Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
… Hz. Peygamber 40 yaşına geldiğinde halinde bir değişiklik görülmeye başlamıştı. Hira Mağarası’nda Ramazan ayı geldiğinde inzivaya çekilir olmuştu. Orada yalnız kalıyor, Allah O’nu, vazifeye hazırlıyordu.
Zamanı gelmişti. Allah’ın Elçisi olacaktı. Dünyanın kötülük bataklığına düçar olduğu bir dönemde, insanlığı aydınlığa kavuşturacak bir elçi Hz. Peygamber’den başkası olamazdı.
Öyle ki Allah, daha anne karnında iken O’nu vazifeye hazırlamaya başlamıştı. O’ndaki insanlık özellikleri dünya üzerindeki hiçkimsede yoktu. Allah, O’nu her türlü kötülükten, beladan korumuştu…
Şimdi de vazife kendisine bildirilecekti. Hira’da iken kulağına sesler gelmeye başladı: “Sen Allah’ın Elçisisin”… Bu ses sürekli tekrarlanıyordu. Cebrail (as) artık kendisine görünmeye başladı.
“OKU” dedi. Hz. Peygamber “ben okuma bilmem” dedi. Cebrail (as) tekrarlamaya devam etti… Yine aynı karşılığı alınca Cebrail (as), Hz. Peygamber’i baştan aşağı sımsıkı sıktı.
Alak Suresi’nin ilk ayeti ile başladı Hz. Peygamber… Artık yüce dinimizin ilahi kitabı olan Kur’an-ı Kerim inmeye başladı.
Hz. Peygamber ilk olarak evine gitti. Hz. Hatice’ye “Beni örtün, beni örtün.” dedi. Derin bir uykuya daldı.
Uyandığında Hz. Hatice O’na şu konuşmayı yaparak ne kadar yüce ruhlu biri olduğunu göstermiş oldu:
“Müjdeler olsun, sebat et. Hayatımı elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki, sen bu ümmetin Peygamber’i olacaksın; Yüce Allah seni asla bırakmaz. Zira sen, akrabalık haklarına riayet edersin. Sözünde doğrusun. Güçlüklere dayanırsın. Misafirleri ağırlarsın, felakete uğrayanların yardımına koşarsın. Böyle olan kulunu Allah yalnız bırakmaz…”
Bu sözler aslında bir şeye daha işaret ediyordu. O da Hz. Peygamber’in en sevdiklerini Allah’ın dinine davet ettiğinde, kendisine ilk inananın Hz. Hatice olacağıydı. O ilk Müslümanlar içerisinde yer alacaktı.
Varaka b. Nevfel’in dedikleri doğru çıkıyordu. O artık Peygamber’di. Bunu gördüğü gibi ileride müşriklerin kendisine eziyet edeceklerini de söyledi ve Hz. Peygamber’e dikkatli olmasını söyledi.
Hz. Peygamber vazifesini üstendikten sonra en yakınlarından başlayarak onları İslam ile şereflendirdi. Söylediğimiz gibi ilk olarak Hz. Hatice inanmıştı O’na. Ardından da azadlı kölesi Zeyd de iman etmişti.
Hz. Peygamber’in amcası Ebu Talib’in oğlu olan Hz. Ali, Hz. Peygamber’in yanında kalıyordu. Henüz 5 yaşındaydı. Hz. Peygamber, Hz. Ali’ye İslam’ı anlattı ve o da tereddütsüz kabul etti.
En yakın dostu Hz. Ebubekir, O’na güvendiğinden, O’na inandığından davetini geri çevirmedi. Hz. Ebubekir de artık Müslümandı. Hz. Ebubekir’in Müslüman olması çok önemliydi. Zira Hz. Ebubekir’in etrafı çok genişti. Onun sayesinde birçok insan Müslüman oldu.
Hz. Osman, Abdurrahman b. Avf, Talha, Sa’d b. Ebu Vakkas, Zübeyr de Müslüman olanlar arasındaydı. (Aşere’i mübeşşere)
Hz. Peygamber’in sevdiği, saydığı, sürekli beraber olduğu insanlar Müslüman olmuşlardı. Ancak bu halkanın daha da genişlemesi gerekiyordu. Artık açık bir şekilde İslam’a davet etmeye başlayacaktı…
Haftaya kaldığımız yerden devam edelim…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ
