Perşembe , 28 Mart 2024
Son Dakika Haberler

Devrimleri ve devirenleri deviren devrim

Saddam heykelinin devrilmesinden 15 yıl sonra - Haberler

Başkan Erdoğan’ın 20 yılda 17 Sefer seçimleri kazanması kim ne derse desin, nasıl yorumlanırsa yorumlansın Türkiye siyasi tarihinde eşi benzeri görülmemiş zaferlerle taçlanan bir devrimdir.

Bu seçimle tüm Türkiye muhalefeti değil sadece, batılı egemen güçler ve onların aparatlarıyla birlikte yerli yabancı bütün Cumhur karşıtları ve muhalifleri yenilmiştir.

Bunların başında dünyada renkli devrimler yapmakla bilinen ve Türkiye’de de o devrimleri gerçekleştirmek isteyen “Soros Merkezli” pembe devrimler, yerli ve yabancı deviriciler devrilmiştir.

Saros destekli Erdoğan düşmanlarının başında gelen FETÖ bağlantılı ABD emperyalizminin yerli ve yabancı taşeronları hep birlikte yenilmiştir.

Sandık başında milletimizden Osmanlı tokadı yiyen Kılıçdaroğlu ve CHP görünmekle birlikte, o tokadın şiddeti ve tesiriyle Kılıçdaroğluyla beraber domino taşı gibi peş peşe devrilen yuvarlak masanın altındaki ve üstündeki birleşe birleşe dağılan dostları olmuştur.

Erdoğan’ın Başkan seçilmesiyle, Türkiye büyük bir “felaketin” eşiğinden döndü. Kılıçdaroğlu kazansaydı eğer, Türkiye renkli devrimlerin merkezi haline gelecek, milletimizin tüm milli, dini, kültürel kodlarıyla oynanacaktı.

‘’Özerklik” konusu ve ‘’Türk dünyasıyla olan bağlarımızın’’ tümü koparılmaya çalışılacak, milletimizin bir ümmet olma ve Kızılelma hayalleri aynen Firavunun Musa’ya olan düşmanlığı gibi daha doğmadan ana rahminde boğdurularak katledilecekti.

Emperyalist ve sömürgecilerin bilmediği bir hakikat var. O da, Allah dilerse Musa’yı Firavunun her türlü şerrinden ve belasından korur ve onu firavunun evinde firavuna ve saltanatına yetiştirdiği idi.

Emperyalizm ve onun yerli yabancı uşakları Kılıçdaroğlunun kazanacağına o kadar emilerdi ki, muhalefetin ağızlarından dökülen nefret söylemleri, öç alma hırsları, kindarlık ve düşmanlıkları firavunun Musa’ya olan kin ve nefretini aratmıyordu.

Batının propaganda makineleri durmadan çalışıyor yalan, iftira, hayaller ve ütopyalar üretiyor, onları da muhalefetin gözü dönmüş liderleri, yandaş ve taraftar holiganlarına inandırıyor, deveyi hamutuyla birlikte yutturuyordu.

-“Kılıçdaroğlu kazandığında, Azerbaycan ve tüm Orta Asya’da değişim olacak, Türkiye’yi Ortaasyaya bağlayacak olan Zengezur geçidi projesi suya düşecek, Azerbaycan Türkiye’den koparılmaya çalışılacaktı.”

-FETÖ’ nün yurt dışı propaganda aygıtlarına göre;  ” Milletin % 52,2 oyuyla başkan seçilen Erdoğan diktatördü, onun için Türkiye’de renkli devrimler kaçınılmazdı.”

-“Kılıçdaroğlu seçilirse, İlham Aliyev’i de kolayca baştan indirilecekti…” veya “Erdoğan giderse, Putin’de gidecekti… ”

-Kılıçdaroğlu’nun seçileceğine İran, Azerbaycan ve Orta Asya’nın; Avrupa, Türkiye ve Amerika’daki tüm muhaliflerin beklentisi arzuları ve beklentileri bu yöndeydi.

Onun için bu seçimin zaferle sonuçlanması bir devrimdi. ‘’Ve… bir devrim gelecek devrimi (ve devrimcileri) devirecekti.’’ Ve devrim devirici palyacoları ve kuklalarını devirdi.

Zafer, başarılı olmak ve başarmak değil sadece. Başarıyı sürdürebilmek için üretmek, güçlenmek, özgür ve bağımsız olup kimseye muhtaç olmadan hayatı sürdürebilmek ve kale gibi ayakta durmaktır.

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

Kimin ve neyin savaşı

Arif Altunbaş NATO’ ya ait gemiler Basra Körfezi, Kızıldeniz, Doğu Akdeniz ve Ege sularında aç …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir