Salı , 23 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

ŞEHİT MUSTAFA BEDİRHAN SİZİN ÇOCUĞUNUZ OLSAYDI

Şehitler kervanına bir anneyi ve cennet kokulu evladını daha ilave ettik. Onlar emanetçilerin tek sadık olanına gittiler. Bu alemde ve öte alemde her türlü tasarruf hakkı yüce Rabbimizindir. Biz hayır ve dualarla anmaya devam edeceğiz.

Bebeklere ve çocuklara yönelik olarak yapılan her türlü hareket, ardından idam tartışmalarını da beraberinde getirmektedir. Bebek şehit Mustafa Bedirhan’ın ardında sosyal medyada şöyle bir cümle sarfetmiştim: “Seçtiğimiz milletvekilleri ne iş yapar, neyi bekler? İdam ile ilgili kanun teklifini meclise ben mi vereceğim?” Bu ifadem olumlu tepkiler aldığı gibi olumsuz tepkileri de beraberinde getirdi. Onlara aldırdığımız yok; ancak takıldığımız bir yer var. Ateş düştüğü yeri yakıyor, ateşin düştüğü yeri görenler sadece seyrediyor. Annesinin koynunda yatağa giren Mustafa Bedirhan yine annesinin koynunda toprağın kara bağrına girdi. Siz Mustafa Bedirhan’ın toprağa girdiği günün akşamında yavrunuzun gözlerine baktınız mı? Ona sarıldınız mı? Onun babasının yerine kendinizi koydunuz mu, koyabildiniz mi? Yoksa cenaze töreni görüntüleri çocuğunuzun psikolojisini bozar diye kanal değiştirmek için kumandanın düğmesine mi bastınız?

Mustafa Bedirhan’ın ardından dile getirilen idam tartışmaları tamamen samimiyetten uzaktır.

Mustafa Bedirhan bir sanatçı çocuğu olsaydı, toprağa verildiği günün akşamında unutulup gider miydi?

Mustafa Bedirhan üst düzey bir generalin çocuğu olsaydı, toprağa verildiği günün akşamında unutulup gider miydi?

Mustafa Bedirhan herhangi bir milletvekilinin çocuğu olsaydı, toprağa verildiği günün akşamında unutulup gider miydi?

Mustafa Bedirhan Ak Partili bir milletvekilinin çocuğu olsaydı, toprağa verildiği günün akşamında unutulup gider miydi?

Mustafa Bedirhan bir bakan çocuğu olsaydı, toprağa verildiği günün akşamında unutulup gider miydi? Biz şehitlerimizi, onların emanetlerini elbette unutmadık, unutturmadık, unutturmayacağız. Bu kutlu coğrafyanın güzel insanları kırk yıla yakındır terör belasından bizar oldu. Terör bitsin de ne olursa olsuna bile razı olduk. Yurdumun her mezarlığı bir şehidimizle taçlandı. Herkesin bir şehit ailesi komşusu var, yakını var, akrabası var. Her konuda ayrışabildiğimiz doğrudur; ancak terör meselesinde, kadınlara ve çocuklara yönelik cinayetlerde idam cezasının getirilmesi noktasında çok büyük bir konsensüs olduğu da bir gerçektir. Getirin referandumu görün sonucu…

Bu coğrafyada nelere şahit olmadık ki? Bir parti başkanının hanımı doğum yapacak diye günlerce hastane önünden canlı yayın yapıldığını gördük. 12 Eylül darbesini yapanlara yaranmak için Danışma Meclisi üyelerinden birinin Yeşilköy Hava Limanı’nın adının “Atatürk Hava Limanı” olarak değiştirilmesi için kanun teklifi verdiğini de gördük. Bir diğerinin başkent Ankara isminin “Atatürk” olarak değiştirilmesini teklif ettiğini de gördük. Hele bir başkasının otoyollardaki beyaz çizgilerin boya ile değil de beyaz beton ile çizilmesini gündeme getirdiğini de gördük. Daha neler neler…

Vatandaşlarla aynı koltukta oturmayan vekiller, arka saflarda namaz kılamayan vekiller, Cuma namazlarında kamera kadrajının dışında kalmayan vekiller, şehit cenazelerinde protokol uygulanan vekiller, vatandaşlara konuşurken kurduğu yirmi cümlenin on dokuzunda Reis’in ismini ağzına alan vekiller samimi değilsiniz. Samimi olsaydınız burada da öncülük eder idam teklifini verirdiniz. Bu millet fırıldak Kubilayları tarihe gömdüğü gibi sizi de tarihe gömmesini bilir. Reis’ten itibar kırpmayı, koparmayı, devşirmeyi bırakın. Yel kayadan ne koparırsa siz de Reis’ten ancak o kadar kopartabilirsiniz.

Siz bekleyin. Mustafa Destici idamla ilgili kanun teklifi versin diye… Siz bekleyin Devlet Bahçeli idamla ilgili kanun teklifi versin diye… Ondan sonra bakarız öyle mi?

Bazıları bunları söylüyoruz, yazıyoruz diye kızıyor. Kızarsanız kızın. Siz kızacaksınız diye biz inandığımız doğruları söylemekten ve yazmaktan vaz geçecek değiliz.

Elinizi vicdanınıza koyun. Çocuğunuzun yastığına bakın, o yastığa baş koyacak bir çocuğunuz olduğunu hatırlayın. Mustafa Bedirhan’ın yastığının babasının elinde boş kaldığını hatırlayın.

Reis’imiz diyor ki: “İdam kararı benim önüme gelirse, ne yapacağımı biliyorsunuz. Ben imzalarım.” İyi de bunu Reis’in önüne ben mi götüreceğim. Bunu yapacak olan adamlar (!) nerede?

Sahi bizim seçip gönderdiklerimiz neydi?

Ömer Naci YILMAZ

Ö.Naci Yılmaz *

Tüm Yazıları →
Ö.Naci Yılmaz

Ayrıca Bakınız

GİYDİRİLMİŞ KERESTELER

Ömer Naci Yılmaz   Galatasaray ve Fenerbahçe takımları arasındaki Süper Kupa maçının, Suudi Arabistan’da oynatılmamasından dolayı …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir