Arif Altunbaş Çanakkale savaşı ümmetin var oluş ve yok oluş mücadelesinin destenıdır. Orada kazanılan savaş bir kişinin, milletin, ırkın savaşı değil İslam ümmetinin batı emperyalizmi, baskısı, zulümü, işgal ve istilası, sömürü ve otoritesine karşı verilen bir kurtuluş savaşıdır. Orada kazanılan zafer bir kişi, millet ve devlete mal etmek o şanlı mücadeleye leke düşürür. Zafer; o savaşa katılan Türk, Kürt, Arap, …
Devamı »Siyonizm’in uşağı kim’ miş?
Arif Altunbaş Ölen bir Müslümanın arkasından ‘’Allah rahmet eylesin’’ deyip onu iyilikle anmak dini hassasiyetimiz ve ahlakımızın gereğidir. Ama bu insan topluma mal olmuş biriyse, onun yaptığı hata ve yanlışlarının etki ve tesiri hala tekrar ediyorsa, o yanlışın yanlış olduğunu söylemek her Müslüman için hakkı sahibine teslim etmek bağlamında İslami bir görevdir. Kim olursa olsun elinde kesin bir delil olmadıkça …
Devamı »İSRAİL VAHŞETİ
GAZZE’DE SAVAŞ BİTTİKTEN SONRA HATIRLANACAK İKİ ŞEYDEN BİRİSİ; İSRAİLİN UTANMAZ BARBARLIĞI VE SOYKIRIMI, DİĞERİ İSE; MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZİN VE İNSANLIĞIN UTANÇ VERİCİ SUSKUNLUĞUDUR. Arif Altunbaş
Devamı »Kimin ve neyin savaşı
Arif Altunbaş NATO’ ya ait gemiler Basra Körfezi, Kızıldeniz, Doğu Akdeniz ve Ege sularında aç köpek balıkları gibi kol geziyor. Leş kokusu almış çelik kanatlı akbabalar havada kavisler çizerek dönüp duruyor mazlum ülkelerin tepesinde. Hepsi de kendilerine düşecek ganimetlerden pay kapma hevesinde. Dilleri bir karış dışarıda, ağızlarında köpüklü salyalar, gözleri birer kan çanağı saldırıya hazır vahşi canavarlar… Saldırmak ve kan …
Devamı »Ben Filistinli Çocuk
Arif Altunbaş Ben Filistinli çocukDört yanım kurt kapanı mayın tarlasıGökten ateş yağsa da durduramaz beniKan kussa da zindanımıza ölüm makinalarıKörkuyulara atılmış yusuf gibiAçlığa susuzluğa ve hain kardeşlerime inatSavunacağım aslan gibi ülkemi Ben Filistinli çocukSözüm kurşun gibiVarlığım tehdittir düşmanlarımaEy petrol sarhoşu kardeşlerimYer gök toprak ve su anladı beniSizler hala direniyorsunuzKıyamım önünde ezeli bir düşman gibi Ben filistinli çocukYüreğimde vahyin incileriÖrüyorum geleceğimi …
Devamı »İstanbul’un Kaderi
Arif Altunbaş Tarih 28 Mart 1989 – 27 Mart 1994 yılları arası. CHP zihniyetini temsil eden Sosyal Demokrat Halkçı Partili Belediye Başkanlığı dönemi. Elektrik kesintilerinin dini imanı yok. Çöp dağları cadde ve sokaklarda dağ yığınları oluşturmuş. Sahipsiz köpekler ve kediler yuva kurmuş çöp yığınlarına. Belediye otobüsleri kırık dökük, çarpık, tamirci çırakları gibi kir pas içinde. Üçüncü dünya ülkelerini andıran otobüs duraklarıyla perişan, …
Devamı »ÜNİFORMALI TERÖRİSTLER
Arif Altunbaş Tarih boyu en büyük terör illegal örgütler veya isyancılar tarafından değil üniformalı teröristler tarafından gerçekleştirilmiştir. Terör ve terörizmden bahsedilirken daha çok illegal, kurulu düzene karşı isyan eden örgütlerden bahsedilir. Teröre zemin hazırlayan, terörün kaynağı olan terör devletlerinden asla söz edilmez. Örneğin; İsrail Filistinlilere karşı her gün, her hafta, her ay, her yıl binlerce terör saldırısı gerçekleştirir. Uluslararası hukuku …
Devamı »Uşaklar ve Kavşaklar
Arif Altunbaş ‘’BİR bilim insanının dinci olabilmesine bir türlü akıl erdirememişimdir. Dindar olabilir. Ama dinci olamaz. Erbakan dinciydi. Profesördü ama torpilli takımından değildi. Öğrencileri onun çok iyi bir hoca olduğunu söylerlerdi. ’’(*) diyor batının kuyruğuna takılıp giden bir köşe yazarı. Adını anmak bile kötüyü reklam sayılacağından adı lazım değil. İslam dininde ‘’Müslüman, Münafık ve Kâfir’’ diye üç insan tiplemesi vardır. …
Devamı »CHP Gerçeği
Arif Altunbaş Bir parti düşünün; kuruluş amaç ve hedeflerine varmak için kendi halkıyla dövüşen ve didişen. Milletin dinine, diyanetine, ahlakına, tarihine, coğrafyasına, kültürüne ve medeniyetine düşmanlık yapan ve bunu görevi sanan. Milli ve yerli örf, adet, kültür ve değerlimizi yok sayan, onları hor ve hakir gören, yabancılara ve düşman devletlere her fırsatta Türkiye’yi şikâyet etmeyi muhalefet yapmak sayan. Milletimize ve …
Devamı »Depremin öğütleri
Arif Altunbaş İnsanlık imanla inkâr, itaatle isyan, iyilikle kötülük, Hak ile batıl, hakikat ile yalan arasında bocalayıp durmaktadır. Yeryüzünde kıpırdayan hiçbir yaprak, meydana gelen hiçbir olay kendiliğinden olmaz/oluşmaz. Onu hareket ettiren ve ettirecek olan sebepleri yaratan bir Allah vardır. O, insanları uyarmak, düşündürmek, imtihan etmek bu dünyanın geçici, kalıcı olanınsa öte dünya olduğunu hatırlatmak için peygamberler ve kitaplar göndermiştir. İnsanları sapkınlıktan, …
Devamı »