İbrahim

Çok kritik bir seçimi geride bıraktık. Türkiye Genelinde Cumhur İttifakı 24 Haziran Seçimlerindeki gibi ipi göğüsledi. Ancak her seçimin bir hikayesi olduğu gibi 31 Mart seçimlerinin de bir hikayesi oldu. 31 Mart seçimlerine özellikle Cumhur İttifakının çıkan sonuçlara itirazları damga vurdu. Ak Parti, İstanbul başta olmak üzere birçok ilde itiraz etti. Elbette gündeme oturan İstanbul’daki itirazlardı. İtirazın birkaç sebebi şöyle: …

Genel Seçimler kadar olmasa da Yerel Seçimler özellikle Türkiye gibi kritik bir bölgede konuşlanmış ülkelerde çok önemli bir etkene sahiptir. Bunun en önemli örneğini son yerel seçimde görmüştük. Özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinde HDP’nin yönetimde olduğu illerde terör olaylarının nasıl etkili bir şekilde gerçekleştirildiğini gördük. HDP Belediyelerinin olduğu illerde terör tünellerinin nasıl yapıldığını gördük. Bunların hepsi de belediye …

… İşte o zaman gelmişti. Artık heyetin yer altından yer üstüne çıkması gerekiyordu. Çünkü alarm çalıyordu. Yer üstündekilerin yardıma ihtiyacı vardı… Zaman milli mücadele döneminin liderinin kim olacağını belirleme zamanıydı. Bunun için toplanılmıştı. Toplantı Erenköy’deki bir evde gerçekleştirilmişti. Ordunun önemli isimleri o evde toplanmıştı. (Ev Vahdettin’in ablasına aitti) Bu toplantı gizli yapılmıştı. Milli mücadelenin başına geçecek isim üzerinde tartışma alevli …

Yazının başlığının devamını merak ettiğinizi biliyorum. Aslında aklı başında olanlar, olup bitenleri iyi süzebilenler tahminlerinde yanılmazlar. Aslında Metehan’dan beri düzen aynı düzen. Günümüze kadar değişen bir şey yok. Metehan, devletinin aleyhine iş yapıyor diye babasını oklattı. Neden? Bir numaralı devlet düşmanları Çin ile iyi ilişkiler kurduğu ve bunu devleti için riskli gördüğü için. Devlet böyle bir anlayışı beka için kabul …

Yine derin planlar devrede. Dışarıda tansiyon çok yüksek. Yeni Zelanda’daki iki camide, silahlı bir teröristin namaz sırasında açtığı ateş sonucunda 50 Müslümanın şehit olması, Ayasofya üzerindeki baskının artması tansiyonu yükselten nedenlerin başında geliyor. Tabi bunun nedenlerine bakmakta fayda var. 50 Müslüman şehit Allah mekanlarını cennet eylesin diyerek kestirip atmakla bu iş olmaz. Her seferinde bunu söylersek perde arkasında neler olup …

12 Mart günü sosyal medyada İstiklâl Marşı’nın milli marş olarak kabulü ile ilgili çokça paylaşım yapıldı. İstiklâl Marşı’nın sadece milli marştan ibaret olmadığı, dini damarımıza basan da bir marş olduğu ifade edildi. Ama yazarı Mehmet Akif Ersoy ve onun hayatının hazin sonu pek bilinmez. Bugün biraz o konuya değineceğiz… Mehmet Akif Ekim 1925’te ülkesini sessizce terk etmek zorunda kalmıştı. Sebebi …

Altı sene içerisinde Üniversite ve Yüksek Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra Temmuz 2018’de memleketim Manisa’ya dönmüştüm. Sınav için İstanbul’a gitmem gerekiyordu. Tabi aradan 8 ay gibi bir süre geçmişti. Çok özlemiştim İstanbul’u. Heyecanla gitmiştim. Gideceğim yer altı sene ekmeğini yediğim Kadıköy idi. Sınavım Maltepe Başıbüyük’teydi. Zamanımın kısıtlı olması sebebiyle ancak sınava gidebildim ve birkaç yer görebildim. En büyük sevincim Çamlıca Cami’ne …

Siyasetin insanı içine çeken girdabından bir türlü kurtulup da başka konulara değinmiyoruz. Değinemiyoruz demiyorum, değinmiyoruz diyorum farkındaysanız. Bugün öyle yapacağım. Üç ayların bu ilk gününde biraz da içimizi başka diyarlara açalım, siyasetin baş döndürücü gazından kurtulalım… Mart ayı girdi, etraf yeşermeye başladı. Cemre son olarak toprağa düştü, toprak da ısınmaya başladı. Artık kış uykusuna yatan hayvanlar da yer üstüne çıkar. …

Son günlerde dillere pelesenk olan “beka” tartışması çok can sıkmışa benziyor. Tabi bu tartışma Kılıçdaroğlu’nun bir TV programında yaptığı açıklama ile başlamıştı. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin bir BEKA sorununun olmadığını söylüyor. O halde sormak lazım Kılıçdaroğlu’na: Bunca zamandır verilen mücadele neyin mücadelesi? Aslında bu soru Kılıçdaroğlu’nu pek de ilgilendirmiyor. Öyle ki bu zamana kadar yaptıkları, elbette yapmadıkları ortada duruyor. Daha 15 Temmuz …

1960 darbesi ile darbeler dönemi başlamıştı. Hem de bizzat ABD askerleri eliyle. Çünkü ordumuzun milli, İslami genetiği rahatsız ediyordu onları. ABD hemen subay kadrosunun görevden alınmasını istedi. Biz bunların maaşları ne olacak dediğimizde ise ben öderim demişlerdi. Ordu, ABD ordusuna dönüşmüştü. Hiç şüphesiz ki 28 Şubat da bu milletin hem dini inanışına hem ordunun milli, dini kanadına karşı yapılmıştı. Baş …