AYRILIĞIN SANCILARI

Rahmetli Necmettin Erbakan Hoca ABD karşıtıydı. Bunu söylemekten de çekinmiyordu. Açık açık ABD’ye karşıtlığını söylüyordu. Bu da onun sonunu getirmişti. 28 Şubat tam da buydu. Gericilik, laiklik düşmanlığı perdenin önünde görünen nedenleri gibi görünse de partisinin sonunu getiren onun ABD’nin canını sıkması idi…

Öğrencileri Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül hocalarına biz de ABD konusunda senin gibi düşünüyoruz ama şu anda onlarla boy ölçüşecek, kapışacak, dikleşecek, karşı koyacak gücümüz yok dediler. Bu yüzden de tabiri caizse köprüyü geçene kadar ayıya dayı dememiz gerekiyor düşüncesindeydiler.

Bu nedenle hocaları ile yollarını ayırır gibi görünen Erdoğan ve Gül, Ak Partiyi kurdu ve yeni bir mücadelenin başlamasını sağladılar. Necmettin Hoca da öğrencilerine yol verdi ve kenarı itilmiş süsü verildi.

Aslında asıl iş şimdi başlamakla birlikte ayrılığın sancıları da birbiri ardına izleyecekti.

Öncelikle ABD ile iyi ilişkiler kurulmalıydı. ABD’yi uyandırmadan büyüyerek, toparlanarak gitmek gerekiyordu. Hepsinden haberleri vardı. ABD ile bu işin yürümeyeceğinin, FETÖ’nün devlet kademelerini yılan gibi sardığının, içeride devletin milli kanadının aktif ötesi olduğunun bilincindeydiler…

Ak Parti bugüne kadar çok badire atlattı. Asıl sorun Ak Parti değildi, asıl sorun milli kanadın aktif olmasıydı. Yer altından yer üstüne çıkmasıydı. Bunu da Ak Parti Hükümeti sağlıyordu.

Ak Partiye kapatma davası, e-muhtıra verilmesi, 2011′de Suriye’de başlayan olayların içerisine Türkiye’nin de çekilmeye çalışılması, MİT Tırlarının durdurulması, 17-25 Aralık Darbe Girişimi, Gezi Olayları, 15 Temmuz… Bunların hepsi kendi yolunda ilerleyen Türkiyeyi tekrar yolun başına döndürmek içindi.

Ama MİLLİ KANADIN geri dönmeye hiç niyeti yoktu. Zaten 15 Temmuz’dan sonra ABD ile ipler tamamen kopmuştu. Türkiye yoluna daha da emin adımlarla devam etmeye başladı. Bu safhada ERDOĞAN ve BAHÇELİ’NİN yan yana gelmesi güç birliğini daha da perçinledi.

Türkiye yeni ufuklara açılıyordu. S-400 ile Rusya ile yan yana yürümek, İPEK YOLU için ÇİN ile ortaklığa kalkmak, İRAN’a ABD’nin gerçek yüzünü göstermek AVRASYA BLOĞUNUN kapılarını açıyordu.

RUSYA-ÇİN-TÜRKİYE Doğu’dan gelerek yükseliyordu. Asıl sorun da burada başlıyordu. ABD buna karşıydı. İPEK YOLU demek ABD İMPARATORLUĞUNUN sonu demekti. İşte bütün kavga buydu.

ABD’nin Çin’e operasyon üzerine operasyon çekmesi, İRAN’a ambargo uygulaması, Türkiye’ye her türlü girişimde bulunması bu oluşumu durdurmak istemekten başka bir şey değildi.

Her şey Türkiye’de bitiyordu. Çünkü merkezde Türkiye var da ondan. İSTANBUL SEÇİMİNİ bundan ayrı düşünmek ise kesinlikle ama kesinlikle olmaz. İMAMOĞLU’NUN ABD’li bir televizyona verdiği röportaj sanki başkan havasında.

İMAMOĞLU üzerinden oynanan bu oyun kesinlikle burada bitmez. Daha yukarısı için gelecekler. Bakalım. ABDULLAH GÜL, AHMET DAVUTOĞLU bu oyunun neresinde olacak, nasıl bir oyun kurulacak. Türkiyeyi içeride daha da sıkıştıracaklar mı? Erdoğan nasıl bir hamle yapacak. Şimdi konuşulacak olanlar bunlar… Bekleyip göreceğiz…

Selam ve dua ile…

İBRAHİM YAVUZ