• Eşeğin karakteri!..
  • ERBAKAN HOCAMIZ VE BUGUNKU SAADET PARTİSİ
  • YOL ÜÇÜNCÜ MC OLMASIN?
  • “CUMHUR İTTİFAKI (KURULUŞU; İLKELERİ VE VİZYONU)
  • Erdoğan Türkiye için bir şans
  • Baltanın sapı, Nemrudun putu
  • İttihad-ı Vatan’dan İttihat ve Terakki’ye: Yeni aktörler
  • Risale-i Nur Meşveret Cemaati’nden 2023 açıklaması!
  • DEVRİN ÇAĞRISI…
  • Aslan’ın yanında aslan gibi yürümek varken, değer mi hiç?
  • Yalancıdan cumhurbaşkanı olmaz
  • Çanakkale zaferi kutlu olsun!
  • Muhterisler ittifakı
  • YORUMSUZ YORUM!
  • 73 Milli Selamet Kuşağı Akıncıları Erdoğan’ın yanında olmaya karar verdiler.
  • Üye Ol
  • Üye Girişi
    • Anasayfam Yap
      • Sitene Ekle
      • Politikamız
      • Künye
      • İletişim
Akıncılar Dergisi
    •  
    • Anasayfa
  • HABERLER
  • YAZARLAR
  • TARİH
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Hikaye
    • Şiir
    • Anı
  • EĞİTİM
  • ÇEVRE
  • Müzik
  • Video
  • Namaz
  • Hava
  • Döviz
  • Gazeteler
  • Arşiv
Anasayfa » Güncel
Faruk Eşlik

BAHARI ÖZLEYEN TOPRAKLAR (DEPREM)

Eklenme Tarihi: 6 Mart 2023 Pazartesi
Eklenme Saati: 11:20
Tweetle
Faruk Eşlik faruk@akincilardergisi.com

“Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair” şiiri düşüverdi dilime bir
gece vakti mahşere doğru koşarken. Ayrım yapmamıştı güzel insan Erdem Bayazıt
ülkemi anlatırken;
“Bir de baharlar bilirim
Apartman odalarında büyüyen çocukların bilmediği bilemeyeceği
Anadolu bozkırlarında
İstanbul’dan çıkıp Diyarbekir’e doğru
Tekerleri yamalı asfaltları bir ağustos susuzluğu ile içen
Cesur otobüs pencerelerinden
Bilinçsiz bir baş kayması ile görülen
Evrensel kadınların iki büklüm çapa yaptıkları tarla kenarlarında
Çıplak ayakları yumuşak topraklara batmış ırgat çocuklarının
Bir ellerinde bayat bir ekmeği kemirirken
Diğer ellerinde sarkan yemyeşil bir soğanla gelen.”
mısralarında dahi kesif bir özlem ve aşk hâkimdi.
Maraş’tan çıkmıştı “Yedi Güzel Adam” ve tüm ülkeye yayılmıştı sevdaları,
davaları.
Bir Maraş vardı; baharı bekleyen yürekleri hem şairleriyle hem de
dondurmasıyla ferahlatan, aynı zamanda Sütçü İmamları yetiştiren, bağrında İstiklal
Madalyası taşıyan Kahramanmaraş vardı. Nemrut Dağı’nın eteğinde bir Adıyaman
vardı. Depremi ilk duyduğumda aradığım “Gülü İncitme Gönül” diyen kıymetli şair
Bestami Yazgan ve nicelerini yetiştirmiş Osmaniye vardı. Bakırlarıyla, yemekleriyle
gönüllerde taht kurmuş Gaziantep vardı. Medeniyetler beşiği Hatay’ımız vardı.
Muhacirlere kucak açan cömert Kilis’imiz, “yeşil yurduyla”, kayısısıyla Malatya’mız,
Selahattin Eyyubi eliyle tertemiz yıkanan Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya gülsuyu
gönderen Diyarbekir’imiz, tarihin başlangıcı Şanlıurfa’mız, dostlarıyla Adana’mız
vardı.
O gün;
“Viran oldu binalar, ağaçlar ve yürekler.
Viran oldu hayaller, planlar ve sevdalar.
Viran oldu makamlar, mevkiler ve hırslar.
Viran oldu dünyalık ne varsa hepsi.
Turab oldu Ali’nin yüreğindeki ateş.
Turab oldu kitaplar, defterler.
Turab oldu şehirlerin, köylerin insicamı.
Turab oldu çocukların oyuncak arabaları, bebekleri.”
Kendisi dışındakilerden gelen her şeye karşı sessiz ve itirazsız kabul eden
toprak o gün bağrına bastığı her şeyi iade ediyordu. Gübre dökersen gül veren, su
dökersen meyve veren toprak o gün vermedi, veremedi. Oysaki baharı bekliyordu
ağaçlar, insanlar.
“Yeryüzü kendine has bir sarsıntıya uğratıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp
attığı ve insan, “Ona ne oluyor?” dediği zaman”ı (Zilzal (deprem) Suresi 1-3) mı
yaşıyordu âlem? Enkaz altından çıkarılanlar yanındakilere, “Dünya yerinde duruyor
mu?” sorusunu sormaları, bu ayetlere matuf bir davranış mıydı? İzahtan vareste bir
durum muydu olan her şey?
Oradaydık
Devletin tüm imkânları seferber edilmişti. Sivil Toplum Kuruluşları da mahşer
provasının ilk saatlerinde yerini almıştı meydanda. Öyle ki; yollarda aşırı trafik
olmasına rağmen arama kurtarma ekipleri ve malzemeler için askeri uçaklar tahsis
edilmişti. Biz de içi ekipman, çadır ve ekip dolu bir askeri uçakla depremden sonraki
gece İzmir’den hareket edip Adana’daki İncirlik Üssü’ne varmıştık. Dakikalar,
saniyeler dahi çok kıymetliydi. Bölgede tam anlamıyla can pazarı yaşanıyordu.
Bölgeye gidenler de şaşkındı. “Asrın felaketi” sözüne matuf bir ortamda herkes
bir can kurtarmanın gayretindeydi.
İlk durağımız sabaha karşı ulaştığımız İskenderun olmuştu. Bölgede
navigasyonun yönlendirdiği sokakların çoğu, yıkılan binalar ya da göçen yollar
nedeniyle kapalıydı. Ulaştığımız sokakta 36 bina yıkılmıştı. İzmir depreminde
yaklaşık 17 binanın yıkıldığını düşündüğümüzde afetin büyüklüğünü tahayyül
etmekte zorlanıyorduk.
İlk 72 saatin öneminin farkındaydı herkes. Kimsenin yeme, içme, barınma ya
da konfor derdi yoktu. Haberler geliyordu, bazen de tezviratlar. Depremden etkilenen
tüm alanlarda durum vahimdi. Belki de hayatımızda görebileceğimiz en büyük afet
ile karşı karşıya idik.
Yıkılan apartmanların ön cephesinden yola sıçrayan koltuk takımları bekleme
alanı, mobilyalar ise ısınmak için yakılan ateşe odun olmuştu. Enkaz altından gelen
seslerin hepsine aynı anda yetişememenin telaşı ve kaygısı, fedakârca aç-susuz
çalışan arama-kurtarma ekiplerinin yüzlerinden okunuyordu. Koşuşturmanın
gecesi-gündüzü yoktu.
Yıkıntıların altından çıkan fotoğraf albümleri bir kenara konuluyor,
oyuncaklar sahiplerinin enkazın altından çıkmasını bekliyordu. Bazı binalardan
üniversite ya da lise hayaliyle dolu test kitapları, bazılarından romanlar, çocuk
kitapları, bazılarında da Kur’an-ı Kerimler, hadis kitapları ve ilmihaller çıkıyordu. Sağ
kalanların duaları, ümmet coğrafyasının dualarıyla birleşip Arş-ı Âlâ’ya yükseliyordu.
Anne-babasının vefatını üzülmeye fırsat bulamadan eşinin-evladının cansız
bedenini çıkaranlar ile bir ümitle yıkılan binaların arasında koşuşturan annebabaların haykırışları yankılanıyordu yıkılan şehrin sokaklarında. Ateşin başında
dönerek ısınmaya çalışırken zeminin devamlı sallanışını hissediyorduk. Bedenen
Hatay ve ilçelerinde olsak da gönlümüz ve kulağımız afet yaşanan diğer illerdeydi.
Lojistik ve insani yardım organizasyonu için İskenderun’dan Adana’ya, otostop
yoluyla geçtik. Adana da depremden etkilendiği halde diğer illere nazaran adı, yardım
alan değil yardım eden konumunda geçiyordu. Depremin üçüncü gününe girerken
yapılan görüşmeler ve hazırlıklar sonrasında Kırıkhan/Hatay’a doğru hareket ettik.
Yolda giderken gerçekleşen sarsıntı neticesinde tekrar yıkılan binalara şahit olduk.
30 dakikalık yolu 4 saatte gidebildik. Tüm yollar ülkemin dört bir yanından akın akın
gelen tırlar ile doluydu. Devletiyle-milletiyle tam bir seferberlik hali yaşanıyor ve
hissediliyordu.
Kırıkhan’a ulaşıp baktığımızda yerle bir olmuş bir şehir ve canla-başla çalışan
arama-kurtarma ekipleriyle karşılaştık. Yıkılan, sadece şehirdeki binalar değildi.
Köylerdeki evlerin çoğu da aynı durumdaydı. Şehirde elektrik, su ve petrol üç gündür
yokmuş. Akın akın destek ve yardımlar geliyordu. Meydanda eşiyle birlikte şalgam
suyu satan birisini görünce şaşırıp sorduğumuzda Anadolu irfanı ile karşılaştık. Evi
depremden sağlam çıkmış, tüm komşuları onun evinde kalıyormuş. “Üç gündür
evimizde 20-25 kişi kalıyoruz. Bugün işe çıktım. Kazandığım parayla eşim malzeme
alıp eve gidiyor ve misafirlerimize yemek yapıyor.” diye başlayıp hikâyesini
anlatıyordu.
Enkaz altından sağ çıkan bir abla ise hastanede bir bacağı kesilmek zorunda
kalınan kızının bu durumuna üzülemeden “çok şükür kızıma sağ-salim
kavuşacağım” duasıyla şükrediyordu.
Hala etkisinden kurtulamadığım onlarca olay, hikâye anlatılabilir. Ama “Asrın
ya da asırlar boyunca yaşanmış en büyük afeti yaşayan bu coğrafyada bundan
sonrası için ne yapacağız?” sorusu, hüzünlü dönüş yolunda aklımızdan çıkmıyordu.
Maraş’tan çıkmış Yedi Güzel Adam’ın “Gül Yetiştiren Adam”ı Rasim
Özdenören’in dediği gibi “hem bu deveyi güdecek hem bu diyardan gitmeyeceğiz.

Etiketler:
Müslüman kabristanında kafir mezarları
MİLLETLE YOL YÜRÜMEK
Facebook'ta Paylaş Twitter Paylaş Google+'da Paylaş Tumblr

Benzer Haberler

Eşeğin karakteri!.....
Eşeğin karakteri!..
ERBAKAN HOCAMIZ VE BUGUNKU SAADET PARTİSİ Erbakan hocamız... Siyasi olarak üç kere koalisyon yaptı. İki kere de ittifak ya...
ERBAKAN HOCAMIZ VE BUGUNKU SAADET PARTİSİ
YOL ÜÇÜNCÜ MC OLMASIN? 2013 Haziran seçimleri neticesi ortaya çıkan koalisyon ihtimallerini gözeterek, o gün ...
YOL ÜÇÜNCÜ MC OLMASIN?
“CUMHUR İTTİFAKI (KURULUŞU; İLKELERİ VE VİZYONU) Cumhur İttifakı, 15 Temmuz 2016'da FETÖ'nün teşebbüs ettiği hain darbe ve işgal hareketi...
“CUMHUR İTTİFAKI  (KURULUŞU; İLKELERİ VE VİZYONU)
Erdoğan Türkiye için bir şans Saint-Prot: Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye için bir şans Fransız Siy...
Erdoğan Türkiye için bir şans
Baltanın sapı, Nemrudun putu Kur’an ve sünnetin dünyasında iki taraf ve cephe vardır. Birisi; Hakkın ...
Baltanın sapı, Nemrudun putu

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Kullanıma İzin Verilen HTML Kodları : <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>

Arşivler

Yazarlarımızdan

Bizi Takip Et

Güncel Haberler

Eşeğin karakteri!.....
Eşeğin karakteri!..
ERBAKAN HOCAMIZ VE BUGUNKU SAADET PARTİSİErbakan hocamız… Siyasi olarak üç kere koalisyon yaptı. İki kere......
ERBAKAN HOCAMIZ VE BUGUNKU SAADET PARTİSİ
YOL ÜÇÜNCÜ MC OLMASIN?2013 Haziran seçimleri neticesi ortaya çıkan koalisyon ihtimallerini gözeterek, o......
YOL ÜÇÜNCÜ MC OLMASIN?
“CUMHUR İTTİFAKI (KURULUŞU; İLKELERİ VE VİZYONU)Cumhur İttifakı, 15 Temmuz 2016′da FETÖ’nün teşebbüs ettiği hain darbe......
“CUMHUR İTTİFAKI  (KURULUŞU; İLKELERİ VE VİZYONU)
Erdoğan Türkiye için bir şansSaint-Prot: Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye için bir şans Fransız Siyaset Bilimci......
Erdoğan Türkiye için bir şans
Baltanın sapı, Nemrudun putuKur’an ve sünnetin dünyasında iki taraf ve cephe vardır. Birisi; Hakkın......
Baltanın sapı, Nemrudun putu
İttihad-ı Vatan’dan İttihat ve Terakki’ye: Yeni aktörlerİstiklal Mahkemelerini kuran, Dersim’i bombalayan CHP, toplumsal travmaların merkezinde yer......
İttihad-ı Vatan’dan İttihat ve Terakki’ye: Yeni aktörler
  • Müzik
  • Video
  • Namaz
  • Hava
  • Döviz
  • Gazeteler
  • Arşiv
Akıncılar Dergisi’nde yayınlanan her türlü yazı ve eserler kaynak belirtilmeden kullanılamaz.
Yayınlanan yazı ve eserlerden yazarları sorumludur.
Görüş ve önerileriniz için : info@akincilardergisi.com
Copyright © 2014 - Akıncılar Dergisi Her Hakkı Saklıdır.