Cumartesi , 20 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

KUDÜS DEHASI ABDÜLHAMİD HAN

Geçtiğimiz günlerde olanlar malum. ABD Başkanı Donald Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak resmen tanıdı. Aynı zamanda da Tel Aviv’deki büyükelçiliği Kudüs’e taşıyacağını da ifade etti. Aslına bakılırsa bunda pek şaşılacak bir şey yok. Zira Trump bunu seçim kampanyaları döneminde vadetmişti.

Trump bu kararı açıklar açıklamaz birçok ülke buna tepki gösterdi. Zira hiçbir ülke bunu şimdiye kadar kabul etmemişti. ABD bu konuda bir ilki gerçekleştirmiş olacak. Trump’ın bu kararına en büyük tepki Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. Öyle ki Filistin Lideri Hamas da bunu belirtmişti ve Erdoğan’ın bu açıklamasından son derece memnuniyet duyduğunu da söyledi…

Bu kısa açıklamalardan sonra biz olaya başka bir açıdan bakalım ve Kudüs’ün şimdiye kadar neden İsrail’in başkenti olarak tanınamamasından bahsedelim. Bu konuda en güzel açıklamayı Sanat Tarihçisi Talha Uğurluel katıldığı Kudüs Konferansında çok net bir şekilde dile getirdi. Şimdi ben de o konuşmayı kendi cümlelerimle özetleyerek siz değerli okuyuculara aktarıyorum…

Bilindiği gibi biz Kudüs’ü 9 Aralık 1917’de kaybetmiştik. Haliyle de 9 Aralık’a şunun şurasında bir gün kaldı. İslam Dünyasının bu konudaki hassasiyetini bilenler de biz Müslümanların bu durum karşısındaki sesini kısmak için böyle bir açıklama yaptılar. Trump’ın açıklaması da bunu gösteriyor öyle ki. Ve açıklamasında bu tanımayı “geç kalınmış bir tanıma” olarak nitelendirdi.

Peki şimdiye kadar Kudüs’ü neden İsrail’in başkenti olarak ilan edemediler. Şimdi bunun cevabını aramaya çalışalım… Sultan Abdülhamid Han dönemindeyiz. O dönemde Ayestefanos ve Berlin Anlaşmaları bizi oldukça yıpratmıştı. İşin başında da tabi Rus’lar vardı. Rusya, Abdülhamid Han’a Kudüs’te bir Kilise yaptırmak istediğini söyledi. Ruslar’ın bu isteğine Sultan’ın ne yazık ki hayır deme imkanı yoktu. Çünkü o dönemde gücümüz yoktu. Abdülhamid buna izin verdi. Rusya, Zeytindağı’na 1-2 dönümlük araziye kilise inşasını gerçekleştirdi. Rusya’nın oradaki amacı Kudüs’tü. Orayı Ortodoks Başkenti yapmak ana hedefleriydi.

İşte burada karşımıza müthiş bir zeka çıkmaktadır. ABDÜLHAMİD HAN… Sultan, buradaki oyunu çok net bir şekilde görmüştü. Çünkü İngilizler burayı Protestan Merkezi yapmak istiyorlardı. Fransızlar Katolik Merkezi yapmak istiyorlardı. (Fransa da bu karara karşı çıkan ülkelerden biridir.) Yahudiler Yahudi başkenti yapmak istiyorlardı. Ermeniler Ermeni başkenti yapmak istiyorlardı.

Şimdi, Abdilhamid’in yaptığı zeka küpü niteliğindeki hamlesine bakın. Şapka çıkaracaksınız önünde. O günlerde Abdülhamid, Almanya ile iyi ilişkiler sürdürmekteydi. Alman İmparatoru II.Wilhelm’e göz kırparak, “Sana da Davud Dağı’nda 1-2 dönüm yer vereyim, sen de bir kilise yap.”dedi. (Protestan Kilise’si-Ruslar’ın Ortodoks Kilisesinin karşısında). Fransızlara size de bir yer vereyim Katolik Kilisesi yapın dedi. Ermenilere de bir Gregoryan Kilisesi siz inşa edin dedi.

Burada açık ve net olalım. Biz o dönemde yaşıyor olsaydık neler demezdik Ulu Hakan’a. Ama şimdi anlıyoruz ki onun bir bildiği varmış, 33 yıl çökmek üzere olan Osmanlı’nın ömrünü boşuna uzatmamış…

Devam… Yahudiler, mutlak başkentimizdir dediler, hiçkimse tanımadı. Neden? Çünkü herkesin Kudüs’te bir avuç toprağı vardı. BÜYÜK DEHA ABDÜLHAMİD HAN, KUDÜS’Ü bu planıyla paylaşılamaz bir şehir haline getirdi. Her ne kadar ABD başkanı Yahudilere dayanarak bu kararı alsa da unutulmamalıdır ki orada hala herkesin arazisi var.

ABD’nin bu tanıma kararı öyle ki Hristiyan aleminin de tepkisini çekecektir. Çünkü Kudüs aynı zamanda Hristiyanlar için çok büyük önem arz etmektedir. Şunu da belirtmekte fayda vardır: Dindar hiçbir Yahudi, Hristiyan’ı sevmez, dindar hiçbir Hristiyan da Yahudi’yi sevmez. Çünkü bütün dindar Yahudilere göre haşa Hz. İsa sahtekardır. Onlara göre metresi ile evlenmiştir. Çarmıha gerilip öldürülmüştür. Krallık iddia eden ve hiçbir zaman Peygamber olmayan biridir…

Bitirecek olursak ABD’nin bu kararı kısa sürede çok büyük bir tepki toplayacağa benziyor. Topladı da zaten. Burada açıkça görülüyor ki Cennet Mekan ULU HAKAN ABDÜLHAMİD HAN’ın ektiği tohumlar meyvelerini bir asır boyunca vermiş. Yahudi alemi, Hristiyan alemi ne yaparsa yapsın hepsi beyhudedir. KUDÜS (Mescid-i Aksa) biz Müslümanların ilk kıblesi ve son kalelerimizden biridir. Onu her şeyden önce Allah koruyacaktır. Biz Müslümanlara düşen de Allah’ın ve onun nezdinde Hz. Peygamber (sav) in emanetine sahip çıkmaktır…

Selam ve dua ile…

İBRAHİM YAVUZ

İbrahim Yavuz *

Tüm Yazıları →
İbrahim Yavuz

Ayrıca Bakınız

KAYBOLAN GENÇLİK İDEALİZMİ -2-

3) BU MİLLETİN HAFIZASINI YOK ETTİLER  Bu milletin binlerce yıllık tarihi var. Bu tarih içerisinde 15 …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir