Perşembe , 18 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

BU TOPRAKLAR AMERİKAN EYALETİ DEĞİL!

Türkiye son günlerde iki önemli konu ile meşgul olmakta. CIA Ajanı Papaz Brunson’un serbest bırakılması ve Cemal Kaşıkçı’nın ortadan kaybolması. Öncelikle Brunson ile başlayalım. Brunson’un serbest bırakılması bazı tartışmalara yol açmıştı. Bunun en önemlisi hiç şüphesiz ki “İşte Erdoğan bu beden sağ oldukça asla teslim alamayacaksınız, Türkiye’nin bağımsız yargısı var, yargının kararlarına saygılıyız.” gibi açıklamalara dayanıyordu.

Öncelikle şunu söyleyeyim: Türk Devleti yabana atılacak bir devlet değil artık. Kim ne derse desin bu coğrafyada alınacak sonuçlar Türkiye’siz olmayacak. Hangi taraf diğer tarafa yenilgiyi kabul ettirirse Türkiye mutlaka kazanan ve söz sahibi olan tarafta yer alacak. Bu adam zaten 3 yıla yakın içerde yattı. Cezasını çekti. Daha sonra kontrollü bir şekilde ev hapsine alındı. Son olarak da yargı tarafından serbest bırakılmasına karar verildi.

Brunson’un serbest bırakılmasını, Türkiye’nin ABD’ye boyun eğdiği şeklinde gayri milli açıklamalara yoranlar işin hiç de Türkiye tarafından bir güç gösterisi yapıldığına bakmıyorlar. Daha doğrusu bunu kabullenemiyorlar. Evet, Türkiye’nin İzmir’de görev yapan ABD’nin Pastör’ünü, CIA Ajanını, sınırda PKK ile iş birliği yapmış olan terörist sever adamını içeriye alması, onu sorgulaması, ev hapsiyle denetlemeye kalkması bir GÜÇ GÖSTERİSİDİR.

Bu konuda benim gördüğüm en büyük TÜRK DEVLET AKLI hamlelerinden biri de Brunson’un serbest bırakılmasından sonra ABD Başkanı Trump’ın bunun için Başkan Erdoğan’a teşekkür etmesi sonrasında Başkan Erdoğan’ın yaptığı açıklamaydı. Erdoğan bu kararı kendisinin vermediğini, BAĞIMSIZ TÜRK YARGISININ bu kararı aldığını söylemesi dikkate değer açıklamalardan biriydi.

Sonuç olarak Türkiye’nin Brunson hamlesi, ABD’ye bak ben de sana karşı hamle yapabiliyorum, ayağını denk al, bu topraklarda artık yapacağımız işlere biz karar veririz mesajının ta kendisiydi.

Cemal Kaşıkçı’nın ortadan kaybolması ise soru işaretlerini barındıran en mühim konulardan. Olay günü 28 Türk personelinin izne çıkarılması da ayrı bir soru. Bu konuda en önemli açıklamaları Takvim Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve yazarı Ergün Diler yaptı. Diler, genel itibariyle Kaşıkçı’nın ortadan kaldırılmasının arkasında Amerikan Savunma Bakanı PENTAGON’un olduğunu söyledi. Bu bir bakıma Suudi Arabistan’a bir mesajdı. Artık tarafını seç diyordu PENTAGON. Aile mi biz mi? Çünkü Suudi Arabistan yavaş yavaş aileye kayıyordu. Bu kabul edilemezdi. İşleye işleye buraya kadar getirdikleri işi yarım bırakamazlardı.

Bu işin Türkiye’de gerçekleştirilmesi de tesadüf değildi. İş Türkiye’nin üzerine yıkılacak, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın kötü ilişkileri iyice kötüleşecekti. Evet, birileri büyük oynuyordu. Olup bitenleri at gözlüğü ile değerlendirirsek, işin sadece magazin kısmıyla yetiniriz. Daha derine indiğimizde ise verilmek istenen mesajı tam olarak alırız.

Derin Türk Aklı verilen mesajı stratejik bir şekilde dönüştürdüğü gibi çok da iyi mesaj vermekte. Bunu Brunson olayında gördük.

Ne olursa olsun. Bu topraklar Amerikan bir eyaleti değildir. Nihai karar alıcı her zaman biz olmuşuzdur. Bir ara versek de bu hiçbir şeyi değiştirmez. Şimdi yapacaklarımızın fragmanını gösterdik. Asıl film daha yeni başlıyor…

Selam ve dua ile…

İBRAHİM YAVUZ

İbrahim Yavuz *

Tüm Yazıları →
İbrahim Yavuz

Ayrıca Bakınız

KAYBOLAN GENÇLİK İDEALİZMİ -2-

3) BU MİLLETİN HAFIZASINI YOK ETTİLER  Bu milletin binlerce yıllık tarihi var. Bu tarih içerisinde 15 …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir