl önce yazmışım.) Şu anda, ülkemizde süren, düşük yoğunluklu iç savaşın da Arap dünyasında yaşanan “Arap Baharı” denilen …

İhtiras ve şehvet insanoğlunun aklını başından alınca her şeye ‘sahip olma’ tutkusuyla tabiatın fıtratını da bozdu, bozuyor. Tabiat yeryüzünün tamamı… Karalar, dağlar, ormanlar, vadiler, akarsular, şehirler, denizler, vs.. İnsanoğlu, kendisine emanet edileni sadakatle ihya etmesi gerekirken, çoğunlukla ona ihanetle imha etme yolunu seçti. Bu şekilde bir genelleme doğru mu? Modern zamanlara kadar gücü ve imkânlarının sınırlı olmasından dolayı tabiatı tahripte …

I.ÇOCUK:MEHMET AKİF ERSOY Merhum M.Akif Osmanlı cihan devletinin yıkılışını buruk bir kalp ile seyreden bir şairdir. Kırık camdan su içmek, su içerken cam kırıklarının ağıza dolması gibi bir şey. Düşünün… İslam şairisiniz; altı yüz sene dünyaya nizam veren bir cihan devleti lime lime ediliyor. Yol gösteriyorsunuz,akıl veriyorsunuz, duyulmuyor; rehberlik yapmak istiyorsunuz, çözüm İslamda diyorsunuz;sürgüne gönderiliyorsunuz. “Doğrudan doğruya Kurandan alıp ilhamı; …

Türkiyede askeri vesayet rejiminin tasfiyesinden sonra 7 ve 25 Aralık darbesiyle açığa çıkan paralel yargının sultası dün yapılan HSYK seçiminde yargıçların oyları ile çökertildi. Artık birileri Pensilvanyadan öksürünce bazı yargıçlar da Türkiyede nezle olup paralel duruşa geçip devlet içinde devlet kurma, devlete kafa tutma çıgınlığına girişemeyecek. Kendilerini her zaman olduklarından büyük gösterme hastalığına kapılan, ve ayakları yerden kesik havalarda uçan …

En son PKK kalkışması göstermiştir ki, Kandilin ağaları, BDP’nin patronları KCK’nın militanlarıyla bir araya gelinilerek onlara güvenilerek ciddi bir barış süreci sürdürülemez. Barış gerçekten barışı isteyen, özleyen ve barıştan bir umudu olan insanlarla yapılabilinir. Barışın güzelliklerine inanmayanlar, onun özelliklerini ve hassasiyetlerini de dikkate almazlar. PKK taraftarları barışı bir uzlaşma zemini ve atmosferi olarak değerlendirmek yerine bir tehdit ve mızıkçılık fırsatı …

Dünyada Müslümanları koruyan, onları kucaklayan ve sahiplenen bir güç, ortak bir aklı ve başı olacak lider bir devlet olmadığı için bugün tüm İslam coğrafyası işgalci ve sömürgecilerin hedefi ve tehdidi altındadır. Hangi Müslüman ülkeye bakarsanız bakın! Milli kahramanları halklarının da milli düşmanlarıdır. Bu diktatörler kendi ülkelerinde kurtarıcı, baba, ata diye bilinir. Aslında şan ve şöhretle, iktidar ve saltanatla tepeden inme …

IŞİD’in Kobani saldırıları yoğunlaştıkça PKK’nında Kuzey Suriyedeki varlığı azalmaya, kahramanlığı korkaklığa dönüştü. Yenilmezliği hezimet üstüne hezimet alıyor. Öve öve bitiremedikleri Gerilla mitinin karton bir ordudan ibaret olduğu meydana çıktı. Şimdi IŞİD’in önünde yenilgilerden yenilgiye, hezimetten hezimete uğruyorlar. Üç tarafı IŞİD askerleriyle kuşatılmış olan Kobaninin yalnız Türkiyeye bakan sınırına hâkimler. Orada IŞİD askerleri yok. O sınırda tetikte bekleyen Türk askerlerinden dolayı …

Barış süreciyle birlikte artık kan akmıyor, evlere cenaze gelmiyor, ocaklara ateş düşmüyor diye milletimiz gerçekten çok memnun. Bu bayram havasını içine sindiremeyen, bundan hoşnut olmayan, aydınlıktan korkan yarasalar da var. Bunların barış, kardeşlik, beraberlik, aynı coğrafyada birlikte yaşamak gibi bir niyetleri yok. Ayrılmak, ayrı bir devlet kurmak hayalleriyle yola çıktıkları için, şimdi barış süreciyle gelinen nokta onları hayli rahatsız ediyor. …

Kendi şehir ve medeniyet birikiminden, yönetim geleneğinden habersiz, ondan nefret eden kimi gazeteci-yazarlarımız, hâlâ Tanzimat aydınlarının artıklarıyla geçindiklerinden, Batının çöplüğünde gıda aramakla meşguller. Öyle ki, modern kapitalizmin “kazanmak için her şeyi tüket, tahrip et ve yok et!” felsefesiyle yola çıkıp dünyaya vahşi başarı öyküleri pazarlamak için dolaşan ve dolar karşılığı akıl satan batılı yönetim gurularının en fazla akıl sattığı ülke-lerden …