Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Her zaman olduğu gibi İsrail, Kudüs’te, Mescid-i Aksa’da zulümlerine, katliamlarına her gün bir yenisini eklemekle meşgul iken benim ülkemde kendilerine hoca denilen bir kısım zevat deve sidiği yarışına girerek cüceleşiyorlar. Amigolar ise sosyal medyada aynı yarışı devam ettiriyor. Bu tartışmalara girecek değiliz, kim ne içerse içsin. Siyonistler Mescid-i Aksa’da Müslüman kanı dökerken bu aymazların içeceğini tartışacak değiliz. Kudüs onurumuzdur diyen Müslümanlar Beyazıt Meydanı’nda ‘Kudüs yalnız değildir’ diye avazları çıktığı kadar hak ve hakikati haykırırken, Kudüs’ün gözyaşlarına ortak olup gözyaşı dökerken diğer yanda bunu itibarsızlaştırmaya çalışanlar var.
Mescid-i Aksa’yı bir kenara bırakıp da gündemimize neyi alalım? Yüzyılların çözemediği konuları tartışarak, gündemde tutarak neyi çözeceğiz ki? Tarihsel süreçte tartışılagelen sorunlar ortada ve bunları tartışanlar da tarihin hafızasındadır. Kendilerine hoca denilen veya âlim denilenler dini alanda olsun veya siyasi alanda olsun şimdiye kadar neyi çözmüşler? Matematikçiler, Fizikçiler, Kimyacılar yani ilim insanları bir şeyleri çözmüşler, bulmuşlar, ispatlamışlar. Bu bir gerçeklik midir? Elbette. Peki, bizimkiler ne yapmış? Ona buna sövmekten, laf yetiştirmekten öte yeni bir şey var mı? Yok. Onlar birbirlerini yemekte, bitirmekte, hırpalamakta ve itibarsızlaştırmakta yarış halindeler. Bu tür tartışmalara amigo olarak katılmak, takım tutar gibi hoca tutmak, utanmasalar tartışmalar üzerinden bahis oynayacaklar, bütün bunlar aklı başında bir Müslümana yakışır mı? Ümmetin en basit bir sorunu çözülecekse, Suriye’deki Müslümanlara nefes aldıracaksa, Arakan Müslümanlarına yapılan zulümler son bulacaksa dibine kadar bu tartışmalara katılalım. Ama boşuna kürek çekiyor ve enerjimizi bitiriyoruz. Efendim doğruları söylemeyelim mi deniliyor. Sen doğruyu söylemenin derdindeysen söylemeye devam et. Derdin doğruyu anlatmak olsun, yanlış yapanlar olmasın. Doğrunun sahibi Allah’tır. Sen doğrunu anlatmayı bırak, yanlışın sahibini hedefe oturt, o ve taraftarları sana, sen ve taraftarların ona sövün durun, ta ki yorulana kadar. Siz yorulur da kendinize gelebilirseniz bir de bakmışsınız ki Mescid-i Aksa elden çıkmış. Ondan sonra ya niye böyle oldu yakınmalarına başla? Yahudi seni böyle uğraştırır, Aksa’yı götürür sen de arkasından bakarsın. Tabi ki Mescid-i Aksa diye bir derdin varsa.
Mescid-i Aksa ile alakalı olarak yapılan çalışmaların hepsi bir bilinç, şuur ve bir sevda oluşturmaya yöneliktir. Mescid-i Aksa ile alakalı hiçbir çalışma küçümsenmemelidir. Yürünmesin mi? Toplanılmasın mı? Sloganlar atılmasın mı? Yapıldı da ne oldu? Sorusu bizim sorumuz ve sorunumuz değildir. Tarafımızı belli etmeyelim mi? Bu toplantılardan ve mitinglerden neyin itibarı devşirilecek ki? Herkes bildiğini yapıyor, okuyor, kimsenin kimseyi etkilemek gibi bir derdi yok. Tek derdimiz, sevdamız Mescid-i Aksa’dır. Bu sevda da çok mu görülüyor? Bazı hocalarımızın 21 Temmuz 2017 günü yaptığı Kızgınlık Cuması adı altında Beyazıt Meydanı’ndaki Mescid-i Aksa Mitingi toplumsal duyarlılık oluşturmaya yönelik olması açısından tebrik-i şayandır. Öncülük eden Anadolu Gençlik Derneği’mizi ve tebrik ediyoruz
Siz kızacaksınız diye biz Mescid-i Aksa’nın gözyaşlarına ortak olmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Siz kızacaksınız diye biz Özgür Kudüs, Özgür Mescid-i Aksa hayalleri kurmaktan ve rüyaları görmekten vazgeçmeyeceğiz.
Ömer Naci YILMAZ
