Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Başkan Recep Tayyip Erdoğan dün Ankara’da Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Kurulu (TESK) Genel Kurulu toplantısına katıldı. Başkan Erdoğan, Türkiye’nin 81 ilinden gelen esnaflara çok önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmanın ana teması ekonomi ağırlıklıydı tabiki…
Erdoğan’ın ilk mesajı kira ücretleri üzerineydi. Artık kira ücretleri yerli para birimi üzerinden fiyatlandırılacak. Öyle ki kira fiyatlaması ülke içini ilgilendiren bir mesele. Ne ihracatı ilgilendirir ne ithalatı. Zaten Başkan Erdoğan da mesajlarını bu yönde verdi.
Esnafları yani ekonomiyi ilgilendiren bir toplantıda faiz konusuna değinmeyi de ihmal etmedi Başkan Erdoğan. Faizin sebep enflasyonun sonuç olduğunu üstüne basa basa tekrar yineledi. Bunun sebebini de faizin belirli bir kurul tarafından alındığına, enflasyonun ise bunun sonucu olarak piyasada ortaya çıktığına bağladı.
Merkez Bankasının bağımsız olduğunu, kendi kararını hiçbir makamın etkisi altında kalmadan alabileceğini yineledi ancak kendisinin de faize karşı duruşunun nasıl olduğunu da söylemeyi ihmal etmedi.
Aynı gün MB faiz kararını açıkladı. Faiz kararını açıklamadan yaklaşık bir saat önce Erdoğan’ın TESK’te konuşması vardı. MB, politika faizini 625 baz puan arttırarak %17,75’ten %24’e yükseltti. Yeni açıklanan bu oran ile birlikte Türkiye, dünyanın en yüksek faiz oranına sahip 3. ülke konumuna yükseldi. İlk iki sırayı Arjantin ve Surinam almakta…
Faiz kararının ardından dolar/tl’de sert bir düşüş yaşandı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak akşam geç saatlerde yaptığı açıklamada MB’nin enflasyonla mücadelede gerekli adımı attığını, Ekim ayından itibaren enflasyonun düşüşe geçeceğini söyledi.
Bakan Albayrak MB’nin bağımsızlık tartışmalarının bittiğini de ekledi. Ekonomide temel çıpanın cari açıkla mücadele olacağını, Orta Vadeli Programın 20 Eylül’de açıklanacağını, Kamuda tasarruf için maliyet ve değişim ofisi kurulacağı bilgilerini de ekledi…
Tabi siyasiler her ne kadar bu yönde açıklama yapsa da bu başka tartışmaları da beraberinde getirdi. Öncelikle şunu belirtmek gerekir: MB’nin asli amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Yani enflasyonu makul seviyede tutmak ve bu istikrarı da stabil bir şekilde perçinlemektir. Para politikası araçlarını da bu yönde kullanır MB. Ki MB’nin sitesine girip baktığınızda ifadenin böyle olduğunu görürsünüz…
MB, politika faizini arttırarak doların yönünü aşağı yöne çekmek böylelikle tl’den kaynaklı fiyat yükselişlerinin önünü kesmek amacıyla yüksek bir artışa gitti. Her ne kadar siyasilerin söylemleri ile MB’nin kararları bu yönde olsa da kısa vadede atılması gereken adım bu yöndeydi. Zira bunun ilk etkisi kur üzerinde görüldü ve aşağı yönlü sert bir hareket oldu.
Burada bana göre cevabının aranması gereken sorular şu yönde:
1-MB, acaba gerçekten de atması gereken adım bu yönde olması gerektiği için mi böyle bir adım attı?
2-MB, siyasi makamlarca da sürekli yinelenen bağımsızlığına halel getirmemek için mi böyle bir adım attı?
Aslında Merkezin attığı adımlar her iki soruya da ortak cevap veriyor. En azından kısa vadede görünen böyle. Hem dolar aşağı yönde hareket ediyor hem de bağımsız karar alma yönünde adım atıyor. Tabi siyasilerden bağımsız hareket ediliyor ama bir yere bağımlı olarak alınan kararlar var mı bunun cevabı henüz verilmiş değil…
Neyse uzatmayalım, bakalım piyasa algılaması ilerleyen süreçte nasıl şekillenecek…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ
