Perşembe , 25 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

Barış Koridoru mu, Savaş koridoru mu?

”Milli Savunma Bakanlığından dün yapılan açıklamaya göre, Suriye’nin kuzeyinde ABD ile koordineli şekilde tesis edilmesi planlanan güvenli bölgeye yönelik olarak, ABD askeri yetkilileriyle Milli Savunma Bakanlığında 5-7 Ağustos’ta görüşmeler gerçekleştirilmişti.

Görüşmelerde, Türkiye’nin güvenlik endişelerini giderecek ilk aşamada alınacak tedbirlerin bir an önce uygulanması, bu çerçevede güvenli bölge tesisinin ABD ile koordine ve yönetimi için Türkiye’de Müşterek Harekat Merkezinin en kısa zamanda kurulması konusunda mutabakat sağlanmıştır.” Gazeteler.

Türk ve ABD askeri yetkililerince, güvenli bölgenin bir barış koridoru olması ve yerinden edilmiş Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri için her türlü ilave tedbirin alınması konusunda da anlaşmaya varılmıştır.’‘ denilmesine rağmen ABD’nin Ortadoğu’da yaptığı insan hakları ve uluslararası hukuku çiğneme ve hiçe saymaları, işgaller, katliamlar ve zulümler göz önüne alınacak olursa; Türkiye’nin bu bölgede kurmak istediği ”Güvenli Bölge”  yılan hikayesine dönüşebilir.

Hiçbir zaman sözünü tutmayan, müttefiklerini adam yerine koymayan ve kendi çıkarları doğrultusunda onları ücretsiz köleler gibi çalıştıran bir Amerika’ya güvenmek yılanla aynı çuvala girmek kadar tehlikelidir. Daha işin başında ABD ikiyüzlü şeytanıyla masaya oturmadan bu gerçekler bilinerek hareket edilmesi Türkiye’nin en başta gelen görevi olmalıdır.

Suriye’nin Kuzeyinde PKK ‘ ya yardım ve yataklık yapan, ona asker ve maddi imkan devşiren  bir bölgenin en askeri olarak zararsız hale getirilebilmesi için orayı kontrol altına almak, orada ne olup bittiğini görmek ve takip etmek açısından önemli.Ama dizginler kesinlikle ABD’nin ve onun piyon olarak hazırladığı, beslediği YPG’ nin eline geçmemesi şartıyla. Yoksa ip puştun eline geçmiş olur ki, oyun kurayım derken oyuna gelmiş oluruz.

Bunun için de oradaki demoğrafik yapıyı bozmadan Türkiyedeki Suriyelileri en kısa zamanda oraya taşımalı, onlara aş ve iş imkanı tanınmalı, kendi ekmeklerini kendilerinin kazanacağı bir ortam oluşturulmalıdır. Yoksa aç klık, işsizlik, yokluk içindeki bir halka kendi içinde birbirlerini katleden düşmanlar haline gelebilir.

Daha sonrada Türk askerinin aynen Kıbrıs Türk Federe Devletinde olduğu  gibi garantör devlet olarak orada kalmalı ve oraya yerleşmelidir. Yoksa, geçici tedbirler, palyatif çözümler ve göstermelik ”Barış Koridoru” bir yoksulluk ve anarşi koridoru durumuna gelebilir.

Amerikanın Irak, Suriye ve Doğu Akdenizdeki petrol ve Gas yataklarını ele geçirme , kontrolü altına alma  operasyonunun bir parçası olan, ”Kuzey Suriyedeki Kürtlerle birlikte hareket etmesi oradaki Kürtlerin kontrol dışı bir mecraya girmemesi, PKK ile uzlaşmaması  için önemli. Pratikte zor olan ve uygulanması zaman alacak olan bu mutabakat yürütebilirse Türkiyenin Terörle mücadlesine, doğu Akdenizdeki karbon yataklarının ülkemiz ve KTFD yaraına sonuçlanabilir.

Unutulmamalıdır ki; ABD ortadoğudaki bu oyunu İsrail ile birlikte oynamakta ve  bütün batı blokunu yanına da görmek istemektedir.  Bizim bunu yaparken Rusya ve İran ile olan münasebetlerimize de zarar gelmemesine azami dikkat göstermeliyiz.Aramızdak diplomasi köprüsü daha canlı ve kuvvetli olarak sürdürülmali, Amerika, İsrail ve ve Rum blokuna ise asla güvenilmemelidir.

Çünkü; Amerikadan dost, ayıdan post olmaz. Özünde samimiyet ve dostluk olmayan bir anlaşmadan faydalı bir iş çıkmaz.

(AA)

Zafer Gençosman *

Tüm Yazıları →
Zafer Gençosman

Ayrıca Bakınız

Eleştiri hastası olmak

İşaret parmağın eleştirdiğini, üç parmağın da seni gösteriyor, ama! Bazı insanlar dava adına ortaya incir …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir