• Irkçılığın İslamofobik yüzü
  • Ülkemizdeki dönmeler ve fırıldaklar
  • LOZAN’IN GİZLİ MADDELERİ VAR MI?
  • Karabağ 1500 yıllık Türk yurdudur
  • CHP’ de ihanetler bitmez .
  • Ermenistan yine haksız, yine tarihten ders çıkarmıyor
  • O ÜÇ KADIN EZİDİ (YEZİDİ) OLSAYDI
  • Mankurtlaşma zincirini kırmak için
  • OKULLAR AÇILIRKEN BU KADAR TELAŞA GEREK VAR MI?
  • Darbe ve darbeciler
  • 43 yıl sonra 12 Eylül darbesi
  • Türkiye’de Yahudilik çalışmalarında karşılaşılan zorluklar
  • Yoldaki hiçler
  • SUSUZ İSTANBUL
  • Anayasa, sistem ve mankurtlaştırma
  • Üye Ol
  • Üye Girişi
    • Anasayfam Yap
      • Sitene Ekle
      • Politikamız
      • Künye
      • İletişim
Akıncılar Dergisi
    •  
    • Anasayfa
  • HABERLER
  • YAZARLAR
  • TARİH
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Hikaye
    • Şiir
    • Anı
  • EĞİTİM
  • ÇEVRE
  • Müzik
  • Video
  • Namaz
  • Hava
  • Döviz
  • Gazeteler
  • Arşiv
Anasayfa » Güncel

Allah’ı bırakıp bilginleri rab edinenler!

Haliyle bu başlık hemen şu soruyu gündeme getiriyor: “Ben sizin Rabbinizim!” diyen ilim adamları mı var ki?” Bu soruyu...
29 Temmuz 2016 Cuma 18:44
  • Tweetle
yazıyı büyüt yazıyı küçült
Allah’ı bırakıp bilginleri rab edinenler!

Haliyle bu başlık hemen şu soruyu gündeme getiriyor: “Ben sizin Rabbinizim!” diyen ilim adamları mı var ki?”

Bu soruyu şöyle sormak da mümkün: İnsanlar arasında “Benim Rabbim falan veya filan alimdir” diyenler mi var ki Allah’ı bırakıp insanları rab edinenlerden söz edilebilsin. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki “Allah’ı bırakıp insanları rab edinmek” tabiri Yüce Mevlâ’mıza ait bir ifadedir.

Tövbe Sûresi’nin 31. ayetini meâlen birlikte hatırlayalım:

“(Yahudiler) Allah’ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını); (Hıristiyanlar) da rahiplerini rabler edindiler.”

Yine Âl-i İmrân Sûresinin 64. âyetinde de “..Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi rab edinmesin” buyurulmaktadır.

Diğer taraftan acaba birilerini rab edinmek veya birilerinin rab olarak tanınmış olması için, rab sözcüğünün mutlaka onlar için kullanılmış olması gerekli mi? Bunun cevabını Elmalılı merhumdan alalım:

“..herhangi birini rab edinmiş olmak için behemehal ona ‘rab’ adını vermiş olmak şart değildir. Allah’ın emrine uygun olup olmadığını hesaba katmayarak, onun emrine uymak ve özellikle de dinin hükümlerine ait olan hususlarda onu kural koymaya yetkili sanıp ne söylerse, ne emrederse doğru farz etmek, ona uyduğu zaman Allah’ın emrine ters düşeceğini düşünmeden hareket etmek, onun emirlerini taparcasına yerine getirmek onu rab edinmek ve ona tapmak demektir.”(Elmalılı M.Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, Tövbe,31)

Tabi burada şu soru da karşımıza çıkıyor: Din âlimlerine, ulul’emr adı verilen devlet başkanlarına itaat etmek, Allah’ın bir emri değil mi? 

Elmalılı merhum bunu şöyle açıklığa kavuşturuyor: 

“..din âlimlerine, ulul’emr adı verilen devlet başkanlarına itaat etmek, Allah’ın emri olan bir farz değil midir? 

O halde Yahudilerle Hıristiyanların kendi âlimleri ve yöneticileri demek olan ‘ahbar’ ve ‘ruhban’a itaat etmeleri niçin muaheze olunuyor? şeklinde düşünmeye gerek yoktur. 

Çünkü burada sözü edilen şey, Allah için itaat ve teslimiyet değil, ‘min dunillah’ olan, yani Allah’ın emrine ters düşen itaattir. Gerçekten de ilmî hakikatleri kabul ve âlimlere itaat etmek ve saygı göstermek Allah’ın emridir. Ve Allah’ın emrine itaat de Allah’a itaattir. Fakat bu doğrudan doğruya değil, ‘Allah’a, Resule ve sizden olan emir sahiplerine itaat ediniz.’ (Nisa 4/59) âyetinde de işaret buyurulduğu üzere Allah’a ve Resulü’ne itaatin bir bölümü olarak ve ona bağlanarak yapılacak olan bir itaattir, Allah’a ve emirlerine rağmen bir itaat değildir. 

Allah için bir itaat demek, Allah’ın emirleri doğrultusunda olan, en azından mahluka itaatte yaratıcıya isyan bulunmayan bir itaat demektir. Böyle bir itaat Halık’a isyan bulunmamak şartıyla meşru olur.” (Elmalılı M.Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, Tövbe,31)

İşte bu ve buna benzer Allah’tan başkasına itaat hususunda şu temel bilgi, ilke ve ölçüleri unutmayalım: 

“..Ankebût sûresinin 8. ve Lokman sûresinin 15. âyetlerinde ana babaya itaat hususunda bir istisna getirilmiştir ki bu da onların evlâtlarını İslâm’dan uzaklaştırma ve Allah’a şirk koşmalarını sağlama yönündeki çaba ve istekleridir. Ahlâkçılar, hem bu âyetleri hem de Hz. Peygamber’in, ‘Allah’a isyan sayılan bir konuda kula itaat edilemez’ anlamındaki hadisini (Buhârî, “Ahkâm”…) esas alarak ana babanın haram olduğu kesinlikle bilinen konulardaki isteklerine uymanın câiz görülmediğini, bununla birlikte dinen haram kılınmayan başka isteklerine boyun eğmenin gerekli olduğunu belirtmişlerdir.” (Mustafa Çağrıcı, “Ana Baba”, TDV İslâm Ansiklopedisi, c.III, s.104)

Ankebût sûresinin 8. âyetinin indiği şu olay bu konuda ne denmek istendiğinin çok çarpıcı bir örneği olarak tarihte gereken yerini almıştır:

Aşere-i Mübeşşere (cennetle müjdelenen on kişi)’den olan Sa’d b. Ebî Vakkas müslüman olunca annesi Hamne bunu kabullenemedi ve kendisini çok seven oğlunu şöyle tehdit etti:

-Sa’d! Eğer kabul ettiğin bu dinden geri dönmezsen, ağzıma bir lokma koymam; açlıktan ölür giderim; sen de ömür boyu ‘ana katili’ diye anılırsın.

Hamne dediğini yaptı. İki gün iki gece bir şey yemedi. Tâkatten düştü. Bunu gören Sa’d, canı gibi sevdiği annesine şu sözleri söyledi:

-Anne! Yüz canın olsa ve bunlar birer birer çıksa, vallahi ben yine de dinimi terk etmem. Artık ister ye, ister yeme!

Oğlunun bu kararını gören Hamne, inadından vazgeçti.”

“Biz, insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Eğer onlar, seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Dönüşünüz ancak banadır. O zaman size yapmış olduklarınızı haber vereceğim.” -Ankebüt, 8- (Prof. Dr. M.Yaşar Kandemir ve diğerleri, Riyâzü’s Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Erkam Yayınları, c.II, s. 413)

Müslüman, liderine, şeyhine, hocasına kendisini Allah’a yaklaştıracak emir, tavsiye ve talimatlar için itaat eder. Bunun dışında kalan yani Allah’a ters düşen her itaat kişiyi Allah’a yaklaştırmadığı gibi aynı zamanda onu ateşe dahil eden bir isyana dönüşür. 

Bu meyanda İmam Buhari ve Müslim’in rivâyet ettiği çok manidar sahih bir hadisi olayın vahametine dikkat çekmek için nazarlarınıza sunalım: 

Hz. Ali (r.a) şöyle nakletti: 

“Rasûlullah (sas) bir seriyye gönderdi ve birliğin başına Ensâr’dan bir sahabiyi tayin ederek askerlere komutanlarına itaat etmelerini emretti. (Seferden dönerken komutan, bir meseleden dolayı) öfkelenip;

‘Rasûlullah (sas) bana itaat etmenizi emretmedi mi?’ dedi. Mücahid sahabiler de:

‘Evet emretti!’ cevabını verdiler. 

‘Öyleyse, derhal bana odun toplayın!’ dedi. Hemen odun toplandı. Bunun üzerine:

‘Ateş yakın!’ emrini verdi. Ashab da ateşi yaktı. Komutan:

‘Şimdi ateşe girin!’ dedi. 

Askerlerden bir kısmı ateşe girmek üzereyken diğer bir kısmı onları engelleyerek şöyle diyerek itiraz ettiler:

‘Biz, ateşe girmemek, ondan kaçmak amacıyla Rasûlullah’a (sas) geldik (şimdi ateşe girmemiz olur mu?)’ 

Öylece durdular. Ateş söndü. Komutanın da öfkesi geçti. Bu vaka Rasûlullah’a (sas) intikal edince:

‘Eğer o ateşe girselerdi, Kıyamet gününe kadar bir daha ondan çıkamazlardı! Allah’a isyanda (kula) itaat yoktur! İtaat maruftadır (iyilikte, İslâm’ın izin verdiği ölçüler içinde)’ buyurdular!” (Buhari: 5/203-204, hn. 4340; Müslim: 6/16, hn. 4872)

Bu bağlamda müminlerin yerine kâfirleri dost edinip destekleyenler; Allah’ın kesim emrine rağmen örtünmeyi ret ve terk edenler; müminlerin olmazsa olmaz özelliklerinden olan emri bi’l maruf ve nehyi anil münleri iptal edip hoşgörüyü ilkeleştirenler; İslam’ın kesinlikle men ettiği yalanı, iftirayı, insanların mahremiyetlerine girmeyi, hukuklarına tecavüz etmeyi hedeflerine ulaşmada ahlak ve metot edinenler; ikbal ve iktidarları için kendileri gibi düşünmeyen masumları genç yaşlı, çoluk çocuk, kadın erkek ayırt etmeksizin tankların paletleri altında ezecek kadar vahşileşenler Allah’ı bırakıp kimi rab edindiklerini ve Mevla’ya kul olmanın yerine kimin köleliğine düştüklerini acaba ölmeden önce idrak edebilecekler mi?

Etiketler:
15 Temmuz Sonrası Yunanistan ve Kıbrıs
15 zararını FETÖ’cü örgüt mensupları ödesin. Nasıl mı?
Facebook'ta Paylaş Twitter Paylaş Google+'da Paylaş Tumblr

Benzer Haberler

Irkçılığın İslamofobik yüzü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş/ Siyaset Bilimci, Stardan alıntıdır. Yeni...
Irkçılığın İslamofobik yüzü
Ülkemizdeki dönmeler ve fırıldaklar Asırlardır aramızda bu topraklarda yaşayıp her fırsatta kin ve nefretlerin...
Ülkemizdeki dönmeler ve fırıldaklar
LOZAN’IN GİZLİ MADDELERİ VAR MI? Nasraddin Hoca’ya sormuşlar: “Duyduk ki sizde kırk yıllık sirke varmış!” Hoca: - Ev...
LOZAN’IN  GİZLİ MADDELERİ VAR MI?
Karabağ 1500 yıllık Türk yurdudur ERHAN AFYONCU, Sabah Gazetesinden alıntıdır. Karabağ’a 6. yüzyıldan itiba...
Karabağ 1500 yıllık Türk yurdudur
CHP’ de ihanetler bitmez . İslam ülkelerinde Müslümanların dinini, tarihini, dilini, kültürel, ...
CHP’ de ihanetler bitmez .
Ermenistan yine haksız, yine tarihten ders çıkarmıyor Prof. Dr. İsmail Şahin / Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Paşinyan'...
Ermenistan yine haksız, yine tarihten ders çıkarmıyor

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Kullanıma İzin Verilen HTML Kodları : <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>

Arşivler

Yazarlarımızdan

Bizi Takip Et

Güncel Haberler

Irkçılığın İslamofobik yüzüProf. Dr. Hamit Emrah Beriş/ Siyaset Bilimci, Stardan alıntıdır. Yeni......
Irkçılığın İslamofobik yüzü
Ülkemizdeki dönmeler ve fırıldaklarAsırlardır aramızda bu topraklarda yaşayıp her fırsatta kin ve nefretlerini......
Ülkemizdeki dönmeler ve fırıldaklar
LOZAN’IN GİZLİ MADDELERİ VAR MI?Nasraddin Hoca’ya sormuşlar: “Duyduk ki sizde kırk yıllık sirke varmış!”......
LOZAN’IN  GİZLİ MADDELERİ VAR MI?
Karabağ 1500 yıllık Türk yurdudurERHAN AFYONCU, Sabah Gazetesinden alıntıdır. Karabağ’a 6. yüzyıldan itibaren Hazarlar,......
Karabağ 1500 yıllık Türk yurdudur
CHP’ de ihanetler bitmez .İslam ülkelerinde Müslümanların dinini, tarihini, dilini, kültürel, sosyolojik, demografik yapısını,......
CHP’ de ihanetler bitmez .
Ermenistan yine haksız, yine tarihten ders çıkarmıyorProf. Dr. İsmail Şahin / Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Paşinyan’ın......
Ermenistan yine haksız, yine tarihten ders çıkarmıyor
O ÜÇ KADIN EZİDİ (YEZİDİ) OLSAYDI  Geçen hafta İzmir’de Üç Suriyeli kadın Bindikleri otobüsten küfür......
O ÜÇ KADIN    EZİDİ (YEZİDİ) OLSAYDI
  • Müzik
  • Video
  • Namaz
  • Hava
  • Döviz
  • Gazeteler
  • Arşiv
Akıncılar Dergisi’nde yayınlanan her türlü yazı ve eserler kaynak belirtilmeden kullanılamaz.
Yayınlanan yazı ve eserlerden yazarları sorumludur.
Görüş ve önerileriniz için : info@akincilardergisi.com
Copyright © 2014 - Akıncılar Dergisi Her Hakkı Saklıdır.