Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Şöyle bir tez ortaya atmıştım ortaya: 15 Temmuzdan sonra ABD’deki seçimlerin sonucunu Türkiye değiştirdi. Eğer 15 Temmuzdan sonra küresel güçler başarılı olsaydı Hillary başarılı olacaktı. Ancak Türkiye darbeyi halkıyla bütünleşen Recep Tayyip Erdoğan ile püskürtünce KÜRESEL güçler de planlarını değiştirmek zorunda kaldı. Türkiye’yi ne yaparsa yapsınlar bölemeyeceklerdi, parçalayamayacaklardı. Artık Türkiye KÜRESEL bir oyuncuydu onlar için. Ancak hiçbir zaman vazgeçmeyeceklerdi, içeriden yıpratmaya devam edeceklerdi.
Bunu nasıl yapacaklardı? Bu sorunun cevabı gayet basitti. Türkiye gibi kışkırtmaya meyilli, devletine milletine düşman bir grup her zaman bulunabilirdi. Okuyucular daha bu satırları okurken kimden bahsettiğimi hemen anlayacaktı. Evet, bildiniz, CHP. Bir ana muhalefet partisi, Mustafa Kemal’in kurucusu olduğu partinin ülkesine bu kadar düşmanlık yaparcasına nasıl hareket ettiğinin herkes farkında.
Aklı başında okuyucular Türkiye’ye yapılan saldırıların nedenlerini bilirler. CHP ise bunun nedenlerini bildiği halde saldırıların faillerine çanak tutarcasına hareket ediyor, her seferinde hükümeti nasıl yıpratırım, nasıl uygulamak istediği politikaların önüne set çekerim bunun hesabını yapıyor.
Yeni anayasa görüşmelerinde maddelerin oylanmasını her seferinde engellemeye çalışan, gerek kürsünün önüne barikat kuran, gerekse oy kullanma kabininin önünde kuyruk oluşturması hep bu süreci uzatmanın nedenleridir. Çünkü ne zaman bu ülkenin lehine olacak politikalar yapılsa CHP bunun başında olmuştur. CHP bu ülkenin bir partisi olsa dahi işlediği politikalar açısından Gayr-i milli bir partidir. Kumaşı Anadolu topraklarında dokunmamıştır.
Her seferinde ne zaman gündeme gelse Yeni Anayasanın bir rejim değişikliği olduğunu, ülkeyi tek adamlığa götüreceğini, başkanın ülkede diktatorya ilan edeceğini ifade eden bir parti, aynı zamanda rejimin Cumhuriyet olduğunu, bu değişikliğin de rejim değil sistem değişikliği olduğunu idrak etmeyen veya edemeyen bir parti.
Buradan kalbi bu milletin yanında atan CHP’li vekillere seçmenlere sesleniyorum. En basit ifade ile sesleniyorum size. Recep Tayyip Erdoğan gelmiş 63 yaşına, Allah uzun ömürler versin yaşını başını almış, yapsa yapsa daha ne kadar başkanlık yapar. Tayyip Erdoğan görevi bırakınca eski sisteme dönülmeyecek kardeşim, bu sistem onun çocuklarına da kalmayacak. Krallık değil, vesayet değil. Türkiye’nin geleceği için olmazsa olmaz bu anayasanın önünde engel olmaktan vazgeçin. Gelin 90 senedir yapmadığınızı yapın, bu ülkenin inşasına bir tuğla da siz koyun. İnanın halk bu duruşunuzdan dolayı sizi yadırgamaz. Aksine sizi bağrına basar.
Sonuçta ülke hepimizin. Yeni Anayasa sadece Ak Partinin değil, tüm Türkiye’nin anayasasıdır. Kalkınan sadece Ak Parti değil Türkiye olacaktır. Bunun sağlanmasında ise tüm vatandaşlar olarak tuzumuzun bulunması bir görev değil sorumluluktur.
Unutmayalım ki Türkiye, gizli bir savaşın yapıldığı günümüzde çarkın bir dişlisi değil, kendi çarkını döndüren bir ülke olacaktır.
Selam ve dua ile.
İBRAHİM YAVUZ
