Fransa’da faaliyet gösteren Le Figaro gazetesi, Başkan Erdoğan’ın seçimlerde aldığı sonuçlara ilişkin bir analiz yayımladı.

Türkiye’de seçimlere katılım oranından bahsedilen haberde “Oldukça olağan olan yüzde 90′ın üzerinde çok yüksek bir katılımla Türkler, seçim pratiğine derin bağlılıklarını ve sandık meşruiyetini bir kez daha gösterdiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir yaptırım yenilgisi olacağını tahmin ediyorduk. Ancak bu ilk turun sonunda olağanüstü popülaritesini gösterdi.” ifadeleri kullanıldı.

“İKTİDARIN PUANINA ZARAR VERMEDİ”

“İster enflasyon, ister durgunluk, ister deprem sonrası felaketli yardım organizasyonu olsun, halkın bir süredir hükümete yüklediği tüm eleştiriler ve sorumluluklar, iktidarın puanına zarar vermedi. Depremden doğrudan etkilenen illerde bile Erdoğan ve ekibine destek çok net bir şekilde ifade edildi.”

“AÇIK ARA FAVORİ”

Erdoğan’ın ikinci seçimlerde ‘açık ara favori’ olduğu belirtildi. “Türkler seçim pratiğine derinden bağlı olduklarını ve sandık meşruiyetini bir kez daha gösterdi” ifadeleri yer alan haberde, analistlerin yanıldığı vurgulandı. Erdoğan’ın seçimin ilk turunda zafere yaklaştığı yazıldı.

7′Lİ KOALİSYON KARŞILIK BULAMADI

‘Seçmenlerin, muhalefet koalisyonunun çıkmaza girmeden, çatışmalar olmadan, sorunsuz bir yönetme yeteneğine sahip olmadığını açıkça dile getirdiği’ vurgulanan haberde, muhalefete sert eleştiriler geldi.

Her şeyden önce yalnızca Erdoğan’ı devirmek için bir araya gelen 7′li koalisyonun seçmen tabanında karşılık bulmadığı belirtildi.

2010 yılında kaset kumpasıyla CHP’nin başına geçtiği günden beri FETÖ ve PKK ile iş tutan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, seçim hezimeti ile yine ucuz bir takiyyeye soyundu. Yeni Şafak’ın haberine göre, Seçim süreci boyunca FETÖ ve PKK üyelerine ‘bahar’ vadeden, AB ve ABD’ye selam çakan Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs’ta hüsrana uğrayınca ‘milliyetçi’ kesildi. 28 Mayıs’ta milliyetçi oylara göz diken Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı olduktan 13 yıl sonra ‘vatan’, ‘beka’ ve ‘FETÖ’yü hatırladı.

’15 TEMMUZ KONTROLLÜ DARBE’

Kılıçdaroğlu siyasi hayatı boyunca terörle istikrarlı bir yakınlığa sahip oldu. 2010 yılında FETÖ’nün kurduğu kaset kumpası ile Deniz Baykal’ı tasfiye edip CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturan Kılıçdaroğlu, örgütle ilişkisini hiç bozmadı. 17-25 Aralık sivil darbe girişiminde, MİT tırları kumpasında FETÖ’nün düzmece belgelerini TBMM kürsülerine kadar taşıdı. El konulan FETÖ kurumlarını ziyaret ederek açıktan örgüte destek verdi. 15 Temmuz darbe girişimine ‘kontrollü darbe’ diyerek örgüt propagandası yaptı.

“DEMİRTAŞ’A ÖZGÜRLÜK”

Yıllarca devam eden bu ilişki 14 Mayıs’ta daha da hız kazandı. PKK’nın siyasi uzantısı olan HDP’yi 6′lı masanın gizli ortağı yapan Kılıçdaroğlu, Kobani olaylarında 50′den fazla kişinin ölümüne neden olan Selahattin Demirtaş’ı cezaevinden çıkarma sözü verdi.

ÖZERKLİĞE GÖZ KIRPTI

İktidara gelmesi durumunda Terörle Mücadele Yasası’nda Avrupa’nın istediği değişiklikleri yapacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “AB Yerel Yönetimler Özerklik Şartını getireceğiz” diyerek teröristlerin özerklik talebine göz kırptı. Terör örgütüyle gizli pazarlık yaptığı iddialarına net cevap veremeyen Kılıçdaroğlu, PKK ele başlarının destek açıklamalarından duyduğu memnuniyeti sessiz kalarak gösterdi.

ÖCALAN SERBEST KALACAK

Kılıçdaroğlu; HDP’nin “CHP iktidara gelirse Öcalan ve zindandakiler serbest kalacak”, “Suriye’de özerkliğin yolu açılacak” açıklamalarını da yalanlayamadı. Devlet kaynakları ile hendek kazıp bomba döşeyen HDP’li belediyelere kayyum atanmasının önüne geçeceğini dile getirdi. CHP mitinglerinde partisinin üst düzey isimlerinin PKK yandaşları ile birlikte ‘zafer işaretleri’ yapmasına göz yumdu.

FETÖ’CÜLERE DÖNÜŞ YOLU!

14 Mayıs seçim sürecinde FETÖ-Kılıçdaroğlu ilişkisi de hız kazandı. Muharrem İnce’yi FETÖ’nün kumpası ile devre dışı bırakan Kılıçdaroğlu, kamudan ihraç KHK’lılara geri dönüş sözü verdi. Fetullah Gülen’in ‘bahar’ ve ‘güneş’ göndermelerini kopyalayarak cezaevindeki darbeci askerlere ‘çıkış’ yolu vaat etti.

MİLLETLE ALAY ETTİ

Bu vaatleriyle seçimde hüsrana uğrayan Kılıçdaroğlu, ‘U dönüşü’ yaptı. Sinan Oğan’ın aldığı yüzde 5,17′lik oya göz diken Kılıçdaroğlu, 2,5 dakikalık video ile “milliyetçi ve ulusalcı” oldu! Videoda sığınmacılar üzerinden ‘vatan’ ve ‘beka’ vurgusu yapan Kılıçdaroğlu, “Bu mülteci akını karşısında ithal oy ümidi uğruna kılını kıpırdatmayanlara vatanımızı bırakmayacağız. Vatanını seven, sandığa gelsin” ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “FETÖ ile işbirliği yapma” iftirasını atan Kılıçdaroğlu, ulusalcıların desteğini almak için FETÖ’nün Ergenekon operasyonlarına uzandı.

MAVİ VATAN’DA NE İŞİMİZ VAR!

Kılıçdaroğlu, Batı’yı arkasına almak için de taahhütlerde bulundu. AB’nin ‘Osman Kavala’yı serbest bırakın’ dayatmasına boyun eğerek “Kavala’nın serbest kalmasını isteyen bize oy versin” diyen Kılıçdaroğlu, danışmanı Ünal Çeviköz aracılığıyla Kıbrıs ve Suriye’den çekilmeyi dillendirdi. “Doğu Akdeniz’de, Libya’da ne işimiz var” diyerek Mavi Vatan politikasından geri dönüş sinyali veren Kılıçdaroğlu, zaten var olan “Tarihi İpekyolu Projesi” diye pazarladığı projeden Azerbaycan’ı baypass etme sinyali verdi. Darbecilerin meşruiyet sağlamak için kullandığı söyleme sığınarak “İktidara gelirsek NATO ile yakınlaşacağız, Rusya’ya yaptırım uygulayacağız” taahhüdünde bulundu.

TOGG, İHA VE SİHA’LARI ELEŞTİRMEYİN

Milliyetçi oylar için sadece Kemal Kılıçdaroğlu değil, CHP toptan makas değiştirecek. Aynı taktik doğrultusunda milli muhafazakâr seçmeni uzaklaştırabilecek açıklamalardan kaçınılması için teşkilatlar uyarılacak. Seçmen tabanında önemli bir destek gören doğal gaz keşfi, yerli araba Togg’un üretimi, İHA- SİHA atılımı konusunda aykırı sesler törpülenecek. Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da ortaklarına milliyetçilik üzerine tartışma oluşturabilecek söylemlerden 10 günlük süreçte uzak durulması konusunda hassasiyet gösterilmesini istemesi bekleniyor.