Salı , 23 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

ÇOBAN DEYİP GEÇMEYİN…

Bazı kesimler tarafından hor görülür, alaycı bakılır, pek değersiz bir iş olarak görülür çobanlık… Gelin, bugün çobanlığın İslam dünyasında neden ayrı bir yeri olduğuna farklı ama doğru bir pencereden bakalım.

İnanın ben de daha önce hiç bu açıdan bakmamıştım “çobanlık” mesleğine. Mustafa Güldağı’nın yeni çıkan “KAOS” kitabını okuyunca aslında neden en önemli işlerden biri olduğunu daha iyi anladım…

Her şeyden önemlisi Peygamber mesleğidir çobanlık. Bütün Peygamberlerin çobanlık mesleğini yaptığını biliyoruz. Peki, Peygamberlik görevini üstlendikten sonra mı yapıyorlar çobanlık görevini? İşte işin sırrı da burada. Önce çobanlık yapıyorlar… Açalım…

Bir sır olmalıydı çobanlık mesleğinde. Allah, insanlığa İslam dinini yayma görevini öyle herkese veremezdi. Bunun getireceği ağır yükün altından kalkabilecek olanlara verebilirdi ancak.

Pek çok kazanç var çobanlık mesleğinde. Bunlardan en önemlisi de hiç şüphesiz ki sabırlı olmak. Koyunlar ve koçlar geç doydukları için onları sabahtan akşama kadar otlatmak gerekiyordu. Bu da koyun ve koçların başında çobanlık yapan peygamberlerin sabırla onları beklemeleri gerekiyordu.

Aynı zamanda bu işin yazı vardı kışı vardı, çamuru vardı karı vardı. Lüks yemek yeme imkânları yoktu. Yani her bakımdan sabır ve imtihan işiydi çobanlık. Böylece sabırlı olmayı öğrenen Peygamberler ileride kendilerine ilahi vazife verilince karşılarına çıkacak her türlü zorluklara karşı dayanma ve sabretme gücünü kazanmış olacaklardı.

Çobanlığın bir başka imtihan aşaması “tevazu” kazanmaktı. Öyle ki çoban koyunların her türlü hizmetini görmekte aynı zamanda onların yanında uyumak zorunda kalıyordu. Uyurken koyunların dışkısı çobanların üzerine sıçrıyordu. Böylelikle çoban kibirden uzak durmayı öğreniyordu.

Çoban olmak “cesaretli” olmayı getiriyordu. Çobanlar işleri gereği birçok tehlikeli hayvanlarla karşılaşabiliyorlardı. Çobanlar geceleri sürü ile birlikte uyumak zorunda kalıyorlardı. Sürüye zarar verebilecek olan hayvanlarla karşılaştığında onlarla mücadele etmeleri gerekiyor, çobanlara cesaretle mücadele etme güç ve kudretini kazandırıyordu.

Çobanlık aynı zamanda “şefkat ve merhamet” duygusunu kazandırıyordu. Sürüdeki hayvanlar hastalandığında, yaralandıklarında kısacası her türlü meşakkatli durumda hayvanların sorunlarını gidermek gerekiyordu. Bu davranış çobanlara merhamet duygusunu kazandırıyordu.

Allah, çobanlık mesleği ile Peygamberlik ile görevlendirilecek olanlara alın teri ile kazanmayı öğretiyordu. Çobanlık ruhun özgür olmasını, köle ruhlu olmamayı öğretirdi.

Peki O bunu, Peygamberlerini çok sevmediği için mi yapıyordu. Hayır! Bilakis O, geleceğe bir misyon olarak hazırladığı Peygamberlerini her yönden olgunlaştırıyordu. Ruhen ve bedenen. Böylelikle Peygamberlikle müjdelendiklerinde bu göreve tamamen hazır bulunuyorlardı.

Bu konuda en büyük örnek, hiç şüphe yok ki alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamber (sav)’dir. Çobanlık yaptı, acıların en büyüğünü yaşadı. Daha annesinin karnında iken babasını kaybetti. 6 yaşında iken annesini kaybetti. 8 yaşında çok sevdiği dedesini kaybetti. Sonra amcasının yanında kaldı ve ticareti öğrendi. Bu süreçte nübüvvet ile görevlendirilmeden önce nice zorluklar yaşadı…

Ama, burada sorulması gereken soru şu: Peki, Allah “Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım” dediği habibini neden bu kadar zorlukla baş başa bırakmıştı? Ona acı yaşatmak için mi? Hayır!!! O’nu ruhen olgunlaştırmak ve bizlere örnek bir insan göstermek için…

İşte böyle ulvi bir meslekti Çobanlık. Günümüzde avam bir uğraşı olarak görülse de bizlere Peygamber olarak gönderilenlerin mesleğiydi.

Kısacası, Çobanlık deyip geçmeyin, zira çobanlık Peygamber mesleğiydi…

Selam ve dua ile…

İBRAHİM YAVUZ

İbrahim Yavuz *

Tüm Yazıları →
İbrahim Yavuz

Ayrıca Bakınız

KAYBOLAN GENÇLİK İDEALİZMİ -2-

3) BU MİLLETİN HAFIZASINI YOK ETTİLER  Bu milletin binlerce yıllık tarihi var. Bu tarih içerisinde 15 …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir