Perşembe , 28 Mart 2024
Son Dakika Haberler

Bir-leşmiş illetler

Bir-leşmiş illetler

BM Genel Kurulundaki devlet başkanlarının konuşmalarını dinleyince Birleşmiş Milletler yerine ‘’Birleşmiş illetler’’ demek daha yerinde bir tabir oluyor.

Önce BM’nin veto hakkına sahip ABD , Çin, Rusya, İngiltere, Fransa’nın sırıtan yüzlerine ve samimiyetsizliklerine, ikiyüzlülüklerine ve iç hesaplarına baktığımızda gerçekten bu devletler insanlığın dünü için; bela, bugünü için; haksızlık, hukuksuzluk, huzursuzluk üreten ve yarınları için de; iyi bir gelecek vadetmeyen illet olmaya devam eden, beş veto hakkı ülkenin menfaat ve çıkarlarını koruyan bir kuruluş. Güç kimin elinde ise; BM o tarafın tarafında üç maymunu oynuyor. Yeryüzündeki haksızlığın, hukuksuzluğun, huzursuzluğun, işgalin ve zulmün efendileri olan bu 5 ülke mi dünyaya barış, adalet ve huzur getirecek?

Kendisini alemin kabadayısı gören ABD’ mi, milyonlarca insanı zorbalıkla esaret altında tutan Rusya mı, Doğu Türkistan’ daki Türklere, Tibet’ deki Budistlere insan gözüyle bakmayan, milyarı aşan nüfusuna üreten hayvanlar gözüyle bakan Çin mi, İngiliz Milletler topluluğu şemsiyesi altında halen Avusturalya’yı, Kanada’yı, Afrika’da ve Asya’da irili ufaklı birçok devleti ve adayı sömüren İngiltere mi, Fransız Milletler topluluğu ismi altında Afrika’nın yarısını hala koloni olarak kullanan sahtekar Fransa mı dünya’ ya adaleti ve insanlığı, (pardon yani) demokrasiyi (!) getirecek?

Beş kurucu devletin BM çatısı altında bir araya gelmesi, BM’yi kurmaları dünyaya adalet ve barışı getirmek için değil, dünyayı kendi aralarında paylaşmak, yönetmek ve kontrol altında tutmak için olduğunu bilmeyen kaç ahmak var acaba? BM kurtlara kuzuları teslim etme kuruluşu değil de ya nedir?

Bundan önceki BM Genel sekreterleri gibi Sn. Guteres de ağalarının hizmetinde kendisine biçilen rolü oynamaya çalışıyor. Haksız yere milyarlarca insanın hak, hukuk ve menfaatine özgürlük ve bağımsızlıklarına tecavüz eden devletler senede bir defa ABD’ de toplanarak ‘’Daha güzel nasıl sömürür ve öldürürüz’ ün’’ genel kurul toplantısını yapıyorlar. Bu toplantıda konuşmak serbest. Her devlet adına bir yetkili konuşabilir. Ama, sadece kuruluşunda veto hakkı belirlenmiş 5 devlet ne derse; o, olur. Veya birisi alınacak karara itiraz ederse, tüm olurlar olmaz. BM denilen kurum Beş güç odağı devlet tarafından yönetilen bir kuruluş. Yıllardır istedikleri havayı istedikleri gibi kendileri çalıp kendileri oynuyor. Orada bulunan öteki devletlerin topunu bu oyunlarda zurnanın son deliği bile değiller. Baş nereye giderse, kuyrukta oraya gidiyor.

Dünyada en çok işgal ve istilalara girişen, sömüren ve baskı yapan, zalimleri doğuran besleyen büyüten ve insanlığın başına bela edenler bu Beş haydut devlettir. Kuralları bunlar korlar, kanunları bunlar yaparlar, oyunu bunlar kurarlar ve koyun sürülerinin başına çobanları bunlar tayin ederler. Senaryoları yazan, oyunları kuran, yöneten hakemler bunlardır. Öteki devletler zaten ötekileştirilmiş, sadece trübünlerde neticesi önceden belli olan maçı kim kazanacak diye seyreden uyurgezer veya eli mahkum meraklı seyircilerdir. Bu oyun kör sağır dilsiz ve çaresiz olan milletlerin canlı şahitliğinde her sene böyle oynanır. Sonuç; işgalci, zalim, haydut ve haksız da olsa güçlüler; her zaman haklı, mazlum, ezilen, işgale ve talana uğrayan güçsüzler haklı da olsalar; her zaman haksızdırlar. ‘’Bu paylaşımı kurt yapmaz kuzulara şah olsa’’ (NFK) , güçsüz ve mazlumların hakkı yok. Onların kefenleri karaborsa…

Karbon salınımında, çevre kirliliğinde en büyük kirletici, ekolojikdengenin bozulmasına en çok katkıda bulunan, atom ve kimyasal silahlar gibi ölüm kusan kitlesel silahlara sahipleri olan devletler bunlar. Dünyada çıkan savaş ve huzursuzlukların ya direkt veya indirekt bizzat içinde bulunan insanlık düşmanı bu beş canavar devletlerdir. Dünyanın başının baş belası çağdaş barbarlar bunlar… Darbeleri, darbecileri, darbe sevicileri, diktatörleri ceberut rejimleri besleyen ve insanlığa karşı maşa olarak kullananlar da bunlardır.

Dünyada küresel adalet ve denge diye bir şey yok. Kim güçlü ise kendisini dengenin merkezinde görüyor. Dengeyi kuran benim egosuyla hareket ediyor ve insanlığın kendisine boyun eğmesini istiyor. İtiraz edenler için; boykot, ekonomik siyasi yaptırımlar, askeri işgaller, saldırılar ve idam fermanları hazır. BM’nin barış gücü de tüm bu zulüm ve haksızlıklara şahitlik yapmak için orada hazır beklemektedir. BM kuruluşundan beri hiçbir zaman adil ve işlevsel uluslararası bir kurum olmamıştır. Dünyayı kendi çıkarlarına mahkum etmek isteyenlerin hakim rolünde olduğu bir ortamda hangi adaletten ve işlevsellikten bahsedilebilir?

Türkiye Cumhuriyeti Cumhur Başkanı Sn. Tayyip Erdoğan’ın ‘’Dünya Beşten büyüktür’’ sloganı kitaplaşarak bu sene BM’ deki temsilcilere dağıtıldı. Bundan en çok rahatsız olan ülkeler herhalde kantarın topuzunu kontrol eden, BM’yi kendi çıkarlarının meşrulaştırıcı bir aracı olarak gören devletler olsa gerek. Erdoğan yüksek bir ses, şeffaf bir eylem ve söylemle tüm dünyaya;’’ Gelin bu dünyayı değiştirelim’’ çağrısı yaptı. Bunun için Erdoğan gerek emperyalizmin dış odakları ve gerekse onların yurdumuzdaki ve coğrafyamızdaki temsilcileri olarak çalışan yerli münafıklar tarafından hiç sevilmiyor. Hepsi birden, hep bir ağızdan sesleri çıktıkları kadar yalan, iftira ve çirkin saldırılarla, ‘’Erdoğan gitsin de kim gelirse gelsin’’ şarkısını söyleyerek nefret üretiyorlar.’’ Güreşe doymayan pehlivanlar gibi (on sefer er meydanına çıkıp onunda da yenilmişler), vakitsiz öten horoz gibi ‘’seçim de seçim’’ diye tutturmuşlar yırtınıp duruyorlar. Şaklabanlığın, ikiyüzlülüğün, ucuz kahramanlığın, yüzsüzlüğün ve şımarıklığın bini bir para.

İsrail-Filistin, Doğu Türkistan, Keşmir, Myammar, Karabağ, Kıbrıs, Libya, Doğu Akdeniz, Mavi Vatan, Ege denizi ve adaları meseleleri bugünkü BM anlayışı ile şimdiye kadar halledilemedi, bundan sonra da halledilemez. BM gibi AGİK’ten de bir nane olmaz. Bunlar, bu işler hal olunmasın diye kurulan ve çalışan kurumlar. Zavallı güçsüzler, adalet ve hukuk bekleyen mazlumlar, onların feryadları ve ahları yeri göğü inletirken bu 5 haydut ve onların ortakları olan devletler bu çığlıkları duymuyor ve duymak istememekte ısrar ediyorlar.

Güçlü, büyük Türkiye kurulmadan önce kendi coğrafyamıza, sonra tüm dünyaya huzur ve barış gelmez. Mevcut hiçbir sorunumuz da çözülemez. Ya bu haydutlar çetesinin aparatı BM onarılıp adam edilmeli –ki egemen güçler buna müsaade etmezler- veya Türkiye, Pakistan, İran, Mısır, Malezya, Endenozya gibi ülkelerin önderliğinde yeni bir İslam Birleşmiş Milletleri (İBM) kurulmalıdır. (Gelen gelir gelmeyen telef olur gider. Şimdiye kadar olduğu gibi…)

İnsanlığın kurtuluşu Kur’ anın ekseninde, İslam’ın kucaklayıcı, koruyucu ve kardeşlik ruhu şemsiyesi altında, ‘’Yaratılanı hoş gör yaratandan ötürü’’ anlayışı atmosferinde gerçekleşebilir ancak. Gerisi boş laf ve ‘’Denenmiş denenmez’’ den ibarettir.

İman, Kur’an ve İslam üzere kalın arkadaşlar!

 

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

Kimin ve neyin savaşı

Arif Altunbaş NATO’ ya ait gemiler Basra Körfezi, Kızıldeniz, Doğu Akdeniz ve Ege sularında aç …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir