Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Geçen yüzyılın başında YENİ DÜNYA DÜZENİ farklı bir şekilde kurulmuştu. Petrol için Osmanlı İmparatorluğu param parça edilmişti. Bölünen Osmanlı Coğrafyasında uydu devletçikler kurularak, başlarına uydu krallar getirilmiş, Türkiye ise Anadolu’nun içlerine sıkıştırılmıştı.
80-90 sene boyunca Orta Doğu-Afrika’nın nefesini kestiler, sömürdüler. Türkiye’yi de sürekli kontrol altında tuttular. Özellikle 1960’lardan 2000’li yılların başına kadar darbelerle dizayn ettiler.
Yüz yıl aynı sistemle yönettiler. 21.yüzyılda ise YENİ DÜNYA DÜZENİ farklı bir şekilde kurulacaktı. Merkez artık AKDENİZ’di.
AKDENİZ’de yer edinen ve doğalgazı çıkaran YENİ DÜNYA DÜZENİ masasında baş köşede yer alacaktı.
Türkiye de yeni düzende kendine yer edinmişti, edinmek zorundaydı. Suriye’deki iç savaşın içine çekilip orada yok edilmek istenen Türkiye, süreci oldukça başarılı yönetmiş, bölgede Türkiye’siz bir çözümün mümkün olmadığını göstermiştir.
Bunu da en son “GÜVENLİ BÖLGE” çıkışıyla göstermiştir.
Türkiye, Güvenli Bölge ile sınırlarında sadece terörsüz bir alan dizayn etmeyecekti, aynı zamanda Akdeniz’i bir anlamda koruma altına alacaktı…
Çünkü herkes biliyordu ki AKDENİZ’in güvenliği Suriye’den başlıyordu.
PENTAGON-Derin ABD, bunu bilerek adım atıyor, Suriye’nin Kuzeyi-Türkiye’nin Güneyi boyunca terör koridoru oluşturmak ve Türkiye’yi Akdeniz’den uzaklaştırmak istiyordu.
Türkiye ise öncelikle Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları ile teröristlerden arındırılmış bölge dizayn etti. Sonrasında İdlib’de ortak bir bölge oluşturuldu. Sonrasında ise terörün kaynağına PENÇE HAREKATI düzenlendi. Son olarak ABD ile yapılan anlaşma ile Fırat’ın Doğusunda Suriye’nin içlerine doğru Güvenli Bölge konusunda anlaşma sağlandı ve Türkiye ve ABD askerleri ortaklaşa devriye yapmaya başladı…
Tüm bu olanlara bakıldığında Türkiye’nin istediğini alma noktasında oldukça mesafe kat ettiği ortada… Yapılanlar iki noktada önemli: Türkiye’nin sınır güvenliğinin üst düzeyde sağlanması ve AKDENİZ’de Türkiye’nin elinin güçlenmesi.
Çünkü artık kabul ediliyor ki Türkiye olmadan AKDENİZ’de çözüme ulaşmak mümkün değil. Bunu DERİN ABD-DERİN İNGİLTERE ve diğer büyük devletler içerideki bizlerden daha iyi biliyor.
PENTAGON, ortaklıktan yana tavır almıyor. Türkiye’nin büyük payını da almak niyetinde. Tüm gizli ama bir o kadar da açık açık mesaj veren adımlara rağmen Türkiye’nin 4 gemisi Akdeniz’de sondaj çalışmalarına devam ediyor…
Bu oldukça hayati öneme sahip. Öyle ki Türkiye’nin en önemli ithal kalemlerinden biri doğalgaz. Türkiye’nin Akdeniz’de ulaşacağı doğalgaz rezervi elini oldukça rahatlatacak. Avrupa’ya Türkiye üzerinden yapılacak doğalgaz sevkiyatı da artı kazanç olur.
Yunanistan üzerinden bunu yapmak oldukça maliyetli ancak bunun için uğraşıyorlar. Sırf Türkiye kaybetsin diye…
Rusya, Akdeniz’de Türkiye ile yan yana görünse de Suriye’de iş göründüğü gibi değil. Rusya, rejimle hareket etmeye devam ediyor. Rejimi ABD’nin de desteklemesi Rusya’nın daha da işine geliyor.
Ancak Türkiye’nin ileriki dönemde Suriye’de sağlam bir pozisyon elde etmesi, Rusya’nın pozisyonunu değiştirebilir mi bunu göreceğiz…
Her ne olursa olsun Türkiye’nin bu saatten sonra önemi bırakın azalmak, dengeleri değiştirecek ölçüde daha da artacaktır. Türkiye’yi bugüne getiren vazgeçilemez önemiydi. Bundan sonra da öyle olacaktır…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ
