Cuma , 29 Mart 2024
Son Dakika Haberler

Oğluma ahlak üstüne öğütler

Kitap Değerlendirme: Oğluma Ahlak Üstüne Öğütle

 Hem fikir, hem de içerik açısından çok güzel bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Fernando Savater, daha önsözünde oğlum sana büyük şeyler söylemek için içime öyle bir dürtü var ki diyerek benim hislerime tercüman  olmuş. Ben de çocuklarıma büyük şeyler söylemek, hayata ait dersler anlatmak ve onlara yol göstereren tavsiyeler vermek istiyorum. Sonra hem yaşları gereği çok mu erkendir diye düşünüyorum, hem de “nasihatçi anne” damgası yemekten korkuyorum. Yine de kendimi tutamadığım zamanlar oluyor.

Benim çocuklarıma bırakmak üzere, üzerinde çalıştığım bir projeye az da olsa benzer bir kitap olan “Oğluma ahlak üstüne öğütler” i iki bölümde inceleyeceğim. İlki kitabın ana konusu, içerik detayları ve benim görüş ve yorumlarım. İkincisi kitabın Türkçe tercümesi.

 

Savater bu kitabı 15 yaşlarındaki oğluna yazmış. Zaten kitabın orijinal adı olan Amador, oğlunun adı. Kitap bildiğimiz anlamda ahlak kitabı değil. Savater özgürlük, yaşama bilinci, iyi bir hayat yaşama, kendini başkalarının yerine koyma, hayatın anlamı ve mutluluk üzerine deneme yazmış diyebiliriz. Nasihat de değil. Şu durumda şöyle yapmak gerekir, ahlak bu durumda böyle yapmayı gerektirir şeklinde kesin kural ve yollar göstermiyor. Ergenlik çağındaki bir gence ve hatta yetişkinlere hayatın özgürlük ve seçeneklerden oluştuğunu, bu seçeneklerin sonuçları ve izleri olduğunu ve bu izlerin insanın kendini oluşturduğunu anlatıyor. Bu yüzden de bilinçli yaşamak gerektiğini söylüyor.

Bilinçli yaşamak, tercih etmekte özgür olduğumuz seçeneklerin mantıksal sonuçları olduğunu unutmadan yaşamaktır diyor. Dünyada, adada yaşayan Robinson Cruzo gibi tek başına olmadığımızı ve başkaları ile beraber yaşadığımız için karşımızdakilerin yerine kendimizi koyarak davranmamız gerektiğinden bahsediyor. Seçme konusunda özgür olmadığımız şeyler başımıza geldiğinde ise ona vereceğimiz tepki konusunda özgürüz diyor.

Özgürlüklerinin olmadıkların şikayet edenler ise aslında bundan memnundurlar çünkü olan bitenin sorumluluğunu üstlerine almazlar. Buna çok katılıyorum. Dünya kendi yaptıklarının sorumluluklarını almamaktan memnun, herşeyin suçunu kader, devlet, hükümet, okul, televizyon, bilgisayar oyunu, zararlı gidalar, sigara ve uyuşturucu satıcılarına atan bireylerle dolu. Geometrik bir şekilde de ürüyorlar.

Kitapta “ahlaksızlık” üzerine çok güzel bir bölüm var. Ahlaksızlık deyince genellikle ilk olarak ve sadece “cinsellik” ‘le ilgili şeyler gelir ve cinselliğin ahlaksızlık olduğu vurgulanır diyor. Halbuki ahlaksızlık sayılabilecek, veya eskiden ahlaksızlık sayılan ama  artık kanıksanmış ve hatta hatta eskiden ahlaksızlık kapsamına giren ama günümüzde matah sayılan birçok konunun cinsellik ile alakası yok.

Beğendiğim birkaç alıntı:

“Hayat ileri gidiyor ve dönüşü yok. Bu yüzden istediğin şeyler üzerinde dikkatlice düşün.”

“Yaşamayı bilmek matematik gibi kesin bir bilim değil, müzik gibi bir sanattır.”

“Seçmek söz konusu olduğuna göre, yüzünü duvara döndürecek seçimler değil, ardından sana çok sayıda başka olası seçeneklerin yolunu açacak seçimler yapmaya çalış her zaman.”

Bu kitabın derinliğini ergenlik çağındaki gençler anlayacaklarını umuyorum Savater’in ümit ettiği gibi, çocuğunu karşısına alıp dinlemeyeceğini bile bile, ona zorla bunları anlatmaktansa, kitabı özgürce istediği zaman parça parça okutmak daha etkili olabilir.

Gençler hep özgürlük ister. Biz de gençken öyleydik. Büyüdüğümüzü iddia eder daha fazla hak isterdik. Daha dün okuduğum, gençler arasında araba kazaları konulu bir makalede, yapılan araştırmaların beynin risk analizi, hüküm ve karar verme ile ilgili olan kısmının 25 yaşına kadar tamamen gelişmediğini ortaya koyduğunu yazmışlar. Gençler özgür olduklarında yaptıkları seçimlerin onların benliklerini oluşturduğunun idrakine varsalar, ne istediklerini anlamaya çalışsalar, seçimleri üzerine dikkatlice düşünmeyi alışkanlık haline getirseler, bir taraftan iyi yaşamak için bencil olsalar ama karşılarındakilerinin yerine kendilerini koysalar.

Bu konuda düşüncelerimi ve ebeveynlik düsturumu Sedef Örsel Özçelik, cocukluyuzbiz.blogspot.com adresindeki blogunda yazdığı son yazısında tam benim aklımdan geçtiği şekilde ifade etmiş.

“Gerçek disiplin sadece çocuğunuzdan hemen alacağınız itaat değildir; gerçek disiplin çocuklarınızın olgun, kendi kendilerini motive edebilen, kendilerine yön verebilen ve karşılıklı bağlılığın (interdependence) anlamını kavrayabilmelerini sağlayabilmektir.”

Kitabın yeni bir tercümesi çıkarsa Türkçesini yoksa bildiğiniz yabancı dillerdeki tercümesini tavsiye ederim. İngilizcesi çok güzeldi. Kısa ve su gibi akıcı okunuyor.

İngilizce Adı: Amador: in which a father addresses his son on questions of ethics – that is options and values of freedom – and attempts to show him how to have a good life.

 

Alıntı, Pratik Anne

Ayrıca Bakınız

RAMAZAN AYINIZI KUTLARIZ. Akıncılar

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir