Güncel

      Türkiye’de bariz bir şekilde muhalefet sorunu var. Sadece bugüne ait bir olgu da değil bu. Şimdi bakın bir muhalefetin görevi hükümetin yanlış izlediği politikalar varsa bunlar üzerinde durmaktır, hükümetin faaliyetlerini daha dikkatli, daha aktif, daha üretken bir şekilde yerine getirmesini sağlamaktır. Fakat bizim muhalefetimize bakın bir de. Yani 1950’li yıllarda da aynısı yapılıyordu, 1980’li yıllarda da aynısı yapılıyordu şimdi …

Yahya Düzenli -Ali Şükrü Bey ve Kanun-i Esasî’ye dair- Yakın siyasî tarihimiz 27 Mart 1923 günü benzeri görülmemiş bir cinayete şahit oldu. Son Osmanlı Meclis-i Mebusan’ı ve I. Millet Meclisi’nde Trabzon Mebusu olan Ali Şükrü Bey’in, askerlik hayatını 34 yaşında terk edip, siyasî kimliğiyle I. Meclisin celâdet sahibi bir dava adamı olarak sürdürdüğü mücadelesi 39 yaşında şehadetle neticelendi. 27 Mart …

Bir asalet geçiyor önümüzden bizi bize anlatan…      Öncelikle şunu söylemeliyim; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan benim bir akrabam ve tanıdığım falan değil. Başbakanımız Ahmet Davutoğlu da öyle. Bu insanlardan herhangi menfaat sağlamışdeğilim ve böyle bir beklentim de yok. 15 yıldır batmış bir Türkiye’yi bugünkü duruma nasıl getirdiklerini de gözden kaçırmamak gerekir. Neyse fazla uzatmadan lafa girelim. Tayyip Erdoğan bu hafta ABD’ ye Türk-Amerikan …

“Biz çocukken herkes Müslümandı ve öyle de bilinirdi. Bazılarının dini hassasiyetleri diğerlerine göre farklıydı. Namaz, bu hassasiyetin öne çıkan en önemli boyutuydu. Evlerde okunan mukabeleler ise diğer bir boyutuydu. Bunlardan uzak olanlar yine de Müslüman olarak görülürdü. Onlar için her hangi bir sıfat kullanılmazdı. Bunlar Allah’a olan sevginin ve saygının görünen kısmıydı. Bu anlayışlardan uzak duranlar ve o şekilde yaşayanlar …

Mübarek kutlu doğum ayı yine geldi. Birileri için Nisan ayı, içinde peygamberimizin doğum gününü barındırdığı, birileri için de peygamberimizi anlatıp para kazanacaklarından mübarektir. Anlı şanlı hocalar, akademisyenler çağırıldıkları yerlerde insanlardan VİP hizmeti bekliyorlar. Kalacakları otellerin yıldızlarına önem verip, yemek yiyecekleri yerlere varıncaya kadar her şeyde belirleyici oluyorlar. Banka hesaplarına yatırılan parayı görmeyince konferansa onay dahi vermiyorlar. “Yaptıklarına karşılık hepsinin dereceleri …

PKK ‘nın Kandilde kandili sönmeye, mağaraları başlarına yıkılmaya, ufukları kararmaya başlayınca yalancı şafaklara umut bağladıklarını gördüler. Şimdi telaşla kaçacak delik aramaya başladılar. Ama nafile… Nereye kaçsalar da ordumuz ve polisimiz gölge gibi peşlerini bırakmıyor, her yakaladıkları yerde işlerini bitiriyorlar. Artık ölümden başka kaçacakları yol, mezardan başka girecekleri sığınak kalmadı. Barikatlar kursalar, mayınları döşeseler, kendilerini havaya uçursalar, patlasalar, çatlasalar, kudursalar da …

İnsan ancak vahyin ölçülerine göre eğitilir ve yetiştirilirse insanlığın, dünyanın ve alemim huzuru mümkündür. İnsanı vahyin emir ve yasaklarına göre inşa etmeyen bir anlayış ve yaklaşım insanlığa ve aleme nizam veremez, huzur ve saadet getiremez. Bu hakikati göz ardı eden her fikir ve düşünce, her ideoloji ve hareket, her eylem ve söylem insanı inşa ve medeniyetimizi ihya etmekten uzak uçarı …

 Hangi konuda olursa olsun en kötü karar kararsızlıktan, karar alamamaktan daha iyidir. Bir konuda karara varabilmek için o konuya kafa yoran insanların veya o konu üzerinde söz söyleyen , söyleyecek olan insanların mevzu dışında gezinerek zamanı boş yere harcaması zihinleri dağıtır ve ana fikri sulandırır. En sonunda o topluluk karar alamadan toplantıyı sonlandırır. Konu ile ilgili konuşmalarımızı, fikir ve düşüncelerimizi …

”Tayyipçe” bir diskur çekeyim dedim ama Araya Hüsmen Ağa karıştı. Askerliği Trakya’da yapınca… Neyse Evet ey ”Solcu” arkadaşlar… Nereden depreşti sizde bu ABD hayranlığı? Ne oldu size böyle? ABD nin adaletine sığınmış gibi bir haliniz var. Ne yaptı ABD? Nahak yere İran’a ambargo uyguladı. Zerrab ne yaptı? Türkiye’nin desteğiyle bu ambargoyu deldi. Yani ABD ye pabucu ters giydirdi. Dolar alış-verişini …

Korkutanlar, korktuklarından dolayı korkuturlar. Onların hayatları, korkuyla korkutmak arasında bir gelgitten ibarettir. Bu gelgitler arasında korkutarak, korkuya tutunarak ayakta durur ve hayatta kalma savaşı verirler. Korkutmak onların dünya görüşlerinin bir gereğidir. Korku içinde, korkudan korkarak yaşamak ise hayat tarzlarıdır.Onlar, korkuyla yaşayarak her gün bin defa ölürler. Onlar için korkutmak bir davadır.Korkutmadan geçen vakitleri beyhude geçen anlardır. Korkmadığı anlar ise, yaşamadığı …