DEVLETE KARŞI ahlak ile YAŞAMAK

Altı yaş olayı, Türkiye’de bir vakiayi ortaya koyması bakımından esasen çok önemli bir olaydır.

Üstüne kitaplar ve hatta profesörluk tezleri yazılsa yeridir.

Bu olay Alev Alatlı’nin cumhurbaşkanlığı külliyesinde yaptığı “ahlakilik ve hukukilik” konulu konuşmanın gercekligi bakımından örnek bir olaydır.  Bir başka örneği de yine Alev Alatlı’nin geçenlerde bir videosunda dile getirdiği Amerika’da yaşlı bir Kızılderili kadının ona söylediğini söylediği “Burada varolabilmenin tek yolu bunların menfur geçmişi ile uzlasmis olmaktır” cümlesindeki hakikatin Türkiye’de yaşanılan bu olay ile bağlantısıdır.

Alev Alatlı’nin anlattığı olayda, Amerika’da bir küçük bölge Kızılderili bir topluluğa, Kızılderili gibi yasayabilsinler diye tahsis ettiği “enterne” bir toprak var ve Kızılderili bir takım insanlar, o alanda, tıpkı bir Kızılderili gibi yaşayabiliyorlar.

Bu yaşama tamamen yasal ve onlar da o toprak uzerinde (küçük bir köy olarak düşünün) tıpkı bir Kızılderili gibi yaşıyorlar.  Onlara o alan içinde hiç bir ABD kanunu karışmıyor. O tahsis kanuni olduğu için de hiç bir başka kanun onlar üzerinde o alanda geçmiyor.

Şimdi… Bu altı yaş olayında .. anlaşılan… Aile kendi aile yuvalarını kendi özel ve onlara tahsis edilmiş bir Kızılderili köyü gibi görmüşler ve kendilerini o köylerinde hükümran da saymışlar.

Mecbur kalmadıkça devlet kapısına da hiç gitmemişler. Çocukları doğmuş, gidip nüfusa dahi kaydetmemisler.

Neden kaydetmemisler?

Çünkü kayıt ederlerse, devlet, altı yaşında çocuklarını eğitim adı altında ellerinden alacak ve evlerinden götürecek. Halbuki onlar, çocuklarını o yaşta hafızlık için yazmışlardır kendi hayallerine …

Nitekim öyle de olmuştur.

Kızları altı yaşına gelmiş ve hafızlık eğitimine de başlamıştır ama, çocukları nüfusta henüz iki veya üç yaşındadır.

Ancak gelin görün ki… kızları, üstelik kadın hastalığı sebebiyle hastaneye gitmek zorunda kalmıştır ve nüfusunda diyelim 12 yaşinda görülen kızları hamiledir.

Olaya devlet el koymuştur ve aile şimdi Kızılderili gibi niye yaşadın diye yargılanacaktir.

Aile şimdi ne diyecektir?

Amerika’da keşke bir kizilderili olaydım da o Kızılderili köyünde yaşıyor olsaydım. Bunlar başımiza gelmezdi…. Diyecektir.

Hakli olur mu?

Alev Alatlı’ya sormak lazım.

Cumhuriyet kanunlarına iman etmeden Müslümanım diyebilmek mümkün mü?

“Menfur gücun üstünlüğü kabul edilmeden iman edilebilinir mi?”

Asıl soru bu…

Türkiye’de universiteler ve siyaset ve yüreği yetiyorsa devlet ve özellikle iktidar buyursun ve cevap versinler.