Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Şimdi daha iyi anlaşılıyor. Hatırlayacaksınız, bundan yaklaşık 3-4 sene önce dünyanın küresel tek bir ülke olmasını isteyenler, hem Suriye’deki durumla ilgili hem de Karadeniz’de Rusya-Türkiye ilişkilerinin bozulmasına ve ortak hareket etme girişimlerinin önüne geçilmeye çalışılıyordu.
Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi (egemenliği altına alması) sonucu Türkiye ile Rusya arasında kriz tırmanmıştı. Bu aslında puzzle’nin bir parçasıydı. Bunun tamamlanabilmesi için Rus Yanlısı Ukrayna Cumhurbaşkanının devrilmesi için hemen adım atıldı. Hatırlayın bunlar olurken biz de 17-25 Aralık’ı yaşıyorduk. Türkiye de bu işin için girmeliydi. Ülke karışmalıydı. Tabi bunun altında NATO’nun olduğu unutulmamalıydı…
Türkiye ile Rusya büyük bir doğalgaz hattı için anlaşmak istiyordu. Bu olaylar da ne tesadüfse bunun üzerine denk geliyordu. Her şey planlanmıştı. Bir yandan da Ukrayna gittikçe karışıyordu. Olaylar büyüyordu. Orada da bir darbe yapılıyordu. Cumhurbaşkanı indirilmiş onun yerine PENTAGON-NATO yanlısı bir adam getirilmişti.
Daha sonra Kırım ilhak edildi. Kırım, Türkiye için çok hassas bir noktaydı. Bu kabul edilemezdi. Rusya-Türkiye ilişkileri bir anda bozulmuştu. İstenen olmuştu. Ancak aynı yılın sonunda Erdoğan-Putin bir araya gelmiş ve ilk kez TÜRKAKIM’dan bahsetmişlerdi. O tarihten itibaren ABD, Türkiye’ye iyice diş bilemeye başlamıştı. Oldukça da haklıydı. Zira bu anlaşma ABD’nin çıkarlarına oldukça tersti…
Orta Doğu’da Rusya-Türkiye’nin hem askeri birlik içerisinde hareket etmeleri hem de diplomatik kanalları sürekli açık tutmaları ABD’nin bölgeye olan hassasiyetini daha da artırıyordu. Burada olacak bir birlik AKDENİZ için de büyük tehlikeydi onlar için. Çünkü Suriye demek AKDENİZ demekti. Öyle ki geleceğin Dünya Düzenini kuracak olanların AKDENİZ’de büyük bir güç olması gerekiyordu. Her şey bu düzene hâkim olmak içindi.
Türkiye’nin hem Kuzey’de hem de Güney’de vermiş olduğu mücadele şimdi daha da net anlaşılıyor. Güney’de AKDENİZ’de FATİH SONDAJ GEMİSİ, Kuzey’de, KARADENİZ’de TÜRKAKIM’ın etkinliği her iki yönde de Türkiye’nin elini çok çok güçlendirecek çalışmalar. İleride yapılacak ve AKDENİZ’de yerini alacak olan UÇAK GEMİSİ de çok büyük bir mesaj olacak.
KUZEY-GÜNEY’de durum bu. Elimizi hem sahada hem masada güçlü kılacak birçok kartımız var. Asıl iş bu kartların doğru oynanmasında. Bizim için çok da sorun değil aslında, son kozu oynayacak olan her zaman biz oluruz. Maçın kazananını da biz belirleriz…
İçeriye harcadığımız mesainin dışarıya harcadığımız mesaiden daha az olması lazım. Konjonktür onu gerektiriyor çünkü. Bu anlamda içeride siyasetin aktığı yön de bu dengenin dışarıya doğru akmasını sağlayacak en önemli etken olacak. İktidar partisi de bu anlamda yeni dengeleri çok iyi görebilen ve kartlarını da ona göre oynayan bir görünüm çiziyor…
SON SÖZ: TÜRKİYE ÖYLE BİR COĞRAFYAYA KONUMLANMIŞ Kİ ALACAĞIMIZ KARARLAR, OYNAYACAĞIMIZ KARTLAR SADECE BİZİ DEĞİL COĞRAFYAYI DA ETKİLEYECEK…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ
