Cuma , 29 Mart 2024
Son Dakika Haberler

MİSAFİR DUASI

 

Yıllar önceydi. Her halde 2006 yılıydı. Endonezya’da meydana gelen deprem ve arkasından kopan Tsunami AÇE bölgesinde büyük bir felakete yol açmış, yardım kuruluşları bölgeye akın etmişti. Biz de İHH adına Murat’la bölgeye gitmiştik.

Görevimiz,

Hem kurban kesmek hem de Kız çocukları için yapılan yetimhaneye ilave olarak erkek çocuklar için de yeni bir yetimhane yapmak.

Vardığımızda  Türkiye’den ciddi miktarda yardım kuruluşu ve belediyelerin gittiğini gördük. Öyle ki, Başkent Bande-Açe’nin bir caddesi boydan boya Türk bayrakları ile donatılmıştı.

 

MALEZYA O zamanlar direkt uçuş olmadığı için Endonezya’ya Malezya aktarmalı gitmiştik.  Havaalanında uçağımızı beklerken bayan polislerin gayet güzel bir tesettür içinde görev yaptıklarını görünce Murat’la onlara nasıl da imrendik…

Çünkü o yıllarda A. Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanlığında ‘Kamusal Alan’ diye bir saçmalık çıkarılmış, tesettürlü bayanların bırakın polis olmasını Üniversiteye bile girmesi yasaklanmıştı. Hatta bu ‘Kamusal Alan’ çılgınlığı öyle bir hal almıştı ki, kapalı bir bayanın resmi daireye girip işlemlerini yapıp-yapamayacağı bile konuşuluyordu.

 

GATA

Öyle bir hal ki, Başbakan’ın eşi GATA da yatan bir hastayı ziyaret etmek istiyor, başı kapalı olduğu için müsaade edilmemişti.

Murat’la böyle bir atmosferden geldiğimiz için sevincimizden bayan polisten rica edip resmini çektik. Maksat Türkiye’ye döndüğümüzde arkadaşlarımıza resmi göstererek her yerde bu saçma yasağın olmadığını göstermek… Ayrıca çok uzak diyarlarda olsa da kapalı bayan polislerimizin olduğunu görüp sevinmek…

 

DUA O ülkede biz misafirdik. Misafirin duası kabul olurmuş. Biz de Murat’la nasıl bir dua etmişsek bugün o duanın makbul olduğunu görüyorum. Evet, ‘Görüyoruz’ değil ‘Görüyorum’ Çünkü Murat Korkmaz artık aramızda yok.

Bayan polislerimizin artık özgürce kapanabildiği günleri göremedi. O’nu bir trafik kazasında kaybettik. Türkiye’de Endonezya dilini bilen resmi belgeli tek turist rehberiydi. Demek ki,                                                                                                                                                         Bazen                                                                                                                                                  İdeallerin gerçekleşmesi için bir ömür yetmiyor.

 

 

TÜRKİYE NEREDEN NEREYE…

Murat’ın bu günleri görmesini ne kadar çok isterdim.

Başbakan eşinin başörtülü olduğu için sokulmadığı o GATA da bugün başörtülü bir hanımefendinin REKTÖR olarak görev yaptığını.. Merdiven altlarına serip namaz kıldığımız seccadelerin bugün Cumhurbaşkanı Sarayı’nda serili olduğunu görseydi kim bilir ne kadar çok sevinirdi.

 

TUZU KURULAR

Ancak

Bütün bunlara rağmen aramızdaki tuzu kurular rahat durmuyor.

Tuzu kurular sadece gamsız zenginler değildir.

İnanç bakımından da çevremizde bol miktarda tuzu kurular var.

Türkiye’nin nereden nereye geldiğini takdir etmeyip dudak bükenler, bu kadar müspet gelişmeye rağmen hiçbir şeyi beğenmeyenler.. bütün bunlara rağmen hala ‘Ne olmuş ki?..’ diyerek sofuluk taslayanlar var aramızda.

 

O GÜNLERİ GÖREBİLECEK MİYİZ?

O zamanlar                                                                                                                                                 Rahmetli Murat’la Malezya ve Endonezya’da da gördüklerimizin Türkiye’de hayata geçmesi için en az bir 50-60 yıl beklemek gerekiyor diye düşünüyorduk.

Bunu da                                                                                                                                                               Dünya gözü ile görebileceğimizden şüpheliydik. Nitekim bu değişikliklerin bir kısmını Murat göremedi.

Bahsettiğim müspet gelişmeler sadece resmi kurumlarda hanımefendilerin kapanması değildir.

 

HELAL SERTİFİKASI

Malezya’nın %30 unu Çinliler oluşturuyor. %7 civarında da Hintliler yaşamakta. Böyle olunca yeme-içme konusunda dikkatli olmanız gerekiyor.

Bunu Murat’la paylaştığımda ‘Hayır!’ demişti. ‘Burada gönül rahatlığı ile yemek yiyebiliriz. Çünkü ürünlere -Helal Sertifikası- vurulmakta, aksi durumda devlet ciddi yaptırımlar uygulamaktadır’ demişti.

Yine                                                                                                                                                                                                             Hacc la ilgili şu anda unuttuğum çok güzel uygulamalardan bahsetmişti.                                                                       Faizsiz Bankacılık sisteminin burada çok geliştiği vs. birçok konu o gün konuştuğumuz konulardandı.                      Ama

Asıl hoşumuza giden Malezya gibi gelişmiş bir ülkede İslami değerlere bu kadar hassasiyet gösterilmesiydi.

 

 

 

ENDONEZYA                                                                                                                                                       AÇE’DE BAYRAM NAMAZI

Malezya’da mütesettir hanım kardeşlerimizin hayatın her alanında öncü olmaları bizi ziyadesi ile sevindirmişti.

Ancak

AÇE de kıldığımız Bayram Namazının bize verdiği huşu ve coşkuyu tarif etmek mümkün değil.

 

Bayram Namazını

Askeriyeye ait çok geniş bir alanda kılmıştık.

Bayram gecesi sabaha kadar minarelerden salavatı şerifler, na’t lar vb. dualar okunmuş, davullar çalınarak Bayram ilan edilmişti.

Murat ve diğer arkadaşlarla birlikte Bayram namazının kılınacağı alana doğru giderken heyecanımızı bastırmaya çalıştığımızı hatırlıyorum.

Çünkü

Böyle bir manzarayı ilk defa görüyoruz.

Şehir komple boşalmış vaziyette çoluk-çocuk, genç-yaşlı, kadın-erkek herkes namaz kılınacak alana doğru yürüyüşe geçmiş vaziyette idi.

Dillerde Tekbir ve salavatlar arşa yükseliyordu.

 

MELEKLERLE SAF SAF

Meydana geldiğimizde göz yaşlarımıza artık hakim olamamıştık.

Çok büyük bir meydanda ön safta erkekler ve çocuklar.. arka saflarda bembeyaz örtüleri içinde hanım kardeşlerimiz saf tutmuş, bir komutan edasıyla konuşan imamı dinliyorlardı.

Böyle bir manzarayı ilk defa görüyorduk.

Koca bir şehir saf tutmuş Bayram Namazını bekliyor.

 

Bu sırada

Murat’la kısa bir bocalama geçiriyoruz.

Bu lahuti atmosfere kendimizi bırakalım mı? Yoksa makinalarımızı çıkartıp kayıt mı yapalım?

Bir müddet öylece kaldıktan sonra kendimize gelip o muhteşem manzarayı kayıt altına alabiliyoruz.

 

10 YIL

Geçen 10 yılda Malezya ve Endonezya’da imrenerek baktığımız her şey, bugün şükürler olsun ülkemizde gerçekleşmiş durumda. Hatta fazlası var eksiği yok. Murat Korkmaz hariç. O artık aramızda değil.

Sadece Murat mı?

Hayır!

15 Temmuz’da bugünleri görmek için meydana çıkan ve bir daha eve dönemeyen.. şehit düşen kardeşlerimiz de birçok şeyi göremedi.

Zaferi görmek her zaman mümkün olmuyor.

Ancak

Onların verdiği mücadelenin nimetlerinden bugün ülke olarak İslam coğrafyası olarak faydalanıyoruz.

Say’ları meşkur

Mekânları Cennet

Kabirleri pür nur

Ruhları şad olsun.

 

Emin Batur

Emin Batur *

Tüm Yazıları →
Emin Batur

Ayrıca Bakınız

YRP ŞAŞIRMA! 

Emin Batur Sana verilen o oylar  Bir anlık kızgınlık  Ve hocamız.. muhterem babanızın hatırına verilmiş …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir