Cumartesi , 20 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

Atatürk gittikçe marjinalleşiyor mu?

Türkiyede sevenleri kadar sevmeyenleri de olan Kamal Atatürk (“Kamal”diyorum, çünkü;kendi arzusuyla bilinen ismi olan Mustafa’yı ve Kemal’i değiştirmiş ve ‘Kamal’ yazdırmış son kimlik cüzdanına) gittikçe marjinalleşen bir değer olmaya başladı. Bunda şu etkenlerin rolü çok büyük:

 1-Atatürk’ü Koruma Kanunu. 5816 sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu olarak bilinen bu kanun 1951 yılında çıkarıldı ve  o günden beri hep şüpheyle bakıldı. Şu soru birilerince hep soruldu: Eğer Atatürk milli bir kahramansa kahraman kendi milletinden neden korunuyor? Yoksa gizlenen bir şeyler mi var?

2-Yaptığı devrimlerin milletimizin ihtiyaçları, inançları ve tarihi misyonuyla bağdaşmadığı şüphesi!.. Mesela şu soru çok can yakıcıdır:

Yazar sorar: Bak evladım! Atatürk olmasaydı ne olurdu biliyor musun? Mesela yurdumuz Yunanlıların eline geçerdi ve bu adi Greek Yunan neler yapardı biliyor musun?

a-Derhal Harf Devrimi yaparak İslami harfleri kaldırıp yerine Greek veya Latin harfleri koyardı!

b-Kılık kıyafet devrimi yapıp çarşafı, sarığı, fesi, kısacası,  İslam’a ait ne görüntü varsa yok ederdi!

c-Fransızlar –İngilizler ülkemizi işgal eder ve Müslümanların birliğinin simgesi olan Halifelik makamını kaldırırlardı!

d-Belki Atatürk olmasaydı İngilizler İstiklal Mahkemeleriyle ne kadar alim-ulema varsa asar veya hapseder, en azından korkutarak sustururlardı.

e-İtalyanlar gelir, Katolik-Hıristiyanlık dini inancına ait İsviçre Medeni Kanununu, İtalyan Ceza Kanununu, Miladi Takvimi ülkemize getirirlerdi.

Türk Tarih Kurumunun cevap vermesi gereken çok soru var; bu faslı geçiyorum.

Cumhuriyet kurulduğundan bu yana mütemadiyen okullarda öğretilen, okutulan Kamal Atatürk, gittikçe marjinal grupların sahiplendiği bir mite dönüşmektedir. Devletin resmi ritüelleri başka. Gönülden onu sevenler gittikçe marjinalleşen gruplardır artık. CHP bile neredeyse Atatürk’ü ve İnönü’yü savunmakta zorlanmaktadır. Bu bağlamda parti ikiye üçe ayrılmaktadır.

Peki, bu marjinaller kimlerdir? Bunlar Kamal Atatürk’ü okullarda öğrendiklerinden hareketle benimseyen, önemlibirkısmı Alevi ve Ateist çevrelerdir. Aslında onların bir kısmı olan aşırı sol örgütler 1970li yıllarda “Burjuva Atatürk” diyerek Atatürk’ü eleştiriyorlardı. Burjuva Atatürk demeleri, Atatürk’ün bir rivayete göre 312.000 m kare toprağı, onlarca fabrika, çiftlik mandıra v.s  ye sahip olmasındandır.

Yine Aleviler, Dersim Katliamının emrini verenin Atatürk olduğunu bildikleri halde, sırf Laisizmi getirdi, Aleviler şeriat baskısından kurtuldu düşüncesiyle onu seviyor gözükmektedirler.

Aslında 12 Eylül 1980 Askeri darbesinden sonra Atatürk’ün dindarlığı üzerine önce Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı(o zamanki)Ahmet Gürtaş’a yazdırılan “Atatürk ve Din Eğitimi” adlı kitap ile okullarda okutulan Din Kültürü dersleri müfredatı içine konan “Atatürk’ün din anlayışı” gibi konuların okutularak onun dine yakın olduğu tezi işlenmeye  çalışıldı lakin zaman geçtikçe bazı iddialar bu gayreti gölgeledi. ”Atatürk’ün bu din taraftarı söylemleri devrimleri gerçekleştirinceye kadar halkı yanına çekmek içindir. Devrimlerden sonra fikirleri değişmiştir…” Bu ve buna benzer iddialar veya ileri sürülen belgeler internet ortamında da hızla yayılmaya başlayınca orta yollu Atatürkçüler de hızlı savunucular grubundan ayrılarak “Eeh! Aslında olabilir de olmayabilir de “ safına evrilmeye başladılar.

Marjinallerin elinde kalan Atatürk o marjinallerin elinde daha hızlı tükenmeye başladı. Çünkü bu marjinaller cumhuriyetin ilk yıllarındaki “Türkün yeni dini Turan’dır, peygamberi de Atatürk’tür” saçmalıklarında bulunanlar gibi Atatürk’ü peygamberleştirmek, ‘tanrılaştırmak’  gibi söylemlerle sosyal medyada sörf yapıyorlar. Kendileri, nasıl olsa zaten bir dine inanmayan gruplar bunlar. Sırf Müslümanları kızdırmak için Atatürk’ü putlaştırdıklarını adeta ilan ediyorlar ama bu konuda da samimi değiller.

Atatürk daha çok tükeniyor, daha çok marjinallerin ellerine düşüyor.

Bu durum, karşı safta bulunan dindar kesimde de şu yorumun yapılmasına neden oluyor ister istemez: “Ne ektiyse onu biçiyor. Batılı, çağdaş bir nesil özlüyordu; işte özlediği nesil!”

Hâlbu ki, kolay bir çözüm var:5816 sayılı kanunu kaldırarak herkesin eteğindeki taşları dökmesini sağlamak ve millete mal olmuş tarihi şahsiyetleri şüpheden kurtarmak.

 Türk Tarih Kurumu nerede?

İdris Günaydın *

Tüm Yazıları →
İdris Günaydın

Ayrıca Bakınız

DENİZ BAYKAL BAŞBAKAN MI OLUYOR?

        Cumhurbaşkanımız Erdoğan Dış İşleri konutunda Baykal’la çok önemli görüşme yaptığını söyledi. Bu görüşmenin bir kısmını …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir