Perşembe , 25 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

BİR SEÇİM BİR ÇOK NETİCE (1)

 

        TRT de “Diriliş/Ertuğrul” adlı,ailece çok beğenerek izlediğimiz dizinin iki hafta önceki bölümü şöyleydi: Süleyman Şah’ın makamında gözü olan ve Kurtoğlu namıyla bilinen şahıs; üstelik; Süleyman şahın kan kardeşi (Kandaşı), küffar ile cenge gitmiş olan oğlu Ertuğrul ve Alplerinin yokluğunda, öbür oğlu Gündoğdu’nun da zehirlenmiş olduğu bir zamanda ki; zehirlenmesi de Kurdoğlu’nun marifetidir; bir darbeyle Şahlığı ele geçirdi ve Süleyman Şah’ı zincire vurdu. Yani bir anlamda ‘Çadır Darbesi’ yaptı.

Kurtoğlu dizinin iki büyük haininden biridir. Diğeri Selcan hatun… İhanetlerini kocası Gündoğdunun öğrenmesinden sonra şimdi pişman oldu ama ne çare!.. Kurtoğlu ise Tapınak Şovalyeleri ile iş tutup Kayılara ihanet etti,etti… Çok zeki olmasına ve ihanetlerinde geriye iz bırakmamasına rağmen sonunda kucağa düştü ve canıyla ödedi. O bir değil bin tuzak kurdu, Allah da bir tuzak kurdu…Allah tuzak kuranların hayırlısıdır. Allah ve onunla beraber olanlar galip geldi.

7 Haziran seçimi AK Partiyi şimdilik tek başına hükümet olmaktan etti. Yani, dinlen biraz dedi halk. Diğer tüm partiler, Komünist, Sosyalist, Kemalist, Mason, Farmason, Sabataist,Rum,Ermeni ve Paralelciler içeriden; İsrail, Neoconlar, Uluslar arası şer ittifakı, İran, Esed,Mısır, Yunanistan,Vatikan… dışarıdan var gücüyle çalıştılar ve AK Partiyi yerinden azıcık kımıldatabildiler! Bu AK Partinin arkasında duran ayağı öpülesi Müslüman Milletimizin ne kadar kararlı ve imanlı bir duruş sergilediğini gösteriyor. Bu yüce millete selam olsun.

Bu seçimin her parti için sonuçları vardır. Teker teker partiler için değerlendirmeyi sonraki yazılarıma bırakıyorum,ancak şimdilik genel bir değerlendirme için söyleyeceklerim var.

Önce şu tespiti yapayım: AK Parti 2002 de kuruldu, kurulduğu yıl seçime girdi. Seçimden çıkar çıkmaz iktidar oldu. Bir başka deyişle; AK Parti bir kıza aşık oldu ve bir istemeye kızı aldı. Sonra sekiz evlilik daha yaptı. Her gözüne kestirdiği kızı bir istemeye aldı. Onlarla ülkeye yığın yığın çocuklar verdi. Bu son seçimde de kızın annesi ve babası “Bir daha gelin” dediler. Reddetmiş değiller. Biraz düşünelim; bir daha gelin istemeye…

Olay bundan ibaret…

Muhalefete ve muhalif duruş sergileyenlere gelince; Son on üç yıldır kızın peşinde dolanmalarının haddi hesabı bilinmemesine, içeriden ve dışarıdan onca itibarlı adamları araya koymalarına rağmen kızın evinin avlusuna dahi girememişken, bu seçimde MHP ile HDP ye: “Kız orada. Gönlünü alın, öyle gelin. Ama bizim kızımız, öyle duvarlara sürtünerek gezen haspalardan, bin beş yüz liraya, beş bin liraya tav olacak yosmalardan değildir. Tünel ister, köprü ister, yol ister, hastane, okul…. ister. Sonra, alnı secdeli, evi seccadeli ister!..”  dediler. Bunlar şimdi bayram yapıyorlar. “Heey! Nihayet kızın anası babası bizimle konuştu. Kızın yüzünü tülün ardından da olsa gördük…” naralarıyla…

Ne müthiş zafer ama?!

Bu seçimin tek galibi vardır;Irkçılık… İslam’ın tarihe yolladığı Irkçılık belası yüz yıldır “Türkçülük, damarlardaki asil kan, üstün ırk” vaveylalarıyla zaten Kürdü Türke, yani Müslüman’ı Müslüman’a düşman eylemişti. Şimdi iki ırkçı parti MHP ile HDP biri Türkler diğeri Kürtler üzerinden oylarını birazcık artırdılar…

Onlara, maalesef destek veren, yukarıda saydığım unsurlardan biri olan Paralelciler ise, Bilal-i Habeşi’yi renginden ötürü hor gören o ırkçı ve asimilasyoncu Ümeyye b. Halef’in Bilal-i döven kollarına payanda olup destek verdikleri için her halde onlar da zafer naraları atıyorlardır şimdi. Allah bir kez yoldan çıkarmasın.

Ne güzel söylüyor Akif:

“Şaşırmaya görsün millet, bir şaşırırsa eğer,

Onu ıslah edemez ne kanun ne peygamber.

Peygamberleri şeytan diyerek taşlar;

Şeytanları peygamber diye alkışlar!..”

 

Çok tehlikeli bir durumdur bu. İnandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız. Başörtülü gencecik kızların, sabah namazını kılıp abdestli abdestli ev ev dolaşarak, bağımsız adaylarının olmadığı seçim bölgelerinde Marxist-Leninist HDP ye oy istemeleri kadar müptezelce, şaşırmışça bir amel tasavvur edilebilinir mi? Ne uğruna? Sen bizim polislerimizi, savcı ve hakimlerimizi içeri tıkıyorsun uğruna!.. Vah vah vah… Bu işte bir kasıt mı var arkadaş diye sorsan;uuuuu… o kadar kasıtlı ki?!.. diye cevapları hemen hazır. Peki mesela, on beş kişi göz altına alınıyor on biri serbest bırakılıp dördü tutuklanıyor; neden? Kasıtlıysa niçin hepsini tutuklamıyorlar? Anla ki; içlerinde suç işleyen var… Tutuklananlar onlar…

Ama, bir kere aklın terazisinin mili oynamışya, ne kadar tartsan eksik tartıyor.

Can yakıcı soruları yeniden sorasım geliyor:

Neden, “İsrail Devletinden izin alınmalı, o bir otorite” dediğiniz halde Türkiye’deki siyasi otoriteyi görüp tanımıyorsunuz? Türkiye’dekiler yatak odalarına böcek konacak kadar aciz, ses kayıtları dinlenecek kadar avil,  bir kaset ve şantajla makamından edilecek kadar güçsüz; Türkiye Devleti, İsrail’e gizli bilgileri verilecek kadar şamar oğlanı, ABD ye yerleşip oradan dünyayı aleyhine kışkırtacak kadar günahkar mı?

Sahipsiz mi sanıyordunuz bu memleketi? Bu memleketin yiğit “Alp”leri yok mu sanıyordunuz? “Biz, Selcan hatun gibi gece koynuna gireriz Gündoğdunun(iktidarların), ertesi gün de Kurtoğluyla iş pişiririz…” mi sanıyordunuz?

Üç muhalif partiye gelince…

Evet…  İstemediğiniz AK Parti tek başına hükümet kuramıyor, buyurun CHP,MHP,HDP ve yan kasnakları… İşte fırsat. Kurun hükümeti ve asgari ücret konusunda 1450 de anlaşın, yıllık ikramiye konusunda bir buçuk da anlaşın, süper  Türkiye hedefini “Süper Ulusalcı halklar Türkiye’si” yapın ve ülkeyi yönetin. Osuruğunuzu bile haber yapacak medyanız, devletten daha zengin olup her türlü desteği verecek Tüsiadınız, göbeğiniz düşerse Zerdüşt müftüleriniz, bileğinize yel dudursa Alevi postnişinleriniz, karnınız ağrırsa okuyup üfleyecek Zekeriya Beyaz gibi Milliyetçi-Ulıusalcı karışımı hocanız var. Hatta, yağmur yağmaz kuraklık olursa Okyanus üzerindeki bulutları bir üfürmeyle Türkiye üzerine sürecek, havalar çok bulutlu ve yağmurlu geçerse  bir bakış fırlatarak Orta Asyaya uçuracak yan destek de hazır. Dua isterseniz dua, para isterseniz para… Kurun bir hükümet ve idare edin şu ülkeyi… Görelim.

Yazının başına atıf yaparak bitiriyorum: Kurtoğlu geçici bir süre zafer kazandı gibi gözükebilir. Ama, Ertuğrul dönecek, Gündoğdu iyileşecek ve Alpler yetişecek… Kaygılanma Süleyman Şah… Heveslenme Kurtoğlu…

ALLAH BUYURUR: VE İZ YEMKÜRU BİKELLEZİNE KEFERU, Lİ YÜSBİTUKE, EV YAGTÜLUKE EV YUHRİCUK. VE YEMKÜRUNE VE YEMKÜRULLAH. VALLAHÜ HAYRUL MAKİRİN. “HANİ BİR ZAMAN O İNKARCILAR SENİ TUTUP BAĞLAMALARI VEYA ÖLDÜRMELERİ YA DA SÜRÜP ÇIKARMALARI İÇİN SANA TUZAK KURUYORLARDI; ONLAR TUZAK KURARKEN ALLAH DA KARŞILIĞINI KURUYORDU. ALLAH TUZAK KURANLARIN EN HAYIRLISIDIR.”(Enfal/30)

 

Ölmedik…Buradayız… Böyle biline.

İdris Günaydın *

Tüm Yazıları →
İdris Günaydın

Ayrıca Bakınız

DENİZ BAYKAL BAŞBAKAN MI OLUYOR?

        Cumhurbaşkanımız Erdoğan Dış İşleri konutunda Baykal’la çok önemli görüşme yaptığını söyledi. Bu görüşmenin bir kısmını …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir