• racon ve macron
  • Müslümanca bir duruş üzerine
  • Mister! Bu sefer de sizin çocuklar başaramadı.
  • Bir dev uyandı
  • Abdulkadir Kemali Beyin anıları
  • Selametle Ağabey
  • Entel Cehalet
  • ARKADAŞ NEDİR BU ÇEKTİĞİMİZ YA?
  • Politikacının Sefaleti
  • CAN BİZİM ŞEHİT BİZİM… SİZE NE OLUYOR?
  • Bu Bayramda ne alalım, neyi keselim.
  • Nato zirvesinde üç klas hareket
  • Tezekle çalışan UFO’lar
  • KOMŞU ÜLKELERDE PAHALILIK VAR MI?
  • Maraş bize mezar olmadan burada cuma namzı kılınmaz!
  • Üye Ol
  • Üye Girişi
    • Anasayfam Yap
      • Sitene Ekle
      • Politikamız
      • Künye
      • İletişim
Akıncılar Dergisi
    •  
    • Anasayfa
  • HABERLER
  • YAZARLAR
  • EDEBİYAT
    • Şiir
    • Hikaye
    • Anı
    • Gezi Notları
    • Kitap Tanıtımı
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Karikatür
    • Resim
    • Ebru
    • Bezeme
    • Fotoğraf
    • Çini
  • EĞİTİM
    • Tefsir
    • Hadis
    • Akaid
    • İslam Tarihi
  • ÇEVRE
  • İz Bırakanlar
  • Müzik
  • Video
  • Namaz
  • Hava
  • Döviz
  • Gazeteler
  • Arşiv
Anasayfa » Genel

Nebevî soluğun tarihi: Peygamberlerin rahmet şafağı

Yusuf Kaplan, Yeni şafak Şöyle gireyim yazıya: Hıristiyanlık, tahrif edildiği için kültür dini’dir. İslâm, vahiy dini olduğu için asliyetini muhafaza...
9 Temmuz 2021 Cuma 10:34
  • Tweetle
yazıyı büyüt yazıyı küçült
Nebevî soluğun tarihi: Peygamberlerin rahmet şafağı
Yusuf Kaplan, Yeni şafak

Şöyle gireyim yazıya: Hıristiyanlık, tahrif edildiği için kültür dini’dir. İslâm, vahiy dini olduğu için asliyetini muhafaza ediyor, varlığını sürdürüyor….

O yüzden Hıristiyanlığı tarih yaptı, İslâm tarihi yaptı.

O yüzden Hıristiyanlık tarihten çekildi, kilise diye bir heyûla var geride sadece. Ama İslâm, direniş, diriliş ve varoluş biçimleri geliştirerek varlığını ve iddiasını devam ettiriyor…

İSLÂM, DİRİLİĞİNİ VE CİHANŞÜMÛLLÜĞÜNÜ KUR’ÂN’DAKİ KISSALARA BORÇLU

Peki, İslâm bunu neye borçlu?

Kıssalarda gizli olan, kıssalarla yeşertilen, diri tutulan ve bütün zamanlardaki ve mekânlardaki mü’minleri de diri tutan ruha ve bu ruhun verdiği şuura.

Kur’ân’ın zamanlar ve mekânlar üstü kaynağı da, zamanda ve mekânda tatbik edilmesini sağlayan kaynağı da, kıssalardır. Kıssalar, İslâm’ın zamanlar ve mekânlar üstü ilkelerini zamanda ve mekânda peygamberler üzerinde hayata aktarma hikâyeleri / uygulamaları üzerinden anlatır.

Zamana ve mekâna, zamanda ve mekânda meydan okumak, zamanın ve mekanın geçiciliğini zamanda ve mekanda gerçekleştirmek ancak Rahman’ın kudretinin ve rahmetinin eseridir.

O yüzden Kur’an’daki kıssalar bütün zamanlarda ve mekânlarda yaşayan insanlara zihin’de direniş, zemin’de diriliş ve zaman’da varoluş yolculukları ve bu yolculukların ilkelerini sunar.

Sekülerizm ve din ilişkisini yazacağım bir kaç yazıda.

Önce peygamberlerin tarihte, insan hayatında oynadıkları ontolojik konumu ve sonuçlarını mercek altına almak istiyorum.

PEYGAMBERLERİN TARİHİ, İNSANIN EMANETİ

Tarih, peygamberlerle başlar. Tarihi gerçek anlamda peygamberler yapar. Zira

Peygamberlerin devrede olduğu tarihte insan, öznedir; o yüzden tarihi insan yapar.

Eğer tarihten peygamberleri çıkarırsanız, insanı evrimin insafına terkedersiniz ve tarihin kölesi yazarsınız. Kaçınılmazdır bu.

İnsanlık tarihini peygamberleri devre dışı bırakarak yazmak, insana da, bütün varlıklara da, seni, beni, her şeyi yaratan Rahman’a da hakarettir, Rahman’ın rahmetine ise nankörlük etmektir. Alıp verdiği nefesi bile kendi elinde olmayan bir varlığın insan olma onurunu bile isteye hiçe sayması, ayaklar altına almasıdır bu!

Olacak iş değil gerçekten!

İnsan onurunu peygamberler/le korur oysa.

Celâl ve Cemâl Sahibi Allah, “emanet”i (bilme iradesi, melekeleri ve bildiklerini yapma kudreti’ni) insana yükledi.

Emanet, emniyet, iman, mü’min, emin olmak, “güvenmek” fiilinden türeyen bir kaç kurucu kavramdır. Rahmet elçisinin (sav) ifadesiyle “mü’min, kendisine güvenilen ve başkasına güven veren kişidir.”

Tarih boyunca böyle olmuştur istisnaî durumlar hâriç.

Düşünsenize… Yurdundan kovdukları bir peygambere en değerli eşyalarını emanet olarak vermiştir Mekkeli müşrikler. O umut ışığı peygamber öylesine yüce bir nûr / ışık kaynağıdır ki, Mekke’yi terk ederken emanetleri sahiplerine teker teker vermesi için Hz. Ali’yi ölüm döşeğine yatırmıştır. Kendisini öldürmeye gelenler, yatağında Hz. Ali’nin olduğunu görünce şaşkına döneceklerdir!

Emanet hem yük hem de yükümlülük demek. Hakikatin yükü, hakikati hayatta emin bir şekilde tahakkuk ettirme yükümlülüğü.

Biraz daha açarsak… Kendini bilme, fıtratını keşfetme ve hakkaniyetli bir hayat-dünya inşa etme zorlu yolculuğu…

Önce, kendine, içine yolculuk yaparak, kendini inşa etme… Asıl yolculuk içimizdedir ve içimize yapılır çünkü… Enfüs’e ve enfüs’te yani…

Sonra, kendine ulaştığı ölçüde varoluş nizamının anlam haritalarını deşifre etmesi, kendini ve kendi dışındaki âlemin / âlemlerin hakikatini keşfederek (âfâk’ta yolculuk yaparak) halifesi olduğu Allah’ın rahmeti gereği ihsan ettiği ilkeler çerçevesinde bir dünya tesis etmeye soyunması yolculuğudur insanın.

İmtihan yolculuğunu böyle böyle hayata geçirmesi insantekinin…

NEBEVÎ SOLUĞUN RAHMETİ VE İNSANLIĞIN FELÂKETİ

Bu yolculuğun hedefinden ve yolundan sapmadan sürdürülmesi için peygamberler gönderilmiştir. İnsanca yaşanacak dünyayı peygamberler kurar. Peygamberlerin devre dışı kaldığı bir dünya, şeytanın cirit attığı, insanın şeytanlaştığı, azmanlaştığı, haddini aştığı, kendini unuttuğu, hakikati kaybettiği, nefsinin ayartıcı labirentlerinde kaybolduğu, sonunda kaçınılmaz olarak cehenneme çevirdiği bir dünyadır. Tarihe, önyargısız, saplantısız bir şekilde bakın, göreceksiniz bunu.

Çağımız, nebevî soluğun tarihten çekildiği bir ç/ağ. Tarihte nebevî soluğun tarihten çekildiği ender zamanlardan biri çağımız. O yüzden alev alev yanıyor… Kavruluyor… Rahmeti arıyor…

Peygamberler, Allah’ın rahmetinin tecellîsidir. O yüzden son peygamber olarak gönderilen peygamberimiz (sav) bizatihî “rahmet peygamberi” olarak tarif ve tavsif edilmiştir.

Rahmetin nasıl muazzam bir şekilde tecellî ettiğine yakından bakın lûtfen! Peygamberler Allah’ın emirlerini iletecek, siz de o emirlere göre yaşayacaksınız! İlk bakışta, insanı -deyim yerindeyse- “köleleştiren” bir durum varmış gibi geliyor insana. Ama insana, insanın yaratılış özelliklerine, fıtratına iyi bakarsanız, insanın kendi başına hareket ettiği zaman hem nefsinin hem de ürettiği her şeyin kölesi hâline gelen bir zaafa sahip olduğunu görürsünüz. Çağımız bunun ürpertici örnekleriyle dolu.

İnsan, Rabbini tanıdığı, emirlerini idrak ettiği zaman kendini tanıyor, kendini biliyor, kendini buluyor, kendi oluyor ve işte o zaman özgürleşiyor. O zaman tarihin kölesi değil efendisi oluyor. Yeryüzünü cehenneme çevirmekten kurtuluyor, yeryüzünde cenneti inşa ediyor.

Etiketler:
Proje hareketler, Partiler ve Liderler
Uzaylılar gerçekten var
Facebook'ta Paylaş Twitter Paylaş Google+'da Paylaş Tumblr

Benzer Haberler

KOMŞU ÜLKELERDE PAHALILIK VAR MI? Ülkemizde Hepimizi etkileyen bir pahalılık var. (Tuzu kurular hariç) Bu pahalılık sade...
KOMŞU ÜLKELERDE  PAHALILIK VAR MI?
Maraş bize mezar olmadan burada cuma namzı kılınmaz! Fransız General askerlerine…..; “-Kaledeki o bez parçasını indirin….!!” di...
Maraş bize mezar olmadan burada cuma namzı kılınmaz!
Türkiye ile Mısır arasında son dönemde atılan normalleşme adımlarınDoğu Akdeniz'de Türkiye ve Mısır arasındaki yetki sınırlandırmasının önemli değişiklikleri...
Türkiye ile Mısır arasında son dönemde atılan normalleşme adımların
Terör zinciri . Hakkın ve adaletin, insaf ve merhametin, hukuk ve ahlakın vicdan ve şahsiyet...
Terör zinciri .
Soykırımı siz iyi bilirsiniz! S. Koray Er / Hartford International University Püritenler ve yerlile...
Soykırımı siz iyi bilirsiniz!
Bu medreseye de tahammül edememişlerdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeniden İhya Edilen Ayasofya Fatih Medresesi Açılışı...
Bu medreseye de tahammül edememişlerdi.

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Kullanıma İzin Verilen HTML Kodları : <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>

Arşivler

Yazarlarımızdan

racon ve macron Müslümanca bir duruş üzerine Mister!   Bu sefer de sizin çocuklar başaramadı. Bir dev uyandı Abdulkadir Kemali Beyin anıları
  1. racon ve macron racon ve macron
  2. Müslümanca bir duruş üzerine Müslümanca bir duruş üzerine
  3. Mister! Bu sefer de... Mister!   Bu sefer de sizin çocuklar başaramadı.
  4. Bir dev uyandı Bir dev uyandı
  5. Abdulkadir Kemali Beyin anıları Abdulkadir Kemali Beyin anıları
Bizi Takip Et

Güncel Haberler

racon ve macronCumhurbaşkanımızın NATO zirvesindeki klas hareketlerinin en unutulmaz olanı şüphesiz ki,......
racon ve macron
Müslümanca bir duruş üzerineÜrkek ürkek önüne arkana, sağına soluna bakıp yürüme! Öz güvenle......
Müslümanca bir duruş üzerine
Mister! Bu sefer de sizin çocuklar başaramadı.Onun için   İstanbul Havalimanı’mız Avrupa’da birinci dünyada ikinci…  Onun için  ......
Mister!   Bu sefer de sizin çocuklar başaramadı.
Bir dev uyandıTanzimat’tan bu yana, başta; düşünce ve hayat tarzımız, sosyal ve......
Bir dev uyandı
Abdulkadir Kemali Beyin anıları ABDÜLKADİR KEMALİ BEYİN ANILARI Türk edebiyatının büyük ustalarından Hikâye ve......
Abdulkadir Kemali Beyin anıları
Selametle AğabeyBu güzel adamlar bizim yolumuzdaki işaret levhalarımız olan ağabeylerimiz, büyüklerimiz......
Selametle Ağabey
Entel CehaletTürkiye ve İslam Aleminin en büyük çıkmazı körükörüne batılılaşmak, kendi......
Entel Cehalet
  • İz Bırakanlar
  • Müzik
  • Video
  • Namaz
  • Hava
  • Döviz
  • Gazeteler
  • Arşiv
Akıncılar Dergisi’nde yayınlanan her türlü yazı ve eserler kaynak belirtilmeden kullanılamaz.
Yayınlanan yazı ve eserlerden yazarları sorumludur.
Görüş ve önerileriniz için : info@akincilardergisi.com
Copyright © 2014 - Akıncılar Dergisi Her Hakkı Saklıdır.